Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın!
Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla!
Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde!
Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum!
Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda!
Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında!
Hiç bilmiyorum! Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor!-Adil Erdem Beyazıt
Edebiyat Kategorisinde Son Yazılar
Kahraman nereye gider? Kahramanın yolculuğu nerede başlar, nasıl devam eder ve nerede sonlanır? Tüm bu sorular
“Kaderin köleleri değiliz aksine kaderin elleriyiz. “Roger Garaudy” Gülbahar Okumuş’un “Kaderini Sev” adlı romanını bitirdikten sonra
Arif Damar; bir yönüyle toplumcu-gerçekçi, bir yönüyle İkinci Yenici ama her zaman kendisi olmuş çok özel
Öykü 80 darbesinin yapıldığı gece henüz subay olmuş ve bıyıkları yeni terlemiş bir delikanlıydım. O yıllarda
Yaşamını Almanya’da sürdüren yazar Sırrı Ayhan’ın “Berberin Dansı” adlı kitabını yeni okudum. Sürükleyicilik açısından mükemmel bir kitap
“Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım…
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.”
Didem Madak’ın bir şiirinden. Buradaki yalnızlığı sizin dediğiniz gibi anlarsak eğer şiir mana olarak daha güzel bir yapıya girecek. O doksan dokuz yalnızlığı da kainattaki hiçbir şeye değişmemek dileğiyle. Bu yazınızın altına da güzel gitti. Bakış açımız değişti şiire de. 😉