Olmayan Bir Veda

Sevmem ben öyle, “Kendine iyi bak!” diyeni. İnsanı, henüz gözden ırak olma vakti bile gelmemişken gönlünden ırak etmiş; kendi hâl çarene bak işte, demiş gibidir benim gözümde. Hayır, onun dudaklarından dökülmedi bu sözcükler. Vedalaşmadık biz. Bir trenin acı çığlıklarıyla beraber, bir başka şehre gözlerimi açacağım gerçeğini ortadaki vazoya çiçek niyetine koymamıza rağmen. Hatırlamadık bunu; unuttuk, unutturduk birbirimize. Bazı şeyler hatırlanmayınca daha az can acıtıyordu. Çocuk avuntusu. Düşersin, dizin kanar, yara yerine üflersin, işte öyle bir şey. Öyle bir şeydi, o son bakışlar. Kim bilir ne zaman buluşurdu birbiriyle yeniden, bilemeden; bunu sorduğunu kendine bile itiraf edemeden, cevabı bir çift gözde … Olmayan Bir Veda okumayı sürdür