Türkiye'nin Restorasyon Rezaletleri
Türkiye'nin Restorasyon Rezaletleri

Restorasyon Rezaletleri

/
3

Tuğla Kafalara Restorasyon

Bu coğrafyanın tuğlalar, betonlarla alıp veremediği bir şeyler var. Parasal varlığı fazla olan insanlar her zaman emlak sektörüne yatırım yapıyor. Bina dikip duruyoruz ülkecek. Neyse bu kısım çok önemli değil. Asıl önemli olan bu kadar çok bina yapıp yine de rezil işler çıkarmamız. Bina dikenin tek düşündüğü şey cebi olsa gerek. Etrafını çok umursamıyor. Ne bir yeşil düşünüyor ne bir göz zevki ne de temiz bir hava. Durum böyleyken çok daha zor bir iş olan restorasyonlara ne demeli?

Madem bu kadar meraklısıyız bu konunun, işin bir başka ilginç tarafı da doğru dürüst restoratiflerimizin olmaması. Yani bir konu üzerinde bu kadar iş çıkmasına rağmen ortada bir şey yok. Demek ki yapılan işler bilgi birikimi ve eğitim sürecinden geçirilmemiş, para odağı etrafında dönüyor.

Tarih Tahribatı

Şimdi sizlere çok güzel örnekler vereceğim: Dandalaz köprüsü, Ocaklı Ada Kalesi, Süheyl Bey Cami, Mimar Sinan Külliyesi, Hatay Arkeoloji Müzesindeki Roma Mozaikleri, Antiphellos Antik Tiyatro, Sümela Manastırı, Sinan Paşa Külliyesi, Battal Gazi Külliyesi ve niceleri…

Size ne anımsatıyor bu kadar yapıt? Bunlar bu coğrafyanın güzelliklerinden, tarihi eserlerimiz. Fakat hepsi ne yazık ki kötü bir sonu paylaştılar…

Ocaklı Ada Kalesi Restorasyon Rezaleti2. Murat döneminde yapılan Dandalaz Köprümüz 6 asırdır yerinde duruyorken restorasyon sürecinde yıkıldı. 2 bin yıllık Ocaklı Ada Kalesini bir restore ettiler, sağolsunlar ülkeye bir süngerbob kazandırdılar. Mimar Sinan’ın yaptığı Süheyl Bey Camii’yi cam ile döşettiler. Aynı şekilde Mimar Sinan Külliyesini camla kapladılar. Roma Mozaiklerini öyle bir restore ettiler ki sanırsın pastel boya ile bilerek bozdular. Antiphellos Antik Tiyatrosu restorasyondan önce 28 sıra iken restorasyon sonrası 26 sıra kaldı. Sümela Manastırına kaçak kat çıktılar. 4 asırlık Sinan Paşa Külliyesine kamyon girebilsin diye duvarını yıktılar. Battal Gazi Külliyesine de Amerikan tarzı mutfak döşediler…

4 Adet Sinan Camii

Merak ediyorum. Nasıl bu kadar tarih kıyımı yapılabiliyor? Daha vahimi bunca şey tahrip edilirken neden kimseden bir ses çıkmıyor? Yıkılan, harap edilen şeyler bizim kendi topraklarımızın zenginlikleri değil mi? Değil bile olsa buna mübah mıdır?

Bu ülkede 1950-60’lı yıllar arasında 4 tane Mimar Sinan Camisi yıkıldı. Gerisini siz düşünün…

Yaşamak ancak çalışmak ve üretmek ile anlamlı olabilir. Bu bağlamda Maslow Piramidi'nin hem gerçek hem yalan bir tarafı vardır. İhtiyaçlar hiyerarşisini gerçek bir teoriymiş gibi düşünüp 'otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğu' olmasak mı artık?

3 Comments

  1. Sonuna kadar haklısın söylediklerinde. Ancak bir şeyi gözden kaçırmamak lâzım: Biz ilginç bir milletiz. Bu kadar garip işin bir açıklaması olamaz çünkü. Aslında Batı medeniyeti, "Tarih nasıl yok edilir?" bilgisini bizden öğrenmeli. 🙂

    • Bence bunların hepsi yarı-cahillikten oluyor. Batı-Doğu diye de ayırmamak lazım. Onların da yaptığı tonla rezillikler var. Endülüsteki şaheser camileri katedrale çevirip rezil ettikleri olmuştur. Yani sonuç olarak cahil her yerde cahil. Ama onları bu konuda solladığımız herhalde görünür bir gerçek.

  2. Bir benzerini Üsküdar'daki Yeni Valide Camii'ne de yapmışlar. Şadırvanına pimapen takmışlar. Üstüne üstlük aynı camide birkaç yıl önce biri (artık hangi cahilse) Kâbe örtüsünü götürmüş. Şimdi nerede bu Kâbe örtüsü, kim düzeltecek o şadırvan penceresini? İnsaf…

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Eleştiri Kategorisinde Son Yazılar