Canan Dağdeviren

Genç Bilim İnsanımız Dr. Canan Dağdeviren Hakkında

/
1

Bilim alanında birçok ülkeye göre geri olduğumuzu düşünmüşümdür hep. Birileri keşfeder, icat eder ama hep yabancı insanlar yapar gibi gelir böyle şeyleri. Sürekli söyleniriz neden bizim insanlarımız da bilim dünyasında diğer ülkeler kadar ses getiremiyor diye. Canan Dağdeviren işte bu fikri yıkarak yazımızın konusu olacak.

Aslında işin yüzü çok farklıdır benim fikrime göre. Çok önemli bir buluşa imza atmışsınızdır ancak bu bizim ülkemizin gündeminde bir futbol maçı kadar, bir pop şarkıcısının hayatı kadar gündem oluşturmuyor maalesef. Oluştursa dahi merak edip de üzerine gitmiyoruz bilimsel konuların. Bilim insanlarımıza sahip çıkmıyoruz. Gereken özeni desteği maalesef göstermiyoruz. Bundandır ki sanki bilim alanında ülkemizin insanları geri planda gibi düşünüyoruz.

Oysa bilim dünyasında Türklerin yeri hiç de azımsanacak bir düzeyde değil. Başta Aziz Sancar olmak üzere bizleri gururlandıran birçok isim mevcut. İşte yazımızın konusunu oluşturan Sayın Canan Dağdeviren de bu isimlerinden birisi. Kendisi Türkiye’den Harvard Üniversitesi Genç Akademi Üyeliği’ne seçilen ilk bilim insanı.

Canan Dağdeviren Kimdir?

4 Mayıs 1985 tarihinde İstanbul, Üsküdar’da Adanalı bir anne ve Sivaslı bir babanın ilk çocuğu olarak doğmuştur. Caner ve Emre adında iki erkek kardeşi vardır. 5 yaşındayken babasının hediye ettiği Marie Curie ile ilgili bir kitap okumayla fiziğe karşı ilgisi oluştu. Büyüdüğünde de Marie Curie‘nin eşi Pierre Curie‘nin keşfi piezoelektrikten ilhamla aletler üretti.

İlkokulu ve ortaokulu okuduktan sonra liseyi Kocaeli‘de okurken 1999 depreminde okulu hasar gördüğü için, Adana Seyhan ÇEAŞ Anadolu Lisesi’ne misafir öğrenci olarak gönderildi. Ardından Ankara‘da Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği’nden 2007 yılında mezun oldu. İstanbul’da Sabancı Üniversitesinde tam burslu olarak Malzeme Bilimi ve Mühendisliği programındaki yüksek lisans eğitimini 2009’da bitirdi.

2009 yılında Fulbright bursu kazanarak (UIUC)’da ABD‘de Illinois’te bir devlet üniversitesi olan University of Illinois at Urbana-Champaign’de Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümünde doktora eğitimine başladı. Doktora süresince fizik, elektronik, kimya alanlarının kapsamına giren esnek ve katlanabilir, vücut içine ve deri üstüne yapıştırılabilir/giyilebilir elektronik aletler üzerinde çalışmalar yaptı.

“Hayal edebilmek bilgiden daha önemli”

Canan Dağdeviren’in İcatları ve Buluşları Neler?

Fizik, kimya, kimya, tıp, elektrik – elektronik alanlarında araştırmalar ve deneyler yaparak giyilebilir, katlanabilir teknik kıyafetler geliştirmeye başlamıştır. Deri üstüne yapıştırılabilir elektronik cihazlar da icat etmeye başlamıştır. Hala MIT’de çalışmalarını sürdürmekte ve Harvard’da da üyeliği bulunan genç bir araştırmacı olarak Türkiye ve dünya için en önemli insanlardan biri konumundadır.

– Kendi enerjisini üreten kalp pili (Pzt meh)

İnsan vücuduna kalıcı olarak yerleştirilebilecek piller üzerinde çalışıyor. Dağdeviren’in tasarlayıp tamamladığı çalışmada kalbin, akciğerin ve diyaframın hareketinden elektrik enerjisi elde eden ve bu enerjiyi depolayan, esnek ve çok ince bir piezoelektrik entegre malzeme geliştirildi. İnsan vücuduyla uyumlu plastik bir yüzeye tutturulan bu malzemenin kalınlığı bir saç telinin yüzde biri kadar ve kâğıt gibi katlanıp bükülebiliyor.

Günümüzde kullanılan kalp pillerinin ömürleri 5-7 yıl ve pilin işlevini yitirmesi durumunda bütün mekanizmanın riskli bir ameliyatla değiştirilmesi gerekiyor. Bu çalışmayla geliştirilen cihaz kalp, akciğer veya diyafram ile kalp pili için gereken enerjiyi üretiyor. Bu sayede kalp pillerinin değiştirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırarak hayatlarını bu pillerle devam ettiren insanların yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde başarılı sonuçlar veren bu projenin insanlar üzerinde de en kısa zamanda denenmesi planlanıyor.

Canan Dağdeviren’in bulduğu bu kalp pilinden sonra bir diğer çalışması olan “beyin iğnesi”nin de tamamlandığı açıklandı. Dağdeviren’in bu son çalışmasıyla Parkinson hastalarının ilaçları artık iğneyle doğrudan beyne enjekte edilecek. Bu sayede ağız ve damar yoluyla alınan ilaçların vücudun diğer bölümlerine olan olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması amaçlanıyor.

Kendisi bilime olan merakında iki dönüm noktası olduğunu belirtmektedir. Bunlardan ilki babasının kendisine Marie Curie hakkında hediye ettiği bir kitap; ikinci ise Erdal İnönü’den den bizzat aldığı Anılar ve Düşünceler adlı eser. Özellikle Erdal İnönü ile tanışmasının lisedeki alan seçiminde etkili olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca motivasyonun düşük olduğu zamanlarda Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham aldığını da bir demecinde açıklamıştır.

Bu yazımızı da tavsiye ederiz:  Kuantum Nedir? Kuantum Teorisi Neden Önemli?

Biz genç zihinlere örnek olup yeteri kadar çalışınca bizlerin de başaramayacağı bir şey olmadığını gösterdiği için kendisine saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Umarım yeni başarılarıyla -ki yeni başarıları da kapıda- bizleri gururlandırmaya devam eder.

Başarıları

  • Forbes dergisinin ‘30 yaşından küçük 30 bilim insanı’ listesine girdi
  • Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi Üyeliği’ne (Junior Fellow of Harvard) seçildi.
  • MIT Technology Review’un her yıl derlediği 35 Yaş Altı Mucitler listesinde yer aldı.
  • 2014 – Illinois Innovation Prize ödülü

1 Comment

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Bilim & Sağlık Kategorisinde Son Yazılar

Baştan çıkarıcı kokular

Mmm… Nasıl da kokuyor! Kokuların ve güzel rayihaların biz insanlar üzerinde etkisi vardır. Kokular, anılarımızı canlandırdığı

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, genellikle gündelik hayatta karşılaşılan stres faktörleriyle başa çıkamama durumunda ortaya çıkan yoğun kaygı ve korku