Günlük hayatımızın çoğu alanında doğal ve sentetik kimyasallara maruz kalırız. Bunlardan bazıları sağlık üzerinde zararlı etkiler oluşturmazken bazıları sağlığa zararlı etkilere sahiptir. Hormonal sistemi etkileyenler endokrin bozucu-karıştırıcı kimyasallar (EBK) olarak bilinir.
Endokrin bozucu kimyasallar; insan vücudundaki başta steroid yani yağ yapısındaki hormonları olmak üzere protein yapıdaki hormonları taklit ederek vücuttaki işlevlerini etkilerler. Ve böylece sağlık problemlerine neden olabilirler.
Sanayileşme ve teknolojilerin gelişmesiyle birlikte insanoğlunun EBK’lara maruziyeti yaklaşık son 100 yıldır ciddi şekilde artmıştır. Bu kimyasallar birçok avantajına rağmen yanında bazı sağlık problemlerini de getirmiştir. Özellikle temel yaşam ihtiyaçlarına daha kolay ulaşım ve tıp alanındaki gelişmeler sayesinde artan ortalama yaşam süresi ile bu kimyasallara maruziyet süresi de orantılı olarak artmıştır. Dolayısıyla bu daha fazla sağlık sorunu demektir.
Yaşadığımız çağda önde gelen ölüm ve sakatlık nedenleri kronik hastalıklardır. Ve kronik hastalıkların oluşum mekanizmasında çevresel faktörler önemli yere sahiptir.
İçindekiler
En Sık Maruz Kalınan Endokrin Bozucu Kimyasallar
EBK’lar temel olarak doğal ve sentetik kimyasallar olarak sınıflandırılır. Doğal olanlar özellikle bitkilerde bulunur ve fito-östrojen olarak isimlendirilir. Bunlar doğal oldukları için vücutta daha kolay metabolize edilip yani işlenip atılırlar ve vücutta depolanmazlar. Sentetik olanlarının ise vücutta metabolize edilmeleri daha zordur ve lipofilik oldukları için yağ dokusunda depolanırlar.
Doğal fito-östrojenler daha çok soya, baklagil tohumları (fasulye, bezelye gibi) ve keten tohumunda olmak üzere susam, buğday, çilek, yulaf ve arpa gibi bitkilerde bulunur.
İnsan yapımı olan endokrin bozucu kimyasallardan en sık karşılaşılanlar bisfenol A, fitalatlar, parabenler, alev geciktiriciler ( örn; Polibrominat difenil eter (PBDE) ), pestisitler, perklorat, dioksin ve atrazindir.
Endokrin Bozucu Kimyasallar Nerelerde Bulunur?
Önceden belirttiğimiz gibi yaşamın birçok alanında bu kimyasallara maruz kalırız.
Bisfenol A (BPA) polikarbonat plastiklerde (su şişeleri, gıda ve içecek kaplarında) ve metal konservelerin iç kaplamalarında kullanılır.
Fitalatlar plastize edici olarak bilinir. Plastiklerin daha esnek ve kırılmaya daha dayanıklı olmalarını sağlar. Vinil döşeme, deterjanlar, yapıştırıcılar, plastik elbiseler (örn; yağmurluk) ve kişisel bakım ürünlerinde (sabun, şampuan, saç spreyleri, oje vb.) bulunurlar. Fitalatlardan en sık kullanılanlar dietilheksil fitalat (DEHP) ve dibütil fitalat (DBP) ‘tır.
Parabenler kozmetik ürünlerde, yiyeceklerde ve ilaçlarda koruyucu olarak geniş bir kullanıma sahiptir.
Pestisitler özellikle tarımsal alanlarda zararlı organizmaların kontrol alınması amacıyla kullanılan kimyasallardır. Atrazin de yabancı otlarla mücadele için kullanılan bir herbisittir. Dioksin, pestisit olarak bulunabildiği gibi klor içeren organik bileşiklerin yanması sonucu ve kâğıt hamurunun beyazlatılmasında klor kullanılması sonucu meydana gelir.
Perklorat roket yakıtının bir öğesi olmasına rağmen içme sularında ve sütte perklorata rastlanmıştır.
Endokrin Bozucu Kimyasallar Sağlığımızı Nasıl Bozarlar?
Endokrin bozucu kimyasallar yapısal olarak özellikle steroid yapıdaki hormonlara (östrojen ve androjenler) benzerler ve onların normal işlevlerinin bozulmasına neden olurlar. Bunun yanında protein yapıda olan tiroit hormonuyla da etkileşebilirler.
Temel olarak östrojeni taklit eder ya da androjene zıt etki gösterirler (östrojenik, anti-androjenik). Bu etki mekanizması açısından seçici östrojen reseptör düzenleyicilerine (SERM) benzediği söylenebilir. Dolayısıyla daha çok üreme sistemiyle ilgili problemlere yol açarlar. Ancak ek olarak nörolojik gelişim, bağışıklık sistemi, metabolizma ve davranışlar üzerinde de etkilere sahiptir.
EBK’lar epigenetik değişimlere neden olarak da zararlı olabilir. Bu hatalı epigenetik yapı ise sonraki nesillere aktarılarak kalıcı etkilere yol açar.
Sağlığa zarar açısından en hassas olunan dönemler; gebelik ve yaşamın erken evreleri yani bebeklik ve çocukluktur. Bu dönemlerdeki maruziyet daha kalıcı etkilere neden olup sık karşılaşılan kronik hastalıklara (diyabet, obezite, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları) ileri yaşlarda yatkınlık oluşturabilirler.
Bu kimyasallar vücuda havayla, besinlerle ve cilt yoluyla giriş yaparlar.
Endokrin Bozucu Kimyasalların Sağlık Üzerine Etkileri
Endokrin bozucu kimyasallar başta üreme sistemi ve cinsiyet hormonlarını etkilerken bunun yanında gelişimsel gecikmelere, bağışıklık sisteminde problemlere, diyabet ve obezite gibi metabolik hastalıklar ile dikkat eksikliği ve otizm gibi davranışsal problemlere yol açabilir.
EBK’lar östrojen ve androjen gibi cinsiyet hormonlarıyla etkileşimlerinden dolayı çocuklarda erken veya geç puberte, erkek çocuklarda anormal meme gelişimi (jinekomasti) ve kız çocuklarında erken meme gelişiminde etken olabilir. Ayrıca sperm kalite ve sayısında düşüklük, daha sık gebelik problemlerinin yaşanması, infertilite (kısırlık), erkek bebeklerde inmemiş testis ve hipospadias gibi anomalilerle ilişkili olduğu düşünülür.
Oluşumunda hormonal faktörlerin önemli rol oynadığı meme, rahim ve prostat kanseri ile bunun dışında erkeklerde testis kanseriyle ilişkilendirilmiştir. Kadınlarda polikistik over sendromu ve prematüre over yetmezliği tablolarından da sorumlu olabilir.
Çocukluklardaki otizm ve dikkat eksikliği gibi nörogelişimsel bozukluklara neden olabilir.
Perklorat tiroit hormonu üretimi için gerekli olan iyodun, tiroit bezine girişini engelleyerek tiroit hormonu üretimini bozar. Tiroit hormonu çocuklarda beyin ve kemik gelişimi için çok önemlidir. Bu etkisiyle beyin ve kemik gelişiminde anormalliklere yol açabilir.
Vücuttaki hormonlar metabolizmanın işleyişinde önemli rol alırlar. Dolayısıyla endokrin bozucu kimyasallar diyabet, obezite, hipertansiyon ve dislipidemi gibi komponentleri kapsayan metabolik sendrom için risk faktörüdür.
Endokrin bozucuların bu etkilerini meydana getirmesi için çok düşük dozlar bile yeterli olabilir.
Bireysel Olarak Alabileceğimiz Önlemler ve Öneriler
Hayatın neredeyse her alanında maruz kaldığımız bu kimyasallardan tamamen sakınmak neredeyse imkânsızdır. Ancak bazı tedbirlerle endokrin bozucu kimyasallarla temasımızı azaltabilir ve vücudun onlara karşı baş etme mekanizmalarını kuvvetlendirebiliriz.
- Antioksidanlar bazı EBK’ların etkilerini nötralize edebilir, bu nedenle yeterli ve dengeli beslenmek alınacak önlemlerin başında gelir.
- Bisfenol A (BPA) ve fitalat gibi kimyasallara maruziyetimizi azaltma açısından plastik kullanımı en aza indirgenmeli, yerine cam gibi besinlerle ve içeceklerle etkileşmeyen maddelerin kullanımı artırılmalıdır. Plastik dışında alternatif yoksa ambalajlar incelenip BPA ve paraben gibi bu tür kimyasalları içermeyen ürünler tercih edilmelidir. Ancak BPA içermeyip BPA benzeri kimyasallar içeren ürünlerin de tehlikeli olabileceği unutulmamalıdır.
- Besinler ve içecekler cam ya da çelik şişelerde saklanmalı.
- Polikarbonat plastikler bulaşık makinasında yıkanmamalı.
- Altında PC işareti olan ve geri dönüşüm numarası 3 (polivinil klorid) ve 7 (diğer) yazan plastik kaplar kullanılmamalı. 1, 2, 4, 5 (poliproplen: en zararsızı) kullanılabilir.
- Plastik ürünlerin yapısındaki kimyasallar sıcaklık değişimlerinde besinlere daha kolay karışabilir. Bu nedenle plastikler ısı değişimlerinden korunmalıdır.
- Gebelik ve yaşamın erken dönemlerindeki bireyler daha hassas olduğundan bu kimyasallardan korunmak için daha özenli davranılmalıdır. (Örn; Çocuklar için biberon, diş kaşıyıcıları ve oyuncaklar gibi)
- Sebze ve meyveler yenmeden önce iyice yıkanmalıdır.
- Kişisel bakım ürünlerinden doğal olanlar tercih edilmeli.
- Yemeklerden önce eller doğal sabunlarla iyice yıkanmalıdır.
- Evlerde sinek kovucu olarak doğal uçucu yağlar tercih edilmeli. (lavanta, nane, limon)
Endokrin bozucu kimyasallar hakkındaki araştırmalar sürmektedir. Ancak bu kimyasalların bir arada bulunduklarında kokteyl etki oluşup verdikleri zararı artabilir ve bu araştırmaları zorlaştıran nedenlerden biri olmaktadır. Bazı ülkeler bu konuda önlemler almasına rağmen kaçınılması oldukça güç olan endokrin bozucu kimyasallardan ancak toplu bilinçlenme ve hareketle korunulabilir.
Kaynaklar ve İleri Okuma;
Bana eski anılarımı hatırlatan güzel bir yazı olmuş. Elinize, kaleminize sağlık sayın yazar.
🙂
Hocam yazıyı okuduktan sonra hemen koşarak su içtiğim pet şişenin altına baktım .Yazı için teşekkürler güzel bir farkındalık yazısı olmuş…
Bilgi ve düşüncelerimizi harekete geçirdiğimizde başarmaya bir adım daha yaklaşmışız demektir. Bu farkındalığı yakalayıp yazının amacına ulaşmasına sağladığınız için ben size teşekkür ederim 🙂
Ekrem yorumunda “eski anılarımı hatırlatan” demiş. Zira yaklaşık 4-5 yıl kadar önce endokrin bozucu bir madde olan bisfenol a üzerine kendisiyle bir çalışma yapmıştık. Östrojeni taklit eden bu ksenobiyotik ajan, hücreiçi birçok yolağı etkileyerek olumsuz sonuçlar doğuruyor.
Her ne kadar bir öğrenci çalışması olsa da benim de anılarımı hatırlattı. Bir sene boyunca laboratuvarını açan ve bize yardımını esirgemeyen sayın hocamı anmayı bir görev biliyorum. Selametler olsun.
Güzel yazı için teşekkürler.
Bu konudaki katkılarınız için biz teşekkür ederiz hocam.
PLASTİK HİÇ BİR ŞEYİ KULLANMAMAK eve plastik sokmamak kapların plastik olmaması, içeceklerin cam şişelerde olması en temel alınacak tedbirlerdir. ancak unutmayın çok uzun zamandır kimyasala maruz kalıyoruz. evlerin ısı yalıtımını yapmak için hala ülkemizde asbest kullanılıyor. ne kadar zararlı