İçindekiler
Yazan: Ömer F. Oyal
Yönetmen: Hakan Çimenser
Uçmak “Hezarfen Ahmed Çelebi” İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunu olsa da; geçen hafta Ankara’ya turneye geldiklerinde Cüneyt Gökçer sahnesinde büyük bir heyecanla izledim. Yaklaşık 2 ay önce İstanbul Devlet Tiyatrolarında prömiyerini yapan oyunun Ankara biletleri günler öncesinden tükendi.
Uçmak “Hezarfen Ahmed Çelebi” oyununa gelecek olursak: Oyun 2 perde ve yaklaşık 2 saat 20 dakika uzunluğunda. Adından da anlaşılacağı üzerine Hezarfan Ahmet Çelebi’nin Galata Kulesinden Üsküdar Doğancılar meydanına yaptığı uçuşun hikayesini ve bu uçuş sürecinde ki Hezarfen’in duygu ve düşünce evrenini konu alıyor. Sadece “Hezarfen kartal tüyünden kanat yapıp Galata Kulesinden atladı.” değil de; o uçuşu yapana kadar karşılaştığı sıkıntıları, aklına kattığı “uçmak” düşüncesine kendisinden başka kimsenin itibar etmediği ve kimilerinin de dalga geçtiği. kendisinin “uçmak” olarak nitelendirdiği bu hayali onun dışındakilerin “atlamak” olarak görmesini ve belki o günün son günü olacağı korkusunu ve heyecanını seyircilere hissettiren üst düzey bir oyundu. Bununla birlikte döneminde yaşayan Evliya Çelebi ve Lagari Hasan Çelebi gibi önemli kişilerin de hikayelerini barındırıyor.
Oyunculukları genel olarak beğendim. Ama ben Hezarfen’i oynayan başrol oyuncusu Tolga Evren’e ayrı bir başlık açmak istiyorum. 2 saat boyunca enerjisi hiç eksilmedi aksine giderek arttı ve mükemmel bir finalle oyunu noktaladı. Hezarfen rolünü oynamadı adeta yaşayarak ve duygu geçişlerindeki ustalığı ile kusursuz bir oyunculuk sergiledi. Tolga Evren dışında Süleyman Efendi rolünü oynayan Erdoğan Aydemir ve Lagari Hasan Çelebi’yi oynayan Emir Çiçek te üst düzeydiler. Emeklerine sağlık. Ayakta alkışlayanları bol olsun.
Dekor ve kostüm tasarımı: Oyun muhteşem bir ilk perde açılışına sahip, capcanlı ve renkli. Bunun dışında oyunun genelinde gerek dekor gerek animasyonlar ve efektler; mekan, anlık ruh halleri ve ustalıkla kullanılan ışık ve renk paletlerinin canlılığı gibi başka birçok şey de devlet tiyatrolarında pek alışık olmadığımız bir görsel ziyafet sunuyor bizlere. Hezarfen’in rüyası sırasında müzik, ışık ve sisle oluşturulan sahne de o anki durumu tam manasıyla yansıtıyordu. Oyunun teknik detaylarından bir başka başarılı olan kısım ise kostümlerdi. Dönemini yansıtan ve oldukça ayrıntılı bir şekilde düşünülen kostüm tasarımları da oyunu başarıya ulaştıran faktörlerden biriydi. Bir eksi olarak belirtmem gerekirse, sahneye verilen sis biraz azaltılabilirse daha iyi olabilir. Çünkü özellikle ilk üç-dört sırada oturan seyirciler sis verilen sahnelerde rahatsız oldular.
OYUN EKİBİ:
Dekor Tasarımı :Şirin Dağtekin Yenen
Kostüm Tasarımı :Çevren Sarayoğlu
Işık Tasarımı:Akın Yılmaz
Müzik:Fırat Akarcalı
Koreografi:Orçun Okurgan
Akrobasi ve Şenlik Eğitmeni :Mehmet Kandemir
Video Mapping Decol New Media Studio
Dijital Sanat Yönetmeni :Amir Ahmadoglu
Minyatür Sanatçısı :Hilal Arpacıoğlu
Dramaturg :Selen Korad Birkiye
Yönetmen Yardımcısı: Ezgi Yentürk Çimenser
Asistanlar: Esra Akbaş, Pınar Alev
Sahne Amiri:Ergül Muslu
Işık Kumanda:Serdar Yaman, Gökhan Gülçebi
Mapping Kumanda :Seda Özyurt, Ferhat Daşdemir
Dekor Sorumluları:Selçuk Oltuözer, Bedri Ulutaş
Aksesuar Sorumlusu:Kürşat Çelik
Kaynak:
Not: Oyunlarda yaptığım eleştiriler akademik anlamda çözümlemeler içermemekle birlikte, herhangi bir tiyatro tutkunu gibi pratik eleştiri niteliğindedir. Bu nedenle ele alınan konular yüzeysel cümlelerle ve çözümlemelerle değerlendirilmektedir. Kısacası basit tiyatro anlayışıyla herkesin anlayabileceği basit analizler yapıyorum. Bu anlamda akademik açıdan eksiklerim olursa mazur görülmesini canı gönülden isterim. Amacım insanı anlatan tiyatro sevgisini aşılamak. Elimden geldiğince…
Umarım faydalı olmuştur. Ayrıca eksik gördüğünüz kısımları ya da oyun hakkında başka fikirlerinizi ve bakış açılarınızı yoruma yazarsanız çok memnun olurum.
Tiyatro kardeşliktir 🙂
Not 2: Bu yazıyla beraber yaklaşık 6 aydır uzakta kaldığım parlak jurnal yazarlığına da geri dönüş yapmış oldum. Bundan sonra ki hedefim her ay en az bir yazı yazmak. Bu süreçte bana destek veren başkanım Nihat Doğrul ve Parlak Jurnal ailesine teşekkür ediyorum.
Bu yazıya yaptıkları katkı için Yasin’e teşekkürler.
Bir tiyatro gösterisi için kısa ve öz bir açıklama olmuş. Gitmeyi düşündüğüm tiyatroları Parlak Jurnal üzerinden belirleyebiliyor olmam çok büyük bir lüks olmalı. Teşekkürler.