Halk arasında "Ölü bedenler görüyor musunuz? Bakmaya nasıl dayanıyorsunuz?" sözleriyle bilinen kadavralar tıp camiasında anatomistler tarafından öğretilir. Tabii ki anatomi ayini de kendileri gerçekleştiriyor.
Tıp fakültesine başlayan öğrencilerin biyoloji dersleri gördükten sonra doktor olacaklarını hissettiği ilk ders anatomidir. Kasların, eklemlerin, liflerin, sinirlerin, damarların, kanalların, kılıfların diye uzayan insana ait her şeyin gösterildiği derstir. İlk başlarda başka bölüm mü tercih etseydim diye düşündüren, tekrar etmesi için uykusuz geceler geçirilen anatomi ilerleyen zamanla birlikte fakülte öğrencisinin vazgeçilmezi haline gelir. Labaratuarlardaki kadavra kokusunu çekmeden, kemikler arasına iğne sokmadan, beyni kıvrımlarını mıncıklamadan kendini iyi hissetmez. Öyleleri vardır ki canlı insana baktı mı derisinin altındaki kaslar aklından geçmeye başlar. Spor yaparken de aklından çıkmaz. Hamstringlerimi gevşeteyim, bicepslerimi supinasyonla geliştireyim, gluteuslarım oturmaktan atrofiye uğradı sözleri ile diğer spor yapanlardan farklarını ortaya koyarlar.
Peki bir o kadar karışık olan anatomiye nasıl dayanılır derseniz tabiki anatomi ayini sayesinde olur. İlk anatomi ayinleri için konular histoloji ve fizyolojide de anlatılan, ileride klinikte görülecek, anatomistlerin sormayı çok sevdiği konulardan seçilir. Halk arasında da bilinen terimler içeren(bakınız.siyatik sinir) konular anatomistler tarafından anlatılmaya başlanılır. Etkileyici latince sözlerin arasında kendini büyücü okulunda zanneden tıbbiyeli ne öğrendiğini anlamadan hocasını dinlemeye koyulur. Hızlı ve sürükleyici dersin içinde hisleri kaybolmaya başlar. Ayin başlamıştır artık usulca kendini latince isimlerin büyüsüne kaptırır. Büyülü sözler aklında canlanmaya başlar. Vücuduna ait yapıları elmacık, armut, kaz ayağı gibi türlü türlü şekillere benzetir. Gözünü kırpmadan bütün dersi dinler! Dersin bitmesiyle büyünün etkisinde olan tıbbiyeli kendisini ölü bedenlerin önünde bulur. Şaplatarak giydiği eldivenleri ile kadavraları incelemeye koyulur. Cansız bedeninin derisini kaldırıp bakınca (formaldehitin kokusu ile birlikte) ayinin etkisi ortadan kalkar. Silkinir ve kendine gelir, gözlerini faltaşı gibi açıp bakar. Hiçbir şey bilmediğini anlar ve arkadaşlarının yanlarına sokulur. Belki birkaç şey öğrenirim diye sorduğu yapının bilmem ne sinirinin bilmem ne dalınının bilmem ne kanalına giren yegane yapı olduğunu duymasıyla depresif bir hale gelerek odasına döner. Kitapların arasına dalar. Ama anatominin büyüsü içinde kitabı bir anda yumuşak bir yastığa dönüşür. Ve mışılcaaaaa uykuya dalaaar…