Şahsen dünyada her saat ne kadar vergi kaçırıldığını bilmiyorum. Ama şunu biliyorum ki bazı varsıllar devlete vergi vermemek için ya da minimum miktarda vergi vermek için akla hayale gelmeyecek yöntemler uyguluyorlar. Tabi bunları tespit edebilmek içinde hayal gücü çok geniş güvenlik güçlerine ihtiyacımız var. Burada tüm dünya geneli için konuşuyorum.
Nere, hangi ülke olduğunu hatırlayamadım ama bir havalananında görevli gümrük memuru çevreden gelip geçen kişileri dikkatli gözlerle takip ederken bir telefon alıyor ve şüpheli bir konteyner tespit edildiğini söylüyorlar. Konteyner kendisi gelmeden açılmayacak çünkü bu işler böyle. Konteyneri açtıklarında içinde bir sürü silah çıkıyor. Tamı tamına 753 tane hafif makineli tüfek ve 72 tane bombaatar çıkıyor konteynerin içinden. Yani küçük bir orduya yetecek kadar silah. Belgelere falan bakıyorlar, ne iş bu silahlar diye. Meğer silahlar eski ve kullanılamaz olarak gösterilmiş ve bu sayede az vergi ödemek istemişler. Kendi kendilerine vergi indirimi yapmak istemişler. Oysaki silahlar yepyeni, hepsinin ayrı ayrı kutusu var ve içlerinde kullanma kılavuzları bile var. Bu silahların İsviçre yapımı olduğunu söylüyorlar ve silahların Gana’ya gittiğini öğreniyorlar. Oradan da Amerika Birleşik Devletleri’ne (ABD) gidecekmiş bu silahlar. Düşünsenize, şu ana kadar tarafsız bildiğimiz, etliye sütlüye karışmayan İsviçre silah üretiyor. Şimdi diyecekseniz, bu silahları İsviçre devleti üretmiyorsa, oradaki bağımsız bir firma üretiyorsa? Ben de şöyle diyorum, savaşlarda tarafsız olan bir devletin, barış görüşmeleri yapan bir devletin silah üretmeye izin vermesi ne kadar doğru? Bana hiç etik gelmiyor.
Bakınız İspanya Andorra arası sınır kapılarında çok sıkı gümrük denetimi var. Çünkü bir para kaçırma olayı var. İnsanlar Andorra’ya nakit para sokarak kara para aklıyorlar ya da daha önce yatırdıkları paraları Andorra’dan çıkarmaya çalışıyorlar. Ha şimdi neden Andorra diyeceksiniz. Andorra eskiden vergi cennetiymiş. Nereden geldiği belli olmayan paralar bu ülkeye rahatlıkla sokuluyor ve bankalarında muhafaza edilebiliyormuş. Bankalara da ne mutlu tabi, sonuçta faiz getirisi çok fazla. Bu zamanlarda ise Andorra vergi cenneti özelliğini yitirmeye başlamış ama insanlar para kaçırmaya devam ediyor. Sınır geçişlerinde çok sıkı güvenlik kontrolü var ve memurlar insanlar sınırdan geçerken üzerilerinde ne kadar para olduğunu kontrol ediyor. Kişi başı sınır en fazla 10.000 euro olabiliyor. Fazla olunca ceza kesiliyor. Mesela geçen sene 1 trilyon euroya bu yolla el konulmuş. Bu durumu bilenler de yasalar çerçevesinde para kaçırıyor. Bir arabaya 4 kişi biniyorlar ve hepsi de 9000’er euro taşıyor. Böylece sınırı aşmamış oluyorlar ve rahat rahat karapara aklamaya devam. (Bu arada Google İspanya’nın başkent ismini yanlış yazmış 🙂
Burada vergi kaçakçılığına iki örnek verdim ki daha da çoğaltılabilir. Hem de rahat rahat. Ne kadar basit olduğunu da görüyorsunuz. Her şey para olmuş, vay be.
Vergi fonksiyonları dünyada ve Türkiye’de farklı kimliklere büründükçe vergi bir gelir kaynağı olarak görünmeye devam edecektir.
Tv programi izleyip ordagorduklerini oldugu gibi burada aktarmissin. Kacirdigin gozardi ettigin noktalar var halbuki.
Baya ön yargılı yaklaşmışsınız. Ki bu yazı da basit bir yazıdan ibaret, aynı ismi gibi. Ben yazımda sadece küçük bir noktaya değindim ki büyük şeylere değinecek bilgiye sahip değilim. Eğer siz bu bilgiye sahipseniz veya madem kaçırdığım noktalar olduğunun farkındasınız; yazınızı parlakjurnal@gmail.com adlı e-mail adresimize bekliyorum. Teşekkür ederim yorumunuz için.