Sonsuzluk denen şey çok ilginç değil mi ? Çünkü zamansal bir sonsuzluğa inanmak aslında zaman kavramının varlığını yok saymak gibi.
Eğer zaman sonsuz bir kavramsa bu geçip gidenler ne ? Mesela tam olarak şuan yaşadığımız an sonsuzlukta yaşanmış sonsuz üzeri sonsuz andan birisi olamayacak kadar değerli değil mi ? Tamam kabul ediyorum çok fazla zaman var ( bazen aklım almıyor bu kadar fazla zaman nasıl var ). Kocaman yıllar var mesela önümüzde, bide arkamızda küçücük yıllar var tabi. Harbi ya ilk okula yazıldığım o an daha birkaç saat önce gibi. Okul sıralarında harcadığım 15 sene nasılda ufaldı gözümde. Ben de ne yetenekliymişim ha şuana kadar yaşadığım zamanın üçte ikisini ufalta ufalta 7 yaşındaki bir çocuğun avuçlarına sığdırdım. Bir de önümdeki 15 yıla bakıyorum.. Uff abicim cidden yaşar mıyız o kadar ya.. Okul mokul bitecek daha, ne bileyim helal süt emmiş bir kızdı düğünü nişanı arabasıydı. Amaaaannn hele bir şu okul bitsin de…
Nasıl oluyor bu ya ? Nasıl yani ? Okulu bitirmem için önümdeki zaman koskocaman 3 yılken (inşallah) ilk başladığım zamanın ardından nasıl küçücük 15 yıl geçebilir ? yani ben diyorum ki ey ahali ! Yaşanmış 15 yıl ile yaşanmamış 3 yıl bile bana aynı gelmiyorken onun beş katı nasıl aynı olabilir?
Benim burada bir teoremim var kendimce müsaadenizle açıklamak istiyorum
Zamanı rakamlarla ölçülen bir matematiksel kavramdan ziyade, boyutsal ölçülen bir geometrik kavram gibi düşünebiliriz.
– ?!#$’^&/
Hemen açıklıyorum efenim : Şimdi yaşadığımız 3 günü ve önümüzdeki 3 günü ele alalım; yaşadığımız 3 gün ve önümüzdeki 3 gün matematiksel olarak birer nicelik gibi görünebilir fakat onlar bizim içerisini doldurmayı beklediğimiz (tıpkı 3 boyutlu bir geometrik cisim gibi) 3 günün nitelikleri.
Esas konumuza geçecek olursak değerli okur, bizler geçmişte yaşadığımız 3 günün içerisini zaten doldurmuş bulunmaktayız maalesef.. Eğer hastalıklı bir bünyeye sahip değilsek ne yapsak da o geçmişteki 3 gün değişmeyecek ve hatta zamanla kaybolacak, biliyorum çoğu zaten kayboldu ama kalanı da kaybolacak. Oysa önümüzdeki 3 gün öyle mi ? Uff ne hayaller sığar onun içine be.. Kendi yaşadığımız 72 saati doldurur bir de eşin dostun saatlerine göz dikeriz onların adına da yaşarız o sonsuz zaman diliminde.
İnsan doğası gereği düşünmek zorunda, olan biten şeyler üzerine düşünmek sıkıcı çünkü eninde sonunda bir yerlere dayanmak zorunda, oysa yaşanmamış hayat tertemiz bir sayfa gibi karşımızda, istediğimiz şeyi yazıp yazıp silebiliriz hatta kendimizinkini boş verir eşin dostunkine bile göz dikeriz. Yani eşin dostun saatlerine göz dikenler topluluğu(ki bunlar adı henüz konulmamış topluluktan farklı bir oluşum); her ne kadar zamanın iki boyutlu bir doğru şeklinde ilerlemediği, aksine 4. Boyutun ta kendisi olduğu gerçeği canımı acıtsa, aklımı yorsa da; ben zamanın geleceğimizi, geçmişimizde elde ettiğimiz tecrübeleri geleceğimize işlememize yardımcı olan bir sihir olduğuna inanıyorum.
Sonuçta yaklaşık 22 senedir güneşin doğup battığı, ayın geceleri çıktığı, gökyüzünün mavi, yerlerin toprak ve taşlardan olduğu günlere uyanıyorum. Bütün bunların birini diğerinden farklı kılan şey zaman denen büyüden başka ne olabilir ki ?