Şöyle bir düşünün! Kaçımız sevdiği veya gerçekten yetenekli olduğu işi yapıyor? Pek azımızın cevabı bu konu hakkında olumlu olacaktır, zira içinden geçip bugünlere geldiğimiz sistemin yeteneklerimize uygun işlerde çalışmamızı sağlamadığını çok iyi biliyoruz. Peki nasıl oluyor da böyle oluyor, örneğin adalet duygusu hat safhada olan, hayatını adeta adalete adamış bir insan niçin hakim, savcı olması gerekirken müşteri temsilcisi olup çıkıyor? Cevap çok basit, biz bu adalet duygusu Nirvana yapmış insandan, önce matematikte başarılı olmasını bekliyoruz, eğer bir matematik dehası değil ise kendisini müşterilerin dertlerini dinlerken buluveriyor. Bu örnekten milyonlarca türetilebilir elbette, özetle mevcut düzen sürekli insanları alakasız işlerle eşleştiriyor. İş hayatına dönüp bakıldığında ise ait hissetmeyen, mutsuz, huzursuz çalışanlar iş üretmeye çalışıyor. Bu durum toplanıp birleştiğinde ortaya başarısız veya potansiyelinin çok altında bir toplum çıkıyor. Peki bu durum nasıl düzelecek? Cevap yine çok basit, insanları önceden kurgulanmış belli konulara göre ölçümleyerek, yeteneklerinin hiçbir şekilde dikkate alınmadığı bir sistemle elemek yerine herkesin yatkın olduğu, yüksek bir merak duygusu ile ilgilendikleri, üzerinde çalışır iken mutlu oldukları işlerde olmasını sağlayacak bir sistemi hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu elbette burada birkaç cümle ile bahsedildiği şekilde kolay bir iş değil fakat imkansız da değil. Son zamanlarda bu konuyla alakalı bazı çalışmaların olduğu, hatta bazı projelerin hayata geçirildiğini memnuniyetle takip ediyorum. Umarım yapılan çalışmalar ve hayata geçirilen projeler mevcut reel duruma uygun, amacına tam manasıyla hizmet eder durumda olur ve gelecek nesillerin çok daha başarılı, potansiyeli yüksek bireylerden oluşmasını sağlayabiliriz. İnsan ve toplum psikolojisi konularına ilgili ve meraklı bir gümrük müşavirinden…
Konuk Yazar: Ferdi GÜNER
Bu konudaki görüşlerinize bizzat katılıyorum. Ancak bu konuda gerekli çalışmaların, projelerin hayata geçirildiğini ne yazık ki düşünmüyorum.
Bu konuda ailelerin çocuklara baskısı ne yazık ki şekillendirici ve orta vadede yıkıcı oluyor.