Günümüz dünyasında, kalifiyeli ve değerli beyinler kendi memleketlerinde çalışmak yerine başka ülkelere göç ediyorlar. Bu insanların öz yurtlarını terk etmesinin ise aşağıda değineceğim birçok nedeni var. Ve tabii biz de bu duruma bir tanım getirmişiz; beyin göçü.
Geçenlerde muhabbet ederken söz döndü dolaştı bu konuya geldi. Ki ben o zamana kadar beyin göçüne karşıydım. Ama madalyonun diğer yüzü göründüğü gibi değilmiş. Şu şekilde empati yapacak olursak; sana yeterli imkân verilmiyorsa -elbet- imkân verilen yere gidersin değil mi?
Klasik bir hikayedir bu: Gazi Yaşargil yurt dışında artık tanınan ve işinin ehli bir beyin cerrahı olduğunda Türkiye’den kendisine teklif gelir. İşte “Gel ve artık ülkende çalış” diye. O da “Tamam ama bana uygun bir yer vereceksiniz ve iyi ekipmanlar tahsis edeceksiniz” der. Ama Gazi Yaşargil’e ne uygun bir yer verilir ne de iyi ekipmanlar tahsis edilir. Bunun üzerine de Yaşargil geldiği yere dönüp mesleğini icra etmeye devam eder. İsterseniz olaya bir de Gazi Yaşargil’in gözünden bakalım.
Yurt dışına gitmişsin, kendini geliştirmişsin. Alanında tanınır ve işini gayet iyi yapan biri haline gelmişsin. Ee öğrendiklerini kendi ülkenle paylaşmak istemez misin? Tabii ki istersin. Ama ne ile? Nasıl? Nerede? Bence bunlar öncelikle bu konuda cevaplanması gereken sorulardı. Ama ne yazık ki bu soruların hiçbiri cevaplandırılmadı… Yeterli imkanların birçoğu sunulmadı. Çoğu yalnızca sözde kaldı. “Lafla peynir gemisi yürümez” atasözünün en güzel örneklerinden biridir bu olay.
Ülkemizde aynı Yaşargil gibi yurt dışına giden ve gitmek isteyen binlerce öğrenci var. Bunların çoğu ise kendi imkanlarıyla gitmek istiyor. Neden peki, bir düşünelim. Çünkü kendilerine yeterli imkânın verilmediğini ya da verilmeyeceğini düşünüyorlar. “Ya mobbinge maruz kalırsam ya istediğim çalışmalara, daha da önemlisi istediğim çalışma ortamına sahip olamazsam?” diye düşünüyorlar. Ben kimsenin beyin göçüne kurban gitmesini istemem. Çünkü beyin göçü demek, başka bir ülkede kalmak, orada çalışmak demek. Ve bu nedenle ülkene hizmet edememiş olacaksın. Başka bir ülkenin menfaati için, başka insanlar için çalışmış olacaksın.
Peki başka ülkede çalışmayı istemek de mevzubahis kişinin özgür iradesi ile ilgili değil midir? İstediği yerde çalışmak -çalışmayı istemek- bence her insanın hakkı. Başka bir ülkede çalışmak isteyen kişi, orada da tüm dünyaya faydalı olabilir. Tüm insanlığın iyiliği için çalışabilir. Hem oradayken, kendi ülkesine ışık tutmak için yanına gelenlere yol gösterebilir, onlara önderlik edebilir. Bu ve birçok nedenden ötürü bu insanlara da asla ama asla kötü gözle bakılmamalı.
Şunu da unutmamak gerekir, beyin göçü dendiğinde genellikle göç veren ülkelerin politik hataları akla gelir. Verilmeyen imkanlar, yapılan haksızlıklar bu duruma örnek verilebilir. Ülkesi için çalışan bir insan ödüllendirilmek yerine yerildiğinde veya baskıya maruz kaldığında o insan neden ülkesinde kalmak istesin?
Sözün özü, beyin göçü çokça üzerinde konuşmamız gereken bir konu. Eğer bir insan imkân (bütçe, alet edevat, çalışma ortamı vb.) bulamadığından dolayı başka bir yere gidiyorsa bu gerçekten içimi acıtır. Ama bu durumda ne yapsın başka bir çaresi yoksa? Gördüğünüz gibi uzadıkça uzuyor konu. Anlatmak istediğimi umarım doğru anlatabilmişimdir, sağlıcakla kalın.
Görsel: Bill Anderson, 1997, Wellcome Collection no. 40586i. (CC BY 4.0)