Başlığındaki gizemden dolayı merak edip okuduğum bir kitap. Mektubun kalınlığından dolayı içinde yazanı merak edip bir kadının hayat hikayesini okuyan bir adam. İşte bu adam sadece bir mektupla hayat amacı sadece o olan bir kadının var olduğunu öğreniyor.
“Ben sana bütün hayatımı, hakiki anlamda ilk defa seni tanıdığım gün başlamış olan o hayatı anlatmak istiyorum.”
13 yaşındaki bir kızın çevresinden çok farklı olduğunu düşündüğü komşusunu merak etmesiyle başlıyor her şey. Tanıdıkça, onu izledikçe merakı daha da artıyor. Ve bir şekilde hayatının anlamı haline geliyor. Sürekli onu izliyor, onun yapmayı sevdiğini düşündüğü şeyleri yapıyor. Hayatını tamamen o odaklı yaşıyor. Adamın onu asla fark etmeyeceğini bile bile sadece ona bağlı takıntılı bir çocukluk yaşıyor.
“Fakat neden anlatıyorum bütün bunları? Terk edilmiş bir çocuğun bu delice, kendi kendisini yiyip bitiren, böylesine trajik bir umarsızlıktaki saplantısını? Bunları asla sezmemiş, asla bilmemiş birine neden anlatıyorum?”
Annesinin evliliği yüzünden taşınmak zorunda kalıyor. Ve belki de azalması gerekirken daha artıyor bu büyük takıntısı. Bir yolunu buluyor ve geri dönüyor. O günden sonra sürekli karşılaşıyorlar. Hatta kadın adamın çocuğunu dünyaya getiriyor ama adam kadını hatırlamıyor bile. Kadının en çok dayanamadığı da bu oluyor. Ondan hiçbir şey istemiyor, karşılık beklemeden bütün hayatını o haline getirmesine rağmen adam onu hatırlamıyor bile.
“Seni rahatsız etmeyi sürdüreceğimden sakın korkma ancak öldüğüm takdirde bu benden kalan sana ulaşacak, benden, yani seni herkesten çok sevmiş ama senin tarafından hiç tanınmamış olandan, hep seni beklemiş ama senin tarafından hiç çağrılmamış olandan kalan bir miras.”
Kadın bütün hayatı onunla geçmesine rağmen hiçbir zaman rahatsız etmiyor. Sadece her doğum gününde, adamın evine ilk girdiğinde gördüğü beyaz güllerden gönderiyor. Ve bu mektubu aldığında 41. doğum günü olan adam, o gün her sene gelen beyaz güllerin gelmediğini görüyor. Mektubu okuduğunda gözünde bazı şeyler canlansa da gerçekten bu kadını hatırlamadığını, tanımadığını fark ediyor.
Bütün hayatı boyunca bu adam için takıntılı bir yaşam sürmüş ama kendini asla fark ettirmemiş bu kadının, birdenbire bütün hayatını anlatan bu mektubu yazmasının sebebi ise okumak isteyenlere kalsın. İyi okumalar…
Aslında yazınız güzel fakat kitabın esas vurucu noktası kadının aşkının karşılığını beklemiyor oluşudur.Sizse hatırlanmayışına dayanamadığından bahsetmişsiniz ki bu okuru yanlış yönlendirmek olur..
Çok haklısınız. Ancak mektup “Sana, beni asla tanımamış olan sana” şeklinde başlıyor ve bir süre sonra kadın onu hatırlamamasından dolayı çok yakınıyor. Yani bu nedenle özellikle bu kısım dikkatimi çekmiş olabilir. Uyarınız için çok teşekkür ederim, sonraki yazılarda daha dikkatli olmaya çalışacağım.
Bende daha yeni, geçen hafta elime aldığım gibi bitirdim. İçim nasıl gitti anlatamam. Bu da benim kitaptaki enn etkilendiğim söz; “Sabret sevgilim, beni dinleyeceğin bu çeyrek saat yüzünden yorulma, çünkü ben seni bütün bir hayat boyunca sevmekten yorulmadım.”
Bana da beklerim ^^ sanatinsaklisirlari.blogspot.com.tr