Son dönemlerde yayınlanan bir reklamla başlamak istiyorum bu yazıya. Eminim birçoğumuz görmüştür. Hani şu yaşı küçük ama tarzı olan çocukların olduğu reklam. Reklamın etikliğini tartışmak değil amacım. Üzerinde durmak istediğim şey çocukların son durumu. Onların geldiği ya da zorla getirildiği nokta. Çocukluk hayal gücünün doruk noktalarda olduğu bir zamanken, özgürlüklerini sonuna kadar yaşamaları gereken en güzel, en önemli zamanken onları eve hapsetmemiz yetmezmiş gibi bir de ellerine birer tablet ya da telefon vermemiz ne kadar doğru acaba ?
Çocukların suçu yok, zaten hiç olmadı. Onlara bunu sözde "büyümüş" insanlar yaptı. Onlara merhameti değil aşağılamayı öğrettiler. Sevgiyi değil nefreti, yardımseverliği değil kibri öğrettiler. Çocukları ve çocukluk adı altında yatan masumiyeti kirlettiler. Üstü kirlenmesin, sesi çıkmasın diye diye anne babaları yaptı bunu. Peki sonra ? Bir veli toplantısıyla aklı başına gelen anne babalar daha doğru sandıkları şeyi yaptılar ve çocuğun elinden kendi elleriyle verdikleri bütün hayatını almaya çalıştılar. Sonra da psikolojisi bozuk, isyankar bir nesil… Hep daha ne kadar kötü olabilir diye düşünürüz ve daha kötüsü olur ya umarım bu sefer öyle olmaz.
"Koşuyor altı yaşında bir oğlan, uçurtması geçiyor ağaçlardan, siz de böyle koşmuştunuz bir zaman. Çocuklara kıymayın efendiler."
Nazım Hikmet