Deprem, yer kabuğunun gerilme etkisi sonuncu, belirli bir derinlikte kırılması olarak tanımlanabilir.1 Zelzele de depremle eş anlamdadır. Günümüzde teknolojinin ne kadar ilerlediğinin düşünsekte deprem tam olarak önceden bilinemeyen ve önlenemeyen bir doğa olayıdır.
Dünyamızı meydana getiren yerküre en dışta yer kabuğu yani litosfer, altında manto ve en içte çekirdekten meydana gelir. Mantoda magma bulunur ve mantonun en üst tabakasında yani litosferin altında astenosfer denilen tabaka yer alır. Astenosferde yer alan magmanın akımı sonucu litosferde parçalanmalar meydana gelir ve levhalar oluşur. Bu levhalar sal misali astenosferdeki magma üzerinde sürekli hareket halindedir. Aslında deprem bu levhaların birbirinin altına ya da üstüne geçmeleri veya birbirlerine sürtünmeleri sonucu oluşur. Fay denilen arazi kırıkları işte tam da bunların bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Levhaların hareketi sonucu oluşan depremler tektonik depremlerdir ki bunlar meydana gelen depremlerin çoğundan sorumludur. Volkanik depremlerse volkanların püskürmesi ile meydana gelir. Yerin derinlerindeki magmanın yeryüzüne çıkışında meydana gelen fiziksel ve kimyasal olaylar neticesindeki gaz patlamasıyla oluşur. Bu tür depremler nadirdir ve bunlara volkanik arazilerde rastlanır. Bunların dışında çöküntü depremleri de bulunur.
Sıkça karıştırılan iki deprem parametresi olan büyüklük (magnitüd) ile şiddet aynı şey değildir. Büyüklük depremin meydana geldiği yerde ortaya çıkan enerji ölçüsü, şiddet ise depremin insan ve yapılar üzerindeki etki ölçüsüdür.
Ülkemizin bulunduğu konum açsından %92’si deprem bölgesinde yer alır.2 Ülkemizde aktif yanardağ yer almadığından volkanik depremler gözlenmez.
Şimdilik depremi önleyebilecek olasılığımız olmadığından elimizden gelen şey gerekli tedbirleri almak. Her ne kadar bazı uzmanlar depremin önceden belirtileri olmadığını söyleseler de bazı uzmanlar depremin bazı belirtileri olduğunu söylüyor. Örneğin depremden önce at, inek gibi hayvanlar bağlı olduğu tasmayı koparıp ahırdan çıkmaya çalışmaları, hayvanların tepelik gibi yüksek yerlere doğru koşmaları, farelerin yapıların üst katlarına doğru çıkmaları, balıkların su tabanındaki suyun ısınması nedeniyle yüzeye yakın yüzmeleri, meyve ağaçlarının erken açması gibi birçok belirtilerden bahsediliyor.
Depremi önceden bilen adam!
Emekli öğretmen olan Kadir Sütçü, meteorolojik olaylardan ve karınca hareketlerinden faydalanarak kendini bu işe vermiş. İstanbul’u merkez alarak 1200 km çapındaki alanda karınca hareketlerini inceliyor. Deprem bulutlarından bahsediyor ve geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yaşanan selden bu deprem bulutlarını sorumlu tutuyor. Deprem bulutlarına aynı zamanda Sütçü bulutları da deniyor. Bu bulutlardan yola çıkarak 13 saat önceden Bodrum depremini tahmin ettiğini iddia ediyor. Kendine ait sitesinde bu tahminleri paylaşan Kadir Sütçü anladığım kadarıyla süresi geçen tahminleri paylaşıyor. Yani henüz meydana gelmemiş tahminleri görebilmek için maddi olarak yardım talep ediyor ve sizinle tahminlerini paylaşıyor.
KAYNAKÇA:
1 http://webb.deu.edu.tr/daum/index.php/deprem-buyuklugu-nedir
2 İŞÇİ C, Deprem nedir ve nasıl korunuruz?
ASTENOSFER LİTOSFER’DEN ZİYADE HİDROSFER TROPOSFER STRATOSFER MEZOSFER İYONOSFER KEŞKE BUNLARI DA ANLATSAYMIŞSINIZ. KONUYU DAHA İYİ ANLAYABİLİRDİK. SENEYE LYS COĞRAFYA FULL BEKLİYORUM SAYENİZDE.
Depremi hayvanlar önceden hissediyolar. Karıncalar mesela
Kadir Sütçü bir röportajında İstanbul’u merkez alan 1200 çapındaki daire içerisinde karıncaların ölümü görüldüğü durumunda %80 ihtimalle İstanbul merkezli bir deprem olacağından bahsediyor. Karınca ölümü olmayınca ancak yine karıncaların değişik davranışlarından ve hava olaylarından 1200 km çapındaki daire içinde olacak deprem tahminlerinde bulunuyor. Hatta Türkiye ve çevresindeki yağışlardan ve diğer hava olaylarından depremi sorumlu tutuyor. Örneğin İstanbul’da sel yaşanan günde 6726 şimşek çakmasının depremin habercisi olduğunu düşünüyor. Görünüşe göre yönteminin doğruluk oranı baya yüksek.
Deprem uyarıları (EEW) sistemleri deprem bilimini ve bir depremden kaynaklanan dalgalanmalara maruz kaldıklarında cihazları ve insanları uyarmak için izleme sistemlerinin teknolojisini kullanırlar. Birkaç saniyelik farklar ve uyarılar bile insanların hayatlarını kurtarmak için yeterli olabilir.
Bu konuyla ilgili 2 gün önce detaylı bir yazı yazdım…Dilerseniz inceleyebilirsiniz.
https://zumtekno.com/deprem-erken-uyari-teknolojisi/