Eksiliyoruz elden dökülen kum

Eksiliyoruz ve Kayıp Gidenin Farkında Değiliz

Eksiliyoruz…

Aylar geçiyor, günler geçiyor, saatler saniyeler geçiyor ve biz bu geçip giden zamanın bir saniyesine dahi hükmedemiyoruz.  Zaman eksiliyor, bizler eksiliyoruz…

Peki biz bu akıp giden zamanda ne yapıyoruz? Onun hızına yetişebiliyor muyuz?  Kimimiz zamanını geçmişi özlemekle kaybediyor, kimimiz  gelecek hayalleriyle boğuşup duruyor. Oysa zamanın hakkını verenler bence anın tadını çıkaranlar. Çünkü onlar kaybedecek bir saniyeleri dahi olmadığını bilirler. Her saniyeyi dolu dolu yaşayıp hakkını verirler. Geçmişe takılıp kalanlarımıza ne demeli… Biliyorlar geri gelmeyecek, hayatta hiçbir saniyemizi geri getiremiyoruz ama getirebilmeyi o kadar çok istiyoruz ki. Keşke diyoruz hep keşke… Şimdiki aklım olsa… ama şunu unutuyoruz; bizi olgunlaştıran, şu anki aklımızın seviyesine gelmemizi sağlayan o keşkelerdeki yanlışlarımız değil de nedir?

Buradan şunu çıkarmamız da yanlış olacaktır tabi ki; geçmişi unutup, yırtıp atmak da çoğu zaman yanlıştır. Hatırlamak gerekir ancak takılıp kalmamak kaydıyla.

Zamanımızı sahip olduklarımıza mutlu olmaktan çok, sahip olmadıklarımıza üzülerek geçiriyoruz ne yazık ki… Oysa bir baksak sahip olduğumuz güzelliklere bizi çoğu zaman yetecek mutluluğu buluyoruz, birilerinin hayali belki de sadece bizim sahip olduklarımız. Hep derler ya; bardağın dolu tarafını görmeliyiz diye o kadar doğru bir söz ki üzerine ekleyecek bir şey bulamıyorum.

Gelecekten ne istiyoruz, ne için çalışıp çabalıyoruz, gençliğimizi ne amaçla tüketiyoruz? Bunu kendinizi sık sık soruyorsunuzdur en azından ben kendime çok sık soruyorum bu soruları. Bence bunun yegane sebebi sorularımızın cevabı mutluluğa erişebilmek olsa gerek.  Çünkü belli bir yaşa geldiğimizde bir işimizin olmasını istiyoruz ve para kazanmak istiyoruz. Mutlu bir aile hayatı kurabilmek istiyoruz. Hepimiz bunu farklı yollardan yapıyoruz ama hedeflerimiz aynı: mutlu olmak. Bu amaca ulaşabilmek içi olanca güzümüzle çalışıyoruz, çeşitli sıkıntılara katlanıyoruz. Tüm bunlar elbette mecburi şeyler ve kaçışımız yok. Bu yüzden de bunları yaparken de mutluluk verici yönlerini görüp yapmalıyız ki mutlu olmak için çabaladığımız süreyi mutsuz geçirmeyelim.

Bazen de mutluluk çabalamaktır. Bir şeyi elde etmek için çok çalışırsınız ancak elde ettiğiniz de o şeyin değeri gözünüzde birden yerle bir olur. O artık sizi mutluluk vermez. Mutluluk ona ulaşmaya çalışmaktır bazen. Bazen de başkalarının mutluluğunu sebep olabilmektir mutluluk.  Mutluluk  başarmaktır ve mutluluk elimizde olmadığı halde başkalarına verebileceğimiz  tek güzel şeydir.

Eksilmeyin. Akıp giden zamanın mutluluğunuzu çalmasına izin vermeyin, sizi eksiltmesine izin vermeyin. Zamanın bu acımasızlığına inat her anın tadını çıkarın. Geçmişte tıkılıp kalmayın ve geleceğin bilinmezliğinde kaybolmayın sadece anı yaşamaya bakın . Mutsuz olmak için bahaneler bulmak yerine mutlu olmak için sebepler türetin.

Bu yazımı okuduğunuzda belki dünyanın en mutlu insanı olmayacak, mutluluğun kaynağına kavuşmayacaksınız ancak en azından deneyeceksiniz…

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Deneme Kategorisinde Son Yazılar

Uzun bir aradan sonra

Parlak Jurnal serüveni birkaç dost bir araya gelerek kurduğumuz bir internet sitesiyle başlamıştı. Üniversite öğrenicisi olmanın

Bir Palamut Meselesi

Bak! Şişman bir tekiri andıran yaramaz beyaz bulut, küçük bir sincap bulutunun peşinden gidiyor. Hava, ne