“Her derde deva ” başlığı ile birçok internet sitesinde, videolarda ve televizyon programlarında karşılaşıyoruz çeşitli yanlış bilgilerle. Maalesef bu bilgilerin doğruluğunu sorgulamayı tercih etmiyoruz. Aldığımız o yanlış bilgiler doğrultusunda hareket ediyoruz. Çoğu zaman aktarlarda bulunabilecek otlar, bitkiler yer alıyor bu listelerde. Ve insanımıza, bu bitkilerle kendi kafasına göre (bazen de duyduğu yanlış bilgilerden tedavi oluşturmak) doktora gitmekten daha kolay geliyor. Fitoterapi burada devreye giriyor.
Çok iyi bildiğimiz bir durum var ki bu tür kullanımlar, karaciğer ve böbreğimize ciddi hasarlar verebiliyor. Bazen de “bakanlıktan onaylı bitkisel takviye edici gıda ” diye duyup güveniyoruz. Oysa bu onayın Sağlık Bakanlığı yerine Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın verdiğini bilmiyoruz. Bu durum birçok problemi ve sorunu beraberinde getiriyor. Oluşan bilgi kirliliği insanların kendi sağlıkları ile oynamasına sebep oluyor. Ama bu göz ardı edilerek bu durumdan kazanç elde edenler çeşitli savunmalar geliştiriyorlar. Örneğin;
1) İlaçlar da bitkilerden yapılıyor,
2) Eski zamanlarda böyle kapsüller mi vardı insanlar bu şekilde tedavi ediliyordu.
3) İlaçların bir sürü yan etkisi var.
4) Modern tıp yeterli değil…
Peki gerçekten bu bahanelerin ışığında hareket edebilir miyiz? Şimdi tek tek bu bahanelere cevap verelim.
İçindekiler
1) İlaçlar da bitkilerden yapılıyor;
Evet ilaçların birçoğu bitkilerden elde ediliyor ama bu sırada en az 4 fazdan oluşan araştırmalar ve çalışmalar yapılıyor. Milimetrik hesaplamalarla bitkisel ürünlerden hazırlanan ilaçlar, önce hayvanlarda deneniyor; bir sorun çıkmaz ise sağlıklı insanlarda deneniyor ve etkileri gözlemleniyor. Ardından yine bir sorun çıkmaz ise küçük bir hasta grubuna verilerek hastanede gözlemleniyor ve yine bir sorun çıkmaz ise daha büyük hasta gruplarına verilmeye başlanıyor. En sonunda onay alarak piyasaya çıkıyor. Bu süreç yıllar sürüyor ve onay aldığı halde hala denetimli bir biçimde kullandırılıyor.
2) Eski zamanlarda böyle kapsüller mi vardı insanlar bu şekilde tedavi ediliyordu;
Evet ancak bu ilaç ve merhemleri hazırlayan hastayı muayene eden, gözlemleyen hekimin ta kendisi idi. Günümüzdeki gibi olmasa da yine belli bir bilimsel çerçeve gözetilerek hazırlanıyordu. Biri çıkıp tüm şeker hastalarına, tüm karnı ağrıyan hastalara aynı bitkiyi aynı miktarda önermiyordu.
3) İlaçların bir sürü yan etkisi var;
Evet ilaçların yan etkileri var, prospektüslerde milyarda bir görülen bir yan etkiye bile yer verilmek zorunda. Ama atladığımız bir nokta var. O da şu ki belli bir dozu aştığında su bile vücudumuz için bir zehir olabiliyor. Hal böyle iken rastgele miktarlarla bilinçsizce kullandığımız bitkilerin vücudumuza açtığı ve açabileceği zararları öngöremeyiz.
4) Modern tıp yeterli değil;
Evet modern tıp yeterli değil. Bir çok hastalığın etiyolojisi(sebebi) bilinemiyor. Bu yüzden de hastalıklara semptomatik ya da hastalığın ilerleyişini yavaşlatan, durduran tedaviler veriliyor. Ama bu durumda bilinçsiz bitki materyali tüketmek oldukça yanlış bir durum. İnsanların çare arayışları bu bilgi kirlilikleri nedeni ile çok kötü sonuçlar ortaya çıkarabiliyor.
Peki hiç mi destekleyici ürün, bitkisel takviyeler, aktarlardan aldığımız kökleri, çayları kullanmayacağız?
Bu soruya cevap olması için sizlere biraz Fitoterapi teriminden söz etmek istiyorum.
1) FİTOTERAPİ NEDİR?
Bitkilerin zengin kimyasal içeriğinden sağlığı koruyucu ve tedavi amaçlı yararlanılması.
2) İlaç nedir?
Hastalıkların tedavisi, hafifletilmesi, teşhisi veya önlenmesi amacıyla kullanılan madde/ler karışımı
3) Peki çağdaş bitkisel ilaç nasıl olmalı?
Standart dozaj formları
• Toksiko-farmakolojik standardizasyon
• Analitik Standardizasyon
• İçerik analizi/validasyonu
• Deneysel Raf ömrü analizi
(Stabilite Testi) [ICH Guideline]
AYNI FAMİLYA ve CİNSE AİT BİTKİLERİN İÇERİKLERİ VE ETKİLERİ AYNI DEĞİLDİR.
Ayrıca standart bir şekilde üretilmeyen bitkilerle alakalı karşımıza birçok sorun çıkmaktadır. Örneğin;
MİKROBİYOLOJİK RİSK
TARIM ve VETERİNER İLAÇLARI
ÇEVRESEL TOKSİNLER(Su ve Hava Kirliliği kimyasal atıklar )
RADYASYON
AĞIR METAL
SAKLAMA KOŞULLARI VE SÜRESİNİN UYGUNLUGU
4) Standart bitki ekstresi nedir?
Bir bitki ekstresi içerisindeki bir veya bir kaç bileşenin (etken/işaretleyici) birim ürün formülasyonu içinde belirlenen miktar(lar)ının (% veya ağırlık) garanti edildiği ekstrelerdir.
5) Fitoteropatik Kalite Değerlendirilmesi ve Güvenilirlik kanıtı nedir?
❑ Güzel ambalaj?
❑ Firma güvenilirliği?
❑ Sunulan belgeler?
❑ Satın alınan yer
Bitkisel Tıbbi Ürünlerin (BTÜ)
etkinliğinde rol oynayan başlıca etkenler:
1) Ürün Kalitesi.
-Farmasötik kalite
-Formülasyon tipi
-Uygulama yolu
2) Bireysel özellikler
-Diyet
-Farmakoterapi
-Fizyolojik özellikleri ; mikrobiyota, fenotip, genotip
6) Eşdeğer BTÜ taşıyan ambalajlı ürünler aynı içerik ve etkiye sahip mi?
Örneğin Akgünlük (Boswellia serrata) reçinesi ve etkili bileşenleri Boswellik asit türevlerinin son yıllarda eklem hastalıklarında klinik olarak etkinliğini ortaya koyan bilimsel araştırmalar sonucu büyük bir talep patlaması görülmektedir. Artan talebi B. serrata reçinesi karşılayamıyor. Etkinliği bilinmeyen diğer Boswellia türlerinin reçineleri(B. frereana, B. papyrifera ve B.sacra) orijinal tür yerine satıldığı bildirilmektedir.
7) Bitkilerin farklı organları aynı etkide mi?
Kök, çiçek, yaprak, kabuk, vd. farklı kimyasal bileşimlere ve etkilere sahiptir.
8) Bitki organı tozu vs. özütü aynı etkide mi?
Toz edilmiş kuru bitki organı (yaprak, çiçek, vd.) ile bitki özütünün dozu ve etkisi farklıdır.
9) İki Ham Drog eşdeğerliğini belirlerken hangi kriterlere bakılmalıdır?
a) Biyoeşdeğerlik
• İki ham drog/ekstre veya HMP’nin farmakolojik ve biyokimyasal analizi ile ortaya konulan biyolojik etkilerinin klinik olarak eşdeğer olması durumu (kimyasal ilaçtan biraz farklı)
• Biyoyararlanım
• Vücutta emilimi,
• Vücutta dağılımı,
• Vücuttametabolizması,
• Vücuttan atılımı
• ADME: Absorption, Dispersion, Metabolism, Elimination
b) Terapötik eşdeğerlik
• HMP formülasyonunun farmasötik parametrelerinin eşdeğer olması durumudur.
• Disentegrasyon:
• Dozaj şeklinden (kapsül/tablet vd.) etken bileşenlerin salımı
• Dissolüsyon:
• Aktif bileşenlerin çözünmesi
c) Fito-eşdeğerlik:
İki ham drog/ekstresi veya HMP’nın kantitatif analizinde kimyasal içeriğinin benzer olması durumu.
Olumsuz görüş:
• Farklı kaynaklardan (coğrafi, tarımsal) sağlanan materyallerin
kalitatif/kantitatif bileşimi farklılık gösterebilir.
• Ekstraksiyonda FARKLI ÇÖZÜCÜLERİN kullanılması veya FARKLI
SAFLAŞTIRMA İŞLEMLERİ ekstrelerin bileşimi ve kalitesinde farklılıklara
yol açabilir
10) Fitoterapi uygulamalarında bitki veya ekstresinin kullanım amacı nedir? Neden etkili madde araştırılıp ilaç haline dönüştürülmüyor?
-Benzer etki göstererek etkiyi kuvvetlendirebilir.
-Yardımcı bileşenler etken madde(ler)nin biyoyararlanımını düzenleyerek etkiye katkı sağlar
-Etken madde(ler)nin yapısal transformasyona uğrayarak inaktif metabolitine dönüşmesini önler .
Bazı Fitoteropati Bitkilerinden Örnekler ;
A) Sarı kantaron -St.John’s wort- (Hypericum perforatum)
• Çiçekli topraküstü kısımları kullanılır
• Prosiyanidinler/flavonoitler etkili bileşen HİPERİSİN’in biyoyararlanımını sağlar.
• Antidepresan etki gösterir.
Antioksidanlar etken maddenin oksidatif parçalanmasını önler:
• HİPERFORİN saf halde havanın oksijeni ile hızla dekompoze olur,
• Bitkide bulunan antioksidan etkili “prosiyanidinler” dekompozisyonu önler.
• Tedavide “St.John’s wort” ekstre halinde uygulanır.
• Formülasyonlara askorbik asit (antioksidan) ilave edilir.
B) Ginkgo
(Ginkgo biloba)
• Yaprak
• Ginkgolitler (A, B, C);
bilobadit
• Prosiyanidin: Emilimi düzenler
• Nöroprotektif (Demans, Alzheimer’s vd.)
C)Mübarek diken
(Silybum marianum)
• Meyve/tohum
• Flavolignan bileşenleri: Silimarin (silibin, silibinin, vd.)
• Karaciğer hastalıkları (kc yağlanması, mantar zehirlenmesi, siroz, hepatit vd.)
Kaynakça
Prof. Dr. Erdem Yeşilada -Bitkilerin Sağlık Sırları
İqbal Ramazan -Fitoterapi
Prof. Dr. Cengiz Yakıncı – Koruyucu Sağlık Rehberi
http://www.yeditepehastanesi.com.tr/fitoterapi