Yunan Mitolojisinde yeraltı tanrısı, ölüler diyarı tanrısı ve ölümün tanrısı olarak bilenen Hades hakkında, kardeşleri Zeus ve Poseidon aksine öyle çok efsane ve hikâye yoktur. En ünlü efsanesinden de yazımızın devamında bahsedeceğiz.
Khronos’un çocukları olan Zeus, Poseidon ve Hades yeryüzünü paylaşırken Zeus’a gökyüzü, Poseidon’a denizler, Hades’e ise yeraltı düşer. Bu paylaşma işinde Zeus’un hilekârlık yaptığı söyleyenler de vardır ama sonuç bu. Kendisine yeraltının hâkimiyeti düşen Hades’in korkunç bir tanrı olduğu doğrudur fakat hakkında kötü olmadığı söyleniyor.
Roma mitolojisindeki adı Pluton’dur. Bu isim ona çok zengin ve varlık olduğu için verilmiştir. Çünkü yeraltından çıkan madenler sayesinde çok varlıklı hale gelmiştir.
Yunan mitolojisi tanrılarından olan Hades genellikle üç şey ile birlikte temsil edilir:
1.si Hades’in köpeği olan Cerberus (Kerberos) adlı 3 başlı korkunç bir köpektir. Aynı zamanda bu köpek, yeraltı diyarının girişinin koruyucusudur. Yeraltına girmek isteyenler, bu köpek ile savaşmak ve bu köpeği geçmek zorundadır. Herkül, Cerberus ile savaşanlardan biridir.
2.si Görünmezlik Miğferi denilen bir miğferdir. Bu kafalığı giyen kişi görünmez oluyor. Aynı zamanda diğer ismi de Hades Miğferi’dir. O ve kardeşleri olan Zeus ile Poseidon’un Kiklopları Tartarus’tan serbes bırakması dolayısıyla Yaşlı Kikloplar tarafından onun için yapılmıştır.
3.sü ise Bident denilen iki uçlu bir asadır ama daha doğrusu dirgendir. Bu asanın bir ucunun ölümü, bir ucunun da yaşamı temsil ettiği söyleniyor. Bidentis, iki çatallı anlamına gelmektedir.
Eski yunan efsanelerinde diğer tanrılarla pek alakası olmayan ve genelde kendi başına yeraltında takılan Yeraltı Tanrısı, ölüler diyarından pek çıkmaz. Çünkü ölüler diyarı karanlık ve çirkindir. Hades de bu durumdan utanır ve diğer tanrılara yüzünü göstermek istemez. Bir gün Poseidon, Hades ile dalga geçmez için üç başlı mızrağı ile yeri yarar ve yeraltının çirkinliğini herkese gösterir. Bu duruma çok kızan Hades de yetmiş bin kişilik ölüler ordusunu Atlantis denizinin üstüne gönderir ve bu denizi kurutur.
Hades ve Persephone
Yunan mitolojisi efsaneleri içerisinde Ölüler Tanrısı hakkındaki en büyük efsane ise karısı olan Persephone’yi kaçırmasının hikâyesidir. Hades ve Persephone gibi yunan mitolojisinde birçok aşk hikayesi vardır. Bu arada, peki Persephone ne demektir? Aslında Pesephone’un anlamı tam olarak bilinmemektedir. Antik Yunan kökenine sahip bu isim, daha çok pertho yani “yok etmek” ve phone yani “cinayet” anlamlarına gelmekte. Ayrıca Persephone nasıl teleffuz edildiği konusunu insanlar merak edebiliyor: “Pörsefıniy” şeklindedir. Roma mitolojisindeki ismi Proserpina olan Persephone’nin asıl adı Kore’dir. Fakat Hades onu kaçırdıktan sonra ona Persephone ismini vermiştir. Tarım, bereket ve hasat tanrısı Demeter ile göklerin tanrısı Zeus’un kızıdır.
Bir gün Hades, Persephone’ye aşık olur ve bunu Zeus’a söyler. Zeus da Demeter’in bu evliliğe izin vermeyeceğini, kızını kaçırmasını söyler. Persephone, arkadaşlarıyla beraber bir bahçedeyken uzakta bir nergis çiçeği görür ve çiçeğin yanına gitmek için onlardan ayrılır. Aslında o çiçeği oraya Zeus yerleştirmiştir. Tam çiçeği koparacakken yer yarılır ve Hades Persephone’yi alarak yer altına döner. Buna çok üzülen Demeter, insanların arasında yaşamaya başlar. Zeus da Demeter’in bu haline dayanamaz ve Hades’e Persephone’yi serbest bırakması söyler. Ama Hades onu bırakmadan önce ona bir meyve yedirir ve Persephone yeraltından çıkamaz. Çünkü yeraltından bir şey yiyenin oradan çıkması yasaklanmıştır. Bazı kaynaklarda Persephone’nin yediği meyve nar olarak geçer ve bazılarında ise 4 nar tanesi olduğu söylenir. Demeter bu duruma daha da üzülür ve dünyaya kıtlık hakim olur. En sonunda Zeus’un emriyle Persephone’nin 3 mevsimi yeryüzünde, kışın ise yeraltında yaşaması kararlaştırılır. Bu yüzden bahar geldiğinde Persephone’nin yeryüzüne çıktığını söylerler. Aslında kastedilen, Persephone’nin çıkışıyla Demeter’in mutluluktan tüm dünyayı bahara çevirmesidir. Bir de şu var; Persephone başta Hades’i kendisini kaçırdığı için zamanla onu sevmiştir. Yahut bazı anlatımlarda da yediği nar yüzünden Hades’e aşık olmuştur. Bu da dipnot olsun.
Kapak görselinde: Zeus’un emriyle Persephone’u almaya çalışan Hermes ve onun arkasında kızı için yanıp tutuşan annesi Demeter’i görüyorsunuz. Tabi Hades’in ellerinden kaçamayan Persephone’nin yüzündeki acı da tabloya yansımış. The Rape of Proserpina, Peter Paul Rubens, 17.yy.
Ekrem bey yazınızı etkileyici bulmak ile beraber okurken tüylerim diken diken oldu. Şanlı tarihimizden böyle alıntılar yapmanız yeni bir “Heredot Cevdet” mi geliyor sorusunu akıllılara getiriyor. Güzel yazınız için sizlere müteşekkiriz. Bir başka Yunan mitinde görüşmek üzere…
Ben de teşekkür ederim bu güzel yorumunuz için sayın okur.