Japon zırhının gelişimi ve gerileyişi: Öncelikle 16. (ilk görsel) ve 19. Yüzyıldan (ikinci görsel) iki zırh paylaşıp, 16. yüzyıl zırhının halefine nazaran nasıl (görece) pratik ve modern durduğuna dikkat çekeyim.
Efenim, Japonlar izole bir toplum olmalarına rağmen 16. Yüzyıl ortasından itibaren askeri gelişmelerde ellerindeki azıcık numune sayesinde Avrupa’ya yetişmeyi başarıyorlar. Atlı okçu Samuray orduları bir anda tüfekçi köylü askerlerle dolup taşıyor, kargı birlikleri yayılıyor.
Tabii bunun sebebi ortalığı kasıp kavuran iç savaş. Japonya’da bu dönemki merkezi otorite yoksunluğu ve derebeyleri arasında yaşanan olaylar bütün milleti birbirinin boğazına yapıştırıyor. Beyler gücü ele geçirmek için pragmatizmin dibine vuruyorlar. Gelenekler rafa kalkıyor.
Bu savaş dönemi bitip ortalık sakinleşince, başa geçmeyi başarmış olan Tokugawa Hanedanı, benzer bir dönem tekrar yaşanmasın diye sınıflar arası geçişi durduracak ve sadece belli bir zümreye silah kullanma izni verecekti: Savaşçı kimliği yavaşça kaybolacak olan Samuraylar.
Bu barış döneminde Samuraylık bir nevi askeri tandanslı bürokratlığa dönüştüğünden ötürü zırhtır kılıçtır toptur tüfektir, ihtiyaç pek kalmıyor. Hatta Samuraylar öyle laçkalaşıyor ki Tokugawa Hanedanı, Samuraylara dövüş pratiği, silah bakımı vb. şeyleri ferman zoruyla yaptırıyor.
Hal böyle olunca, Samuraylar artık zırhın ve silahların ne kadar pratik olduğuna değil, ne kadar şekil ve rahat olduğuna bakmaya başlıyorlar. Çünkü görünür zırhlar, silahlar vb. şeyler ancak törenlerde, mevkide, makamda giyilen şeylere dönüşüyor. Zırh caka satmak için giyiliyor.
Bu dönemde Samuraylar arasında yaygınlaşan selefi akımlar da ister istemez bir ‘Eski Buşido’ algısı yaratıyor ve Samuraylar da ecdatları gibi giyinmek istiyor. Olaya artık bir sanat biçimi olarak bakan zırh ustaları da eserlerine artık bir nevi giyilen tablo gibi yaklaşıyorlar.
Bu oluşan gelenekçi akımlar da Japonya’nın Amerikan gemileri kapıya yanaşınca höt diye ortada kalmasına sebep oluyor. Sonrası da malum, Son Samuray’ı izlemişsinizdir. İç savaş döneminden ders alsalar böyle olmazdı belki.
Sürç-ü lisan ettiysek affola. Son.
Konuk Yazar: Baruthane (Twitter: @falyatavasi).