Hepimiz kitap okumanın ne kadar önemli olduğunu vurgulayıp dururken her zaman yaptığımız gibi yine bir ironiyle pek çoğumuz çeşitli bahanelerle kitap okumaktan adeta kaçıyoruz. Okumak önemli deyip sürekli bahaneler üretme konusunda sınır tanımıyoruz. Bir çoğumuz zamanı olmadığından ve bir de koskoca kitabı kendine yük etmek istemediğinden kitap okumuyoruz. Ama teknoloji hızla ilerliyor. Radyo, televizyon, bilgisayar derken gelişen e-kitaplar hem bizi kitap taşıma zahmetinden hem de cep telefonların da bile uygulaması olduğu için ilk mola anında çıkarıp okuyabileceğimizden zaman sıkıntısından kurtarıyor.
Popüler kültür… Genellikle genç kızların belirlediği ve sürekli değişen bir kavram. Ve bu kavram edebiyatta da kendine geniş bir yer edinmiş durumda.
Genç kız edebiyatı olarak anılan bu popüler edebiyat vampirler, kurt adamlar, kovulmuş melekler derken moda gibi konusu hızla değişmekte ve bu aralar karanlık erkekle onu adam eden ya da edemeyen saf, iyi genç kıza dönüyor.
Gelgelelim asıl değinmek istediğim konuya…. Genç kızların ne kadar tutkulu olduğunun bir kanıtı daha olan bir e-kitap uygulaması… Wattpad. İçinde yazma isteği olan genellikle genç kızların her türlü konuda kaleme aldığı ve yine genç kızların okuduğu yazılardan oluşan bir uygulama ve bence güzel de bir uygulama. Gerçekten yetenekli bulduğum birçok kişinin kendini bir şekilde gösterdiği bir platform. Milyonlar tarafından okunan genç ve yetenekli hikaye yazarlarının bir kitap çıkarmasına aracılık eden bir ortam…
Ama dünya küçük. Bu ve buna benzer uygulamalar ise daha da küçültmekte ve malesef genç kızlar duydukları, gördükleri ve okuduklarından çok kolay etkilenmekte…
20 Ocak tarihinde “Kötü Çocuk” adında vizyona giren bir filmi ele almak istiyorum. Wattpad uygulamasında bir genç kız tarafından yazılan, milyonlar tarafından okunan ve ardından kitabı şimdi de sinema filmi çıkan bir hikaye. Ne olursa olsun ortada gerçekten bir başarı söz konusu… Hemen hemen aynı konuyu ele alan bir sürü kitap içerisinde bu kitabın bu kadar popüler olması ben çok da göremesem bile bu hikayeyi diğerlerinden ayıran bir yön olduğunun en büyük kanıtı…
Ben filmi izlemedim ancak wattpad üzerinden birinci ve hatta ikinci kitapları okudum ancak üçüncü kitabı okumayı artık ne aklım ne de vicdanım kaldırdı. Anlatılan genç kız karakterinin aslında tam bir karakteri olmayışı, her fırsatta onu sevmediğini bir şekilde belirten ve ona karşı sözlü ya da fiziksel olmasa da hareketleriyle bence zihinsel bir şiddet uygulayan birinin yanında bir türlü ayrılmayıp ortaya koyduğu silikliğiyle bir genç kız olarak beni fevkalade rahatsız etmiş durumda. Bundan da ziyade bu genç kız karakterini yaratan kişinin de bir genç kız olması iyice canımı sıkmakta.
Genç kızlar olarak yeri geldiğinde hepimiz kadına şiddet olmasın, kadın kendi ayaklarının üzerinde kimseye muhtaç olmadan dursun diye bas bas bağırırken bir yandan da bu kadar silik tipte dişi karakterlerin yazılıp üstüne üstlük bu kadar okunması yine ve yine bize özgü olarak yaptığımız ironilerden sadece biri…
Belki ben konuyu fazla içselleştirdiğim için fazla abartıyorumdur durumu ancak bu yazıyı yazma nedenime değinmeden nokta koymak istemiyorum. Daha geçen gün hukuk okuyan bir arkadaşımla konuşurken bahsettiği bir olay… daha 14 yaşında bir kız çocuğuna 17 kişi tarafından yapılan taciz…
Ben bir genç kızım aynı bahsettiğim kitabın yazarı gibi… Hayat bizim için zaten zor. Ayakta kalmak için bir kaç doz daha fazla çaba harcamamız gerekirken ve bu yolda bizi anlayabilecek yine sadece bizken ve bizden daha küçük kızlar duydukları, gördükleri ya da okuduklarından bu kadar kolay etkilenirken neden onlara ayakta kalmayı (ne kadar doğru yaptığımızı bilmesem de) öğretmek, güçlü, sağlam, özgüvenli bireyler okutmak yerine sırf bencilliğin dibine vurup sadece kendi başarımız ve hırslarımız uğruna önlerine yanlış örnekler koyuyoruz?
Ben gerçekten anlamıyorum.