2019 çok konuşulacak kitabı Metastaz, usta gazeteciler Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu ortaklığında yaklaşık 10 gün önce raflarda yerini aldı. Önceki kitapları Sızıntı ve Mahrem gibi Metastaz’ın da yayınevi Kırmızı Kedi. Bu sene yine Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan ve üzerinden 6 ay geçmesine rağmen hala çok satanlarda bulunan Yılmaz Özdil’in Atatürk’ü en yalın haliyle anlattığı Mustafa Kemal’in incelemesine de buradan ulaşabilirsiniz.
Metastaz’ı aldıktan sonra şöyle bir önsözünü okuyayım dedim ve 80. sayfada anca durabildim. Kitabın üslup ve anlatımını çok beğendim. İlk defa bu kadar akıcı ama çevirdiğim her sayfada içimin daraldığı bir kitap okudum. Metastaz içindeki resmi evraklardan alıntılara rağmen, tekrar tekrar tasnifler yaparak okuyucunun ana konudan kopmasını engellemiş. Bunlar 320 sayfalık kitabı adeta tek solukta okutuyor.
Metastaz kelimesi tıbbi olarak kötü huylu kanser hücrelerinin (malign) vücudun başka bölgelerine yayılarak yerleşmesi durumuna denir. Kitaba isim olarak Metastaz’ı seçmeleri tıbbî terim anlamını göz önüne alırsak nokta atışı bir seçim olmuş. Çünkü kitap esas olarak 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında ülkemizdeki tarikatların devleti ele geçirmesini anlatıyor.
Metastaz araştırmacı gazeteciliğin hakkını veren bir çalışma. Nasıl ki Necip Hablemitoğlu’nun yazdığı Köstebek kitabı Fetö’nün polis ve askeriyedeki işleyişini yıllar öncesinde tüm çıplaklığıyla anlatıyorsa; Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun yazdığı Metastaz’da aynı şekilde Fetö ve ondan sonraki boşlukta ülkenin kılcal damarlarını ele geçiren Menzil, Kurdoğlu, Yazıcı, Okuyucu, Süleymancı gibi tarikatları tüm açıklığı ile anlatılıyor. Ama korkarım insanlar Metastaz’ın değerini 4-5 sene sonra aynı Fetö gibi iş işten geçtikten sonra anlayacak.
Kitabı okurken fark ediyorsunuz ki devletimiz FETÖ belasından hiç ama hiç ders çıkartmamış. Kitapta, 15 Temmuz sonrası devlete sızan cemaat ve tarikatların köşe başlarını nasıl tuttuğu isim isim, kurum kurum anlatılıyor. Metastazı okuduktan sonra o zamana kadar dünyadan bir haber olduğunu anlıyorsunuz. Mesela Havelsan’da İskenderpaşa cemaati hakimmiş. Savunma sanayiinde ise genel olarak Rıfailerin adı geçiyormuş. Başka bir sayfada ise sağlık bakanının çocuk ölümleri ile ilgili Menzil şeyhinden ”İstihareye” yatarak onlarca çocuğun ölümü hakkında bir işaret istediği ve olayın sümen altı edildiği yazıyor. Menzilci polislerin Polis Akademisi mescidince “Vird” zikri çekmesinden, Fetö borsasından ve Fetö yargılamalarından da bahsediliyor.
Tahliye ettiği FETÖ şüphelisi işadamlarını tutuklatan savcıyı “FETÖ’cü”diyen hakimi, FETÖ soruşturmasında rüşvet aldığını ortaya çıkaran başsavcının “rüşvet alan bir FETÖ’cü” olduğunu iddia ettikten sonra tutuklayan hakim, FETÖ’den tutuklandı.
Adeta usta bahçivan uşak olayına dönen bu olayı mantık sorusu çözer gibi alt alta yazmadan anlayamıyorsunuz. Bunlardan dolayı Metastazı okurken her sayfanızda midenize kramplar girecek benden söylemesi.
Yazının sonunda toplayacak olursak günümüzün Uğur Mumcuları Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu herkesin kütüphanesinde bulunması gereken başarılı bir eser ortaya koymuşlar. Günümüzün paralı gazetecilerine ve yazdıkları copy-paste kitaplara Metastaz ile adeta gazetecilik dersi vermişler. Metastaz şimdiye kadar 10 günde 100.000 satış rakamına ulaşıp 3 baskıya girdi. Umarım 30. hatta 300. baskılarını da görürüz.
Yazımı Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözüyle noktalamak istiyorum.
“Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz.
En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır..”
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Hicbir oluşum içinde bulunmamış bir şahıs neden bu kadar keskin konuşur, nasıl bu kadar net ve ileri görüşler ifade edebilir.
Prim yapma derdi mi diyelim bu gayrete…
Menzil cemaatini ziyarete gittim ilk defa geçen 3 hafta önce. Ne kadar uyuşturucu bağımlısı, hırsız, gaspçı ve nice bağımlı varsa hepsi tövbe edip o kapıda hizmetler sunuyor hizmetler alıyordu. Siz ne yaptınız cennet vatani ülkemiz için şimdiye dek?