Ben bu yazıda son dönemlerde insanların kaybettiklerinden bahsetmek istiyorum. İstediği her şeyi elde etmeye başlayan insanoğlu, her şeyi fiyatına göre değerlendirmeye başladı. Bir şeyin fiyatı ne kadar yüksekse o kadar değerli oldu bizim için. E bunun sonucunda da bedava olan bir çok değerimizi hatta duygularımızı kaybettik. Şöyle çevremize baktığımızda üzülmeyen, sevmeyen, kırılmayan insanlarla dolu her yer. Ama benim asıl üzerinde durmak istediğim konu: sadakat. Sadakatini kaybetti insanlık. Bunu da nerden çıkardın diyebilirsiniz. Hani yaşlı bir amcaya sormuşlar ya nasıl 65 yıl evli kaldınız diye, onun da cevabı şöyle olmuş: “Bizim zamanımızda bir şeyler kırıldığında çöpe atılmaz, tamir edilirdi. Bu yüzden…”
Hachiko
Tokyo Üniversitesinde bir profesör beyaz yavru bir köpek edinir. Köpeğine Hachiko adını verir. Her sabah üniversiteye giderken belli bir yere kadar beraber giderler ve öğleden sonra saat üçte köpek sahibini karşılamaya gelir. Bu belli bir zaman sonra alışkanlık haline gelir. Fakat bir gün profesör üniversitede kalp krizi geçirir ve hayatını kaybeder. Hachiko onu her gün aynı yerde aynı saatte bekler. Bekler ama ne gelen vardır ne giden. Hachiko’yu tanıyan esnaf onu besler hatta bu hikayeyi duyan herkes bu sadık köpeği sevmeye beslemeye gelir. Yaklaşık 10 yıl sonra Hachiko aynı yerde profesörü beklerken hayatını kaybeder. Japonya’da çok ünlenen bu olaydan sonra her gün beklediği yere Hachiko’nun heykeli dikilir.
Kendi Canı Pahasına…
Hachiko’nun ve son köpeğin hikayesi çok duygulu. Evet, fark atmış durumdalar. Kaleminize sağlık efendim 🙂
Sadece bu hikayeler de değil. Bunların dışında sahibi ölünce mezarının başında nöbet tutan köpeğin hikayesi de beni çok etkilemişti. Sanırım bazı hayvanlar onları örnek almamız için varlar.
Sadakatin en guzel ornegini bu guzel insanlarla resmetmissin:) emegine saglik..
Fotoğraftaki dede ve anneannemiz 73. senelerindeler. Ve dedenin söylediğine göre ilk günkü gibi seviyormuş 🙂