Korona virüs pandemisi sürerken bu durumdan en çok etkilenenler yaşlılar ile hipertansiyon(HT), diyabet(DM), obezite ve kronik akciğer hastalığına(KOAH) sahip olanlardır. SARS-CoV2’nin yakın akrabaları olan SARS ve MERS virüse nazaran ölüm hızı çok daha düşükken( SARS %9,6; MERS %34,4) yayılma hızı onlara göre çok daha yüksektir. Normal sağlıklı genç popülasyonda daha hafif seyrederken, yukarıda belirtilen durumlarda tablonun pnömoni ve akut resipratuvar distres sendromu gibi daha ölümcül durumlara ilerleme ihtimali hayli artar.
Dünya çapında obezite, diyabet, hipertansiyon ve kronik akciğer hastalığı ile ileri yaş bir arada düşünüldüğünde milyarlarca kişi risk altındadır.* Her ne kadar SARS ve MERS virüs daha ölümcül gibi görünse de yeni korona virüsün yayılımının hızlı olması ve risk altındaki kişilerin sayıca çokluğu onu çok daha potansiyel bir tehdit haline getirir.
COVID-19’un neden DM, obezite, HT ve KOAH tablolarında daha şiddetli seyrettiğiyle ilgili çeşitli hipotezler ve bulgular pandemiyle mücadele açısından avantaj sağlayabilir. Çünkü bu kişilerin tedavi süreci çok daha uzun olup yoğun bakımda yatış gerektirebilir ve sonucunda sağlık hizmetini uzun süreler sekteye uğratabilir. Ancak pandemiyle mücadelenin ilk ve en önemli basamağı bunlardan çok daha kolay ve basittir; Maske takmak, sosyal alanlarda fiziksel mesafeyi korumak ve kişisel hijyen
Peki, obezite ve diyabet ile şiddetli COVID-19 arasındaki ilişki nedir?
Obezite
Obez bir kişinin vücudundaki yağ dokusu miktarı oldukça artmıştır. Ve yağ dokusu sadece fazla enerjinin depolandığı bir yerden ibaret olmayıp bazı önemli biyoaktif bileşenlerin üretimini de üstlenir.
Leptin yağ dokudan salınan, vücuttaki yağ kitlesi hakkında bilgi veren önemli bir bileşiktir. Obezitede yağ miktarının artışına bağlı leptin seviyesi artmıştır. Normal seviyelerinde bağışıklık sisteminin aktivasyonuna neden olurken artmış seviyeleri bağışıklık yanıtının bozulmasına ve inflamasyona yol açar. Bununla birlikte yağ dokunun makrofajlar ve T hücreleri tarafından infiltre edilmesi, obez bireylerde zaten sürekli devam eden bir inflamasyon hali yaratır.
Obez farelerin yağ dokusunda ACE2 reseptörü sayısı obez olmayanlara göre daha fazladır. SARS-CoV2’nin yağ dokuyu enfekte etmesine bağlı buradaki inflamasyon daha da alevlenebilir.
İnflamasyon sonucu yağ hücrelerinde ölüm ve bunun sonucunda serbest yağ damlacıkları açığa çıkar. Bu yağ damlacıkları kan dolaşımına geçip hayati organ damarlarında tıkanıklığa neden olabilir (Yağ Embolisi Sendromu).
Obez bireylerde PAI-1, fibrinojen, vWF ve Faktör 7 gibi pro-trombotik moleküller obez olmayanlara göre daha fazladır. COVID-19’un neden olabildiği tromboza (kanın damar içi pıhtılaşması) ek olarak obezitenin kendisi de tromboza yatkınlık oluşturur. Bu durumdan leptin ile inflamasyona bağlı artan IL-6 ve TNF-a sorumlu olabilir.
Ayrıca obeziteye sahip birey şiddetli COVID-19 için önemli risk faktörleri olan diyabet ve kardiyovasküler hastalıklara daha yatkındır.
Diyabet
Diyabet insülin hormonunun yetersizliği ya da yokluğu sonucu kanda glikoz (şeker) fazlalığı ile seyreden metabolik bir hastalıktır.
Özellikle kontrolsüz diyabete sahip bireyler T hücreleri ve makrofajların sitokin üretimi ile nötrofillerin hasar bölgesine toplanmasında yetersizlik sonucu birçok enfeksiyona yatkınlık gösterir. Enfeksiyonlara yatkınlık kandaki şeker miktarı ile sıkı şekilde ilişkilidir.
Virüslere karşı savunmada kritik öneme sahip bir molekül olan IFN-α (İnterferon- α) üretimi diyabetik bireylerde azalmıştır. Yani antiviral yanıt bozulmuştur.
Kan dolaşımında fazla miktarda olan glikoz küçük damarlarda hasarlanmaya neden olur (mikroanjiyopati). Bu iyileşmenin gecikmesine yol açan nedenlerden biridir.
SARS-CoV2’nin hücreye girişini sağlayan aracı molekül ACE2 reseptörünün sayısı diyabetik bireylerde artmış olması onları COVID-19’a karşı daha duyarlı hale getirir.
Sinir hasarına bağlı gelişen otonom nöropati nedeniyle bronşların iç ve dış uyarılara karşı tepkilerindeki değişim solunum yolu enfeksiyonlarının seyrini olumsuz yönde etkileyebilir.
*DSÖ verilerine göre dünyada yaklaşık 1.9 milyar fazla kilolu ve obez birey, 450 milyon diyabet hastası, 1.13 milyar hipertansiyon hastası, 251 milyon KOAH hastası bulunmaktadır.
Yararlanılan Kaynaklar;
- DSÖ verileri
- Cinti, S., Graciotti, L., Giordano, A. et al. COVID-19 and fat embolism: a hypothesis to explain the severe clinical outcome in people with obesity. Int J Obes (2020). https://doi.org/10.1038/s41366-020-0624-5
- Mazucanti, C. H., & Egan, J. M. (2020). SARS-CoV-2 disease severity and diabetes: why the connection and what is to be done?. Immunity & ageing : I & A, 17, 21. https://doi.org/10.1186/s12979-020-00192-y
- Rebello, C.J., Kirwan, J.P. & Greenway, F.L. Obesity, the most common comorbidity in SARS-CoV-2: is leptin the link?. Int J Obes (2020). https://doi.org/10.1038/s41366-020-0640-5
Şu corona’dan artık nefret etmeye başladım ya. Nereye girsek bu konu var. Artık bi gitse idi de hepimiz kurutlsaydık bu beladan.
Güzel ve öz bir derleme olmuş. İnsanlar bu salgınla birlikte kronik hastalıkların ne anlama geldiğini daha iyi anlamaya başladılar. Pozitif bir noktadan bakmaya çalışırsam herhalde bunu söyleyebilirim.