Tolstoy ve Anna:
Prömiyerini 18 Kasım 2016 da yaptı.
Oyunumuz 1 perde ve yaklaşık 1 saat 20 dakika uzunluğunda.
Tolstoy bizim bildiğimiz Tolstoy: Bir yanda hayatının kadını Sofya, bir yanda hayallerinin kadını Anna.
Bir yanda Tolstoy’ un gerçekleri ve mantığı, bir yanda hayalleri.
Bir yanda büyük günahlar işlemiş bir Tolstoy, bir yanda dünyadaki eşitsizlikten, adaletten, insana veril(mey)en değerden bahseden Tolstoy. İşte hepsini anlatır bize 1910 yılının sonbaharında, adını dahi bilmediği bir tren istasyonunda.
Tolstoy her şeyden kaçıp uzaklaşmak isterken, bir tren istasyonunda, romanına ilham olan Anna ile rastlaşır. Tolstoy’un o feri kaçmış gözleri Anna’yı görür görmez bir anda parlar. Anna’yı görünce tekrar gençleşmiş gibidir Tolstoy.
Bir yanda güçlü Sofya bir yanda güzeller güzeli Anna. Sofya ve Anna arasındaki bir seçim. Birbirinden farklı hikayeleri. Ama bu oyunu Anna ve Sofya arasındaki bir seçim olarak basitleştirmemek lazım. Anna ve Sofya iki farklı kadın. Tolstoy ve Anna işte bu farklı iki kadını anlatırken, bir yandan da Tolstoy’un hayatını, inandıklarını, fark ettiklerini, sorguladıklarını anlatıyor.
*Hatice Gülsün Kınal’ın yazdığı, Funda Mete’nin yönettiği Tolstoy Ve Anna; bu sezon ara ara Stüdyo Sahne’de temsiline devam etti. Önümüzdeki günlerde de temsiline devam edecek.
*’’Rusya sizsiniz köylüler.’’
*’’Bir insan bir insanın önünde eğilmemeli.’’
Genel olarak:
1.Işık ve kostümler bence gayet iyiydi. Özellikle dekor çok hoşuma gitti.
2.Oyunumuz genel olarak akıcıydı. Tek perde olduğu için de oyun hiç soğumuyor.
3.Oktay Dal’ ı köylü gömleği içinde Tolstoy olarak görmek gerçekten güzeldi. Jest ve mimikleri ile bizi(seyircileri), Tolstoy’un haklarını savunduğu, Rus köylülerinin yerine koydu diyebiliriz.
4.Anna rolüyle, Ebru Uysal; Sofya rolüyle, Mine Medya Haktanır bence temiz bir oyunculuk sergilediler. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
5.Siz de Tolstoy’un hayatını, Tolstoy’un cümleleriyle, Tolstoy’un kendisinden dinlemek isterseniz izlemenizi öneririm.
Funda Mete ise oyun hakkında şöyle diyor:
”Tolstoy ve Anna metnini elime almamla okumam bir oldu. Tolstoy’ un dünyasını merak ettim. Son istasyona giden trende, onun yanında olmak istedim. Neden böyle bir yolculuğa çıktığını anlamaya çalıştım. Romanlarını, günlüklerini, kitaplarını okudukça, onun hakkında yazılanları araştırdıkça edebi gücüne olan saygım bir kat daha arttı. Karşımda sadece edebiyat alanında değil; aile, toplumsal yaşayış, din, siyaset, sağlık, eğitim gibi hayatı kapsayan alanlarda da düşünceleriyle hem çağını hem bugünü etkileyen bir yazar vardı. Oyunda çalışan herkes gerek sahne üstünde olsun gerekse tasarımda olsun Tolstoy’ un ‘’sade olağanüstülüğü’’ nün peşinde oldu. Astapova İstasyonu’ nda zatürreden ölen dünyanın en büyük yazarının ironisini anlamaya ve yakalamaya çalıştık. Umarım başarılı olabilmişizdir.”
OYUN EKİBİ:
DEKOR TASARIMI
ANIL ATEŞ IŞIK
KOSTÜM TASARIMI
GÜNNUR ORHON
IŞIK TASARIMI
İBRAHİM KARAHAN
MÜZİK
CAN AKSEL
AKIN
DANS DÜZENİ
DENİZ ALP
DRAMATURG
SERVET AYBAR
ASİSTAN
PETEK OCAKÇI
SAHNE AMİRİ
EYÜP ŞEN
KONDÜVİT
BÜLENT KARAKUZU
SONER YÜCEL
IŞIK KUMANDA
GÖKHAN TAKIŞ
SUFLÖZ
MİHRAÇ ELLİGIRAM
DEKOR SORUMLUSU
CENGİZ TABAN
AKSESUAR SORUMLUSU
MEHMET ATAY
KADIN TERZİ
ZÜBEYDE ÖNCEL
ERKEK TERZİ
ABDULLAH TANIŞIK
PERUKACI
CUMHUR TEMİZ
OYUNCULAR
OKTAY DAL
EBRU UYSAL
MİNE MEDYA HAKTANIR
BATU ERGÜN
*Tolstoy Ve Anna – oyun kitapçığı
Not: Umarım faydalı olmuştur. Ayrıca eksik gördüğünüz kısımları ya da oyun hakkında başka fikirlerinizi ve bakış açılarınızı yoruma yazarsanız çok memnun olurum.
Tiyatro kardeşliktir. 🙂
Son zamanlarda seyrettiğim en güzel oyundu.
Tabi 2 perde olmasını ve Tolstoy’un Anna Karenina dışında da hayalleri olmasını isterdim.
İlaveten Patrik’in ve Çar Nikolay 2.Romanov’un da görünür olmaları oyuna renk katardı diye düşünüyorum.
Anna Karenina mükemmel ötesiydi.Tolstoy’da öyle…
Sofia’da sanırım kendine düşen rolü başarıyla oynadı.
Tebrikler cümleten…
Geçen sezon izleyemediğim için bir hayli pişman olduğumdan, bu yıl perdeler açılır açılmaz ilk gittiğim oyundu. Tabii sonra hızımı alamayıp bir kez daha gittim. İkince kez izlediğimde bile hiç sıkılmadım. Bence Çar’ın görünmemesi oyuna başka bir anlam katmış. Tolstoy’un, tablo canlıymış gibi meydan okuması, bana şiir okuduğum zamanlardaki hissi verdi. Bence şiir gibi her okuyanın kendinde bir şeyler bulacağı, saklı anlamlar vardı içinde.