Bir varmış bir yokmuş. Böyle başladığıma bakmayın, bu gerçek bir hikayedir. Gerçekten bir varmış bir yokmuş. Günün birinde insanlar bir uydu icat etmiş. Bu uydu çok önemliymiş onlar için, çok uğraşmışlar süslemişler püslemişler ve onu o büyük güne hazırlamışlar. Bütün bilim adamları seferber olmuş, her türlü ihtimal hesaplanmış. Matematiksel fiziksel tüm işlemler defalarca kontrol edilmiş. Hataya yer yokmuş bu işte. Böyle hazırlıklarla günler, aylar hatta seneler geçmiş. Bu hazırlık öyle bir hazırlıkmış ki uydu gerçekten çok önemli olduğuna inanmaya başlamış. O da bütün gücüyle hazırlanmış. Ama korkmuyor da değilmiş hani. Bu kadar çabalandığına göre önemli bir şey yapacağım demiş. Ne kadar korkarsa korksun çok emek harcandı, kimseyi yüzüstü bırakmamalıyım demiş kendi kendine.
Ve o büyük gün gelmiş. Herkes çok heyecanlıymış, en çok da uydu heyecanlıymış. Bakmayın öyle metal yığını gibi göründüğüne içinde kıyametler kopuyormuş neredeyse. Bütün hazırlıklar tamamlanmış. 5-4-3-2-1 ve fırlatma işlemi başlamış. Uydu atmosferin her katmanında bir parçasını kaybetmiş. Bu ona acı vermemiş mi? Vermiş. Ama olsun demiş, bu görevi sadece ben yapabilirim.
Uydu yörüngeye girmiş. Başlarda her şey çok güzelmiş. İnsanları mutlu etmek onu da mutlu ediyormuş. Ama sonra bakmış ki yapayalnız kalmış. İnsanlar mutluymuş ama onun orada olduğunu hatırlayan yokmuş. Bir tek onu icat eden bilim adamları gurur duyuyormuş onunla. Bu bile onun mutlu olması için yetmiş ve işini en güzel yapabilmek için çabalamış durmuş.
Sonra mı? O uydu hala orada ama gelişen teknolojiyle ona gerek kalmadı. Başka başka uydular gönderildi ama hepsi farklı yörüngelerde olduğu için bizim uydu yalnızlığıyla başbaşa kaldı. Şimdiyse uydumuz ne mutlu ne de başka yörüngeye geçmeye gücü yetiyor. Evet bu hikayenin sonu şimdilik güzel bitmiyor. Uydularımıza sahip çıkalım 🙂
Kaynakça:
1) Uzayda 35 milyon parça ve 300 bin ton çöp oluştu – Hürriyet Haber
Anlatmak istediği konuyu hikâye tarzında, hoş vakit geçirterek yazan yazarı tebrik ediyorum. Bir insan uyduyu bu kadar tatlı anlatabilirdi! Ana konuyu gayet sade ve tatlı bir şekilde yazdığından akılda kalıcı bir hâle gelmiş. Artık boş zamanlarımda bu yanlız uyduyu düşüneceğim.