Kam inanışına (şamanizm) sahip olan eski Türkler Yada Taşı ismi verilen taşlarla hava şartlarını kontrol ettiklerine inanıyorlardı.
Taşlarla başlayan savaş tarihinde, kılıçlar, yaylar, silahlar, toplar, tüfekler ve teknolojiyle beraber nice ölümcül silahlarla devam etmiştir. Tarih sahnesinde sıklıkla savaşlarla yer alan Türkler için de bu süreç böyle süregelmiştir. Ancak eski Türkler’in tarihine bir göz atıldığında hava şartlarını kontrol etmeye yarar sağladığı öne sürülen Yada Taşı isimli bir silahtan da bahsedilir. Bu taş, savaş zamanında düşmana barış zamanında ise refaha yol açan ilahi güçlere sahip bir silahtır.
İçindekiler
Şamanist Türklerde Yada taşı
Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı Divan-u Lügati’t Türk isimli eserde Yada taşının şamanlıkla alakalı bir araç olduğu belirtilir. Divan-u Lügati-t Türk, bilinen en eski Türkçe sözlük olması nedeniyle Türk tarihi açısından önemli bir yer tutar. Bu yüzden Kaşgarlı Mahmut’un eski Türk kavimlerine yönelik olarak verdiği bilgiler de önemlidir. Kaşgarlı Mahmut Yada Taşı’nın şamanist Türk inancında din adamı rölünü üstlenen kamlar (şamanlar) tarafından kullandığını ve Türkler arasında taşın tanındığını belirtir. Kaşgarlı Mahmut ayrıca taşın yağmur ve kar yağdırabildiğini, fırtına çıkarabildiğini söyleyerek, yaz mevsimi çıkan bir yangına yağmur yağdırılarak bizzat şahit olduğunu da söyler.
Kamlık olarak bilinen şamanizmde Yada Taşı’nı kullanarak yağmur ve kar yağdırıp fırtına çıkaracak şamanların fedakarlık yapması gerekirdi. Taşı kullanacak kadın şamanların ömürleri boyunca çocuk doğurmayacağı erkek şamanların ise yine ömür boyunca bekar kalması gerekiyordu. Taşı kullanma yeteneğine sahip olan şamanlar, bu taşı savaş zamanları düşmanlarına karşı silah olarak, barış zamanı ise bu refahı artırmaya yönelik olarak kullanmaktaydı. Eski Türk mitolojilerinde yer alan Ayaz Ata’nın da bu taşı kullanma yeteneğine sahip olduğu ve bu taşları asasının ucunda taşıdığına inanılmaktadır.
Altay’da bulunan Koş-Agaç’ta Jada olarak adlandırılan bu taşa aynı zamanda yağmur üreten olarak da bilinmektedir. Türklerin yanı sıra Moğollar tarafından da bilinen bu taşın hava şartlarını değiştirmekte önemli bir rol oynadığına inanılır. Taşa bölgesel olarak jada, sata, sata veya zadu da denilebilmektedir. Kırgız sözlüklerinde Yada Taş’ı için koyun işkembesinde saklanan ve yağmur yağdırma yeteneği olan küçük taş ifadelerine yer verilir.
İslamiyette Yada taşı
Şamanist Türklerle ortaya çıkan Yada taşı islami kaynaklarda da yer alır. Nuh peygamberin oğlu Yafes’e şark diyarlarını (Orta Asya da buna dahil) vermesinin ardından Yafes bölgenin kurak olduğu gerekçesiyle itiraz eder. Nuh Peygamber de Cebrail’in kendisine verdiği Yada Taşı’nı Yafes’e vererek bu taş aracılığıyla Allah’a dua ederek istediği zaman yağmur yağdırabileceğini söyler.
Tarih kitaplarında da yer aldı
Orta Asya’dan göç eden Hunların Avrupa’da ilerlerken çeşitli doğal olaylarla düşmanlarını yendiğini Avrupa’daki çeşitli arşivlerde bulmak mümkündür. Fransız Türkolog Joseph De Guignes tarafından kitaplaştırılan bilgilerde 5. yüzyılda Avarlara karşı savaşan Türklerin Yada Taşı kullandığı bilgisine yer verilir. De Guignes’e göre Türkler, Avarlar’ın istilasını bu şekilde engellemiştir.
9. yüzyılda Samani İmparatorluğu’na en parlak dönemini yaşatan İsmail Bin Ahmed’in Türklerle yapacağı savaştan bu taş yüzünden vazgeçtiği öne sürülmüştür. Konuyla ilgili çeşitli kaynaklarda yer alan kesin olmayan bilgilere göre İsmail Bin Ahmed içlerinde esir Türkler’in de olduğu ordusuyla Türkler’e karşı sefere kalkar. Ordu içerisindeki Türkler savaşacakları Türklerden Yada Taşı kullanılacağı bilgisi aldığını hükümdara söyler. Hükümdar bunlara inanmaz ancak ertesi gün savaş meydanının üstünde bulutlar biriktiğini ve şimşekler çaktığını görünce savaşmaktan vazgeçer.
İran tarihi için önemli bir yere sahip olan 1266 doğumlu Cüveyni, Tarih-i Cihangüşa isimli kitabında Naymanlar hanı Buyruk Han’ın Cengiz Han’a karşı Yada Taşı’na başvurduğunu yazmıştır. Taşa, eski Türk masallarından Kara Atlı Masalı’nda, eski Türk destanlarından Manas ve Er Gökçe destanlarında yer verilmiştir.
Şaman inanışı aslında müslümanlığa çok yakın bir inanış. Türklerin İslamiyete geçmesinin en büyük nedeni de bu zaten. Öz Müslümanlık ile eski Türk inanışı şamanizm gerçekten çok yakın