Nikola Tesla, bilim dünyasının belki de en gizemli ismidir. Elbette Tesla ile yarışacak birçok isim var. Ama Edison ve Tesla isimleri yan yana geldiğinde ve Tesla’nın çalışmaları düşünüldüğünde, neden bilim dünyasının en gizemli isminin Tesla olduğu anlaşılacaktır. 10 Temmuz 1856 tarihinde dünyaya gelen Tesla, bir süre sonra kendisini bilimsel çalışmalara kaptıracağının farkında değildi. Büyük bir tutkuyla bağlandığı elektrik, onun için gizemli ve büyülü bir alandı.
Bu nedenle hayatının büyük bir döneminde elektrik üzerine çalışmalar yaptığını görüyoruz. Elbette bu yazımızda Tesla’nın önemli çalışmalarından bahsedeceğiz. Fakat bu yazıda önemli olan, Tesla’nın başarısız bir pazarlamacı olması. Peki ama bir işi yaptıktan sonra onu iyi bir şekilde pazarlıyor olmanız, başarılı olabilmeniz için yeterli midir? Filmi geri saralım ve Nikola Tesla adının geniş çevrelere yayılmasını sağlayan çalışmalara gidelim.
İçindekiler
Tesla’nın Edison’la Girdiği Amansız Mücadele
Küçük yaşlarından beri farklı bir kişilik olduğunu belli eden Nikola Tesla, önemli çalışmalarda bulunmuş birçok insan gibi sorunlu bir çocukluk döneminden geçmişti. Sürekli karşılaştırıldığı abisi 12 yaşındayken attan düşüp ölmüştü. Daha da trajik olanı, anne ve babasının Tesla’yı, abisinin üzerinde olduğu atı korkutmakla suçlamasıydı. Bu, bir çocuk için büyük bir travma olduğundan, Tesla’nın hayatı boyunca bu olayın etkisini yaşadığını söylemek mümkün. Benzer bir durum Vincent Van Gogh’da da vardı.
Van Gogh’un kendisinden önce doğmuş ve ne yazık ki kısa bir süre sonra hayata gözlerini yummuş abisinin ismini alması, ömrü boyunca büyük bir yükü sırtında taşımasına neden oldu. Fakat bu acı, sanatını besledi. Peki, Tesla’ya geri dönelim. Tesla yaşadıklarından dolayı içine kapanık bir insana dönüşmüştü. Fakat yaşadıkları, bilimsel çalışmalarda bulunabilmesi için itici bir güç olmuştu.
Düşünün Nikola Tesla, henüz 6 yaşındayken bir su çarkı yapmıştı. O, gerçekten bir dâhiydi. Bunu attığı her adımda belli ediyordu. Üniversite çağına geldiğinde Tesla, Graz’da bulunan Politeknik Enstitüsünde öğrenim gördü. Ardından Prag Üniversitesinden mezun oldu. Elektrik alanına girdiğinde, bir daha buradan çıkamayacağını fark etmeye başlamıştı. Elektrik, onu adeta büyülemişti. Budapeşte’de bulunan bir telefon şirketine girdi ve elektrik mühendisi olarak çalışmaya başladı. Daha sonra Continental Edison Company’de çalıştı. Burada dinamolar tasarlayarak çalışmalarına devam etti. Strazburg’da iken endüksiyon motorunun bir prototipini inşa etse de ne yazık ki cihazı destekleyecek kimseyi bulamadı. Tesla, başarısız bir pazarlamacıydı.
Tesla, Patentlerinin Bir Kısmını Neden Edison’a Kaptırdı?
Thomas Edison, Edison Machine Works adlı bir şirket kurmuştu. Nikola Tesla buradan bir iş teklifi aldı. DC dinamolarını geliştireceği bir tasarım için Edison, Tesla’ya 50.000 dolar verecekti. Uzun bir süre sonra DC dinamolarına dair bir çözüm bulan Tesla, Edison’un vaat ettiği parayı istedi fakat Edison Tesla’ya böyle bir para vermedi. Bu durum karşısında Tesla, çalışmalarını sonlandırmak istedi; artık Edison’un şirketinde çalışmıyordu. Şirkette geliştirmiş olduğu ark aydınlatma sistemlerinin patentlerini almaya çalışan Tesla, ne yazık ki bu patentleri alamadı.
Bir süre sonra kendi şirketini kurmak isteyen Tesla, Benjamin Vali ve Robert Lane ile tanıştı. Tesla Electric Light and Manufacturing Company adlı şirket, New Jersey’de kuruldu. O yıl Tesla, jeneratör geliştirmiş olsa da bunların da patentlerini alamadı. Ayrıca yatırımcılar, Tesla’nın elektrik iletim donanımları ile alternatif akım motorları fikirlerine sıcak bakmadı. Bu nedenle bu girişimler için yatırımda da bulunmadılar. Tesla, beş parasız kaldı. Fikirlerinin değer görmüyor olması, Tesla için bir yıkımdı.
Peki bu konunun Tesla’nın pazarlamadaki başarısızlığı ile ne ilgisi var? Fikirlerini daha çok insana ulaştıramayan Tesla, projeleri için yatırım alamadı. Günümüz dünyasında da başarının temel kriteri olarak görülen reklam, Tesla’nın eksiğiydi. Çok önemli çalışmalar yapsa da bunları pazarlayamadı. Peki, gelin reklam çalışmalarının günümüz dünyasındaki yerine bir bakış atalım.
Kapitalizmin Dayatması: Reklam Olmadan Fikirlerin Geniş Kitlelere Ulaşmayacaktır
Önceleri televizyonda sıklıkla karşılaştığımız reklam, ürün ya da hizmetlerin tanıtımıdır. Bunun yanı sıra çok daha farklı kavramlar da reklamcılık içerisinde yer alır. Bir iş yapıyorsanız, başarılı olabilmek için bunu çok daha fazla insana ulaştırmanız gerekir fikri, ne yazık ki modern dünyanın temelinde yer alıyor. Bu nedenle artık daha çok insan, çalışmalarının başarıya ulaşabilmesi için reklam odaklı bir sistemi benimsiyor.
Reklam odaklı çalışma anlayışı, ne yazık ki insan ilişkilerinde de kendisini belli ediyor. Birçok insan, özellikle yeni tanıştığı kişilere kendilerini tanıtırken sürekli çalışmalarından bahsetme gereği duyuyor. Bu, aslında kişinin kendisini karşısındakine kanıtlama çabası. Fakat insan ilişkilerinde böyle bir şeye ihtiyaç olmamalı. Daha çok duygular ve düşüncelerin devreye girmesi gereken konuşmalarda bir insan neden yaptıklarını anlatma çabasında olsun ki!
Teknoloji ve internetin hızlı bir şekilde geliştiği bir dönemde internet reklamcılığı da popüler olmuş durumda. Artık daha çok insan internet dünyasında çalışmalarını ön plana çıkarma gereği duyuyor. Elbette ürün ya da hizmet satışının etkili yapılabilmesi için reklam çalışmaları oldukça önemli. Bir şekilde çalışmak ve para kazanmak zorundayız. Bu nedenle çalışmalarımızı daha çok insana ulaştırmak bizim için bir zaruriyet olabilir. Fakat artık her şeyin temelinde reklamın bulunuyor olması oldukça rahatsız edici bir durum.
Eğer ürün, hizmet ya da çalışmalarımızın reklamını etkili bir şekilde yapamıyorsak Tesla’nın yaşadıklarına mı maruz kalacağız? Bu çok trajik bir durum. Trajik olan Tesla’nın yaşadıkları değil. Daha çok insanın reklam çalışmalarına körü körüne bağlı olması. Belki elde ettiğimiz başarının reklamını yapmamıza gerek duymayacağımız bir dönem içinde de yaşayabiliriz. Neden olmasın?