Hayatta bazen öyle insanlarla karşılaşırsınız ki bir sözü sizi derinden etkiler. İşte ben de böyle bir durumla karşı karşıya kaldım. The Red Pill yazımızın üstüne de bu yazı iyi gidecek. Bir misafirliğe gitmiştim, evin hanımı da yengem. Kendisinin bildiğim kadarıyla sürekli bir işi yok, kısaca mesleği ev hanımı. Her ev hanımı ve her anne gibi ev işlerinin çoğunu o yapıyor.
Ziyaret sebebimiz, normal bir akraba ziyareti ve yemek yeme olayı. Evlerine ulaştığımızda sofrada tabakların çoğu yerine konulmuştu. Bir süre sonra yemeğe oturduk. Çorbalar tabaklara konuldu ve yemek başladı. Yengem daha çorbasına başlamadan bazı büyüklerimiz hemencecik çorbasını bitirdi ve tabağını yengeme doğru uzattı. Böyle içimden şöyle offf dedim, yahu bırakın bari çorbasını bitirseydi, hayır, bir kaşık alabildi mi onu bile bilmiyorum. Sonra tabaklar ardı ardına gelmeye başladı. Herkes çorbasını bitirmeye ve ana yemeği istemeye başladı. Yengem her seferinde tabağı alıyor, mutfağa gidiyor, ana yemeği servis ediyor ve bir başkasının tabağını alıyordu. Herkesin ana yemeğini servis edene kadar yerine oturamadı. Sonradan fark ettim ki benim annem de öyle. Çoğumuzunkinin de böyle olduğuna eminim.
Her neyse. Dedim ki bari ben tabağımla mutfağa gidiyim de yengem bir başkasının tabağını doldururken benim tabağımı da doldursun dedim. Gittim yanına, yengem bir de bir şişenin kapağını açmakla uğraşıyordu. İçeceklerden ayran bitebilirmiş, o yüzdenmiş. Sonra dedim ki “yenge sen de daha çorbanı içemedin”. O da elindeki şişenin kapağını açmaya çalışırken bana cevap verdi: “Ben alışığım”. Orada şöyle içim bi cız etti. Yani tamam evin hanımı olarak bari yengemin çorbasını bitirmesini bekleyemez miydik? Onun çorbasını bitirmesini bekleyip ondan sonra ana yemeği isteyemez miydik? Bunların hepsi yapabileceğimiz şeyler ama yapmıyoruz maalesef. Bunları sadece yengem için söylediğimi zannetmeyin, bu durum her kimin başına geliyorsa ve tüm ev hanımları ile anneler için de geçerli. Eğer ki böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız, aynı şeyi yapmayın. Hatta elinizden geliyorsa yardım edin ve bırakın da bu insanlar biraz rahat etsin.
Gerçekten çok doğru bir tespit. Bunca yıldır aile sakinlerinin toplandığı yemek sofralarında, bu bahsettiğinin aksine bir tablo görmedim.
Öyle. Şahsen ben bir genç olarak bu durumu biraz düzeltmek adına çaba sarf edeceğim, hem kendim için hem de çevremdekiler için. Ama şunu merak ediyorum, acaba sofradakileri bu konuda uyarsam tepkileri ne olurdu? Veya bu durumla tanımadığım insanların evinde karşılaşıp onları uyardığımızda ne olurdu tepkileri? “Sen sus, daha küçüksün” veya “senin üstüne vazife mi?” ya da “çok doğru diyorsun” mu acaba?