Come to Beşiktaş yani Beşiktaşa gel…
Olay aslında çok basit ve sıradan. Bu olayı bu kadar özel kılanda aslında bu. Sosyal medyanın günlük hayatımızdaki muazzam hızlı yükselişiyle birlikte ünlü insanların kendi alanlarındaki popülaritesi de sosyal medya hesaplarını etkin kullanımıyla her geçen gün artmakta hatta geçtiğimiz günlerde bir iddiaya göre ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo’nun İnstagramdaki her fotoğraf paylaşımı için yaklaşık 400 bin EURO aldığı söylendi. Konumuza gelecek olursak, Come to Beşiktaş (Beşiktaş’a gel) ifadesi hashtag olarak ilk kez 2013 yılı aralık ayında Ronaldinho için kullanılıyor ki o zamanlar sosyal medyanın yaşantımıza etkisi bu kadar olmadığı ve Ronaldinho aktif twitter kullanmadığı için kayda değer bir etkisi olmamış. Tabi ki o zamandan bu zamana dönem dönem kullanılsa da hiçbiri bu yaz transfer dönemindeki kadar etkili olmadı.
İlk olarak Real Madrid’in dünyaca ünlü Portekizli stoperi Pepe, kulübüyle anlaşamadığını ve sözleşme uzatmayacağını açıkladı. Başta Çin’e gideceği söylentileri dolaşsa da daha sonra adı PSG ve Beşiktaş ile sıkça anılmaya başladı. Bunun üzerine büyük takipçili Beşiktaş hesapları Pepe’nin İnstagram hesabını aktif kullandığını ve fotoğraflarının altına Come to Beşiktaş(Beşiktaş’a gel) ifadesini yazmanın Beşiktaş lehine bir sempati uyandıracağını söylediler. Sonuç olarak Pepe Beşiktaş ile anlaştı ve sözleşme imzaladığı basın toplantısında karar vermesinde kendisine ve ailesine sosyal medya üzerinden gösterilen ilginin etkili olduğunu söyledi.
Bunun üzerine Beşiktaş’ın bir başka Süper Star Diego Costa ile ilgilendiği haberleri çıkmaya başladı. Daha önce girişimlerinin meyvesini almış taraftar daha da coşkulu bir şekilde Diego Costa’ya yazmaya başladı. Birçok ünlünün de katıldığı organizasyonda Beşiktaş zaten mali olarak da kendi şartlarının çok çok üstünde olan Diego Costa ile anlaşamadı. Fakat taraftar İnstagramda bir fotoğrafa atılan en çok yorum (yaklaşık 4 milyon) rekorunu kırmıştı. Bu birçok uluslararası spor haber sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının dikkati çekmiş ve kulüpten bir destek almadan sadece taraftarın örgütlenmesiyle oluşturulmuş bu olay dünya genelinde birçok kişi tarafından sempati toplamıştı bile.
Tam da bu süreçte taraftarın sesine kayıtsız kalmayan Beşiktaş kulübü, Come to Beşiktaş yazılı t-shirt çıkarmaya başladı. Bu sırada taraftar yine dönem dönem adı geçen futbolcu hesaplarına bu ifadeyi yazmaya devam etti. Bu süreçte Beşiktaş Alvaro Negredo ile anlaştı. Herkes resmi siteden açıklama beklerken Beşiktaş sosyal medya hesapları bir video yayınladı
[youtube https://www.youtube.com/watch?v=CPKyv7aQdO8]
Videoda Quaresma ve Pepe arasında daha sonra da Pepe ve Negredo arasında kısa diyaloglar geçiyor ve birbirlerine Come to Beşiktaş diyorlardı. Video çekim kalitesi ve editlenmesinde oldukça basit teknikler kullanılmış ve müzik, dekor gibi şeylere pek de özen gösterilmemişti. Ama olayın güzelliği de buydu. Taraftardan gelmiş bir çağrıydı ve bu taraftarın sesiydi. Büyük paralar harcanmasına, saatlerce çekim yapılmasına, dünyaca ünlü müziklerin kullanılmasına gerek yoktu. Güzelliği basitliğindeydi. Aslında video kısa zamanda çok büyük izlenmelere ulaştı.
If your phone rings today, it might be an international soccer star telling you to #ComeToBesiktas.
https://t.co/onUcIPKoxh— Twitter Moments (@TwitterMoments) 3 Ağustos 2017
Öyle ki aynı gece 7 ülkede Trend Topic oldu ve video 1 gün içerisinde 1 milyar kez izlendi ve Beşiktaş resmi hesabı birkaç saat içerisinde 14 bin yabancı takipçi kazandı. Twitter resmi hesabından “Eğer bugün telefonunuz çalarsa size uluslararası bir futbol yıldızı Come to Beşiktaş diyebilir.” yazdı. Yani taraftarın sesi, kulübünde küçük katkılarıyla dünya genelinde yaklaşık 20 milyon Dolar harcamayla ulaşılabilecek bir kitleye ulaştı. Yaklaşık 18 saat sonra AS Roma kulübü Cengiz Ünder transferiyle alakalı Beşiktaş’a göndermeli bir video yayınladı.
[youtube https://www.youtube.com/watch?v=KsvP1Bmj7xQ]
Aslında anlıyoruz ki küçük bir ifade herkes tarafından beğeni kazandığında ve rakip takımlara veya herhangi bir kitleye karşı bir tavır, söz, ya da ifade barındırmadığında, sporun ve sosyal medyanın birleştiriciliğiyle büyük bir güç haline gelebiliyor..