Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleri sadece iki binadan ibaret değildi. New York’un kendisine olan inancının da birer kanıtıydılar. New York’un geleceğinin belirsiz göründüğü bir zamanda inşa edilen kuleler, güveni yeniden sağladı ve aşağı Manhattan’ın popüler olmasına vesile oldu. Gösterişli ve büyük olan bu binalar hızla New York’un sembolleri oldular.
İçindekiler
Rockefeller Önderlik Etti
Dünya Ticaret Merkezi 1960’lı yılların başlarında Downtown-Lower Manhattan Geliştirme Derneği tarafından radyoların daha çok egemen olduğu elektronik mağazalarını canlandırmak için tasarlandı. Kalkınma Derneği’ nin kurucusu Chase, Manhattan Bank başkanı David Rockefeller ve kardeşi New York valisi Nelson Rockefeller, tüm şehre fayda sağlayacağı konusunda ısrar etti.
1962’de New York ve New Jersey Liman Başkanlığı merkezi inşa etme planlarına başladı. Minoru Yamasaki ve Michigan Associates mimar olarak işe alındı. Sonunda Yamasaki iki büyük kulenin yapılmasına karar verdi. Eleştirmenler, modern bir monolitin New York silüetini bozacağını, ufuk çizgisini mahvedeceğini ve televizyon yayınlarının evlere ulaşmasını güçleştireceğini savundular. Ancak, proje onaylandı ve inşaat 1966’da başladı.
16 dönümlük Dünya Ticaret Merkezi sahasını oluşturmak için beş sokak kapatıldı ve 164 bina yıkıldı. İnşaat, şu anda aşağı Manhattan’da bulunan Battery Park City’nin bir parçası olan Hudson Nehri boyunca 23,5 dönümlük bir araziyi kaplıyor ve burada 1,2 milyon metreküpün üzerinde kazı yapılmasını gerektiriyordu. En yoğun inşaat dönemlerinde, sahada 3.500 kişi çalıştı. Kulelerde toplamda ise 10.000 kişi çalıştı; 60 kişi yapımı sırasında öldü.
Anında Yer İşaretleri
Kuzey kulesi Aralık 1970’de, güney kulesi Ocak 1972’de açıldı. Oysaki Nisan 1973’te tamamlanacakları açıklanmıştır. Bir başka deyişle zamanından önce bitirildiler. İkiz Kuleler, Chicago’daki Sears Kulesi Mayıs 1973’te tamamlanana kadar kısa bir süreliğine de olsa dünyanın en yüksek binaları unvanını aldılar. Eylül 2001’de yıkıldıklarında ise dünya üzerindeki en yüksek beşinci ve altıncı binalardı.
Merkezi bir plaza etrafında inşa edilmiş dört küçük bina ve bir otel kompleksi tamamladı. Plazanın hemen altında bulunan Dünya Ticaret Merkezi’ndeki alışveriş merkezi, aşağı Manhattan’ın en büyük alışveriş merkeziydi. Yerin altında 6 kat, iki metro istasyonu ve New Jersey’e giden PATH trenleri için bir de istasyon vardı.
Binalarda yaklaşık 50.000 kişi çalışırken, her gün 200.000 kişi ayrıca ziyaret ediyordu. Kompleksin kendine ait 10048 numaralı bir posta kodu vardı.
Önceki Bombalı Saldırı
1993 yılında teröristler Dünya Ticaret Merkezi’nin zemininin altındaki otoparkına patlayıcı dolu bir kamyon bıraktılar. Patlama beş kat derinliğinde bir çukur yarattı. Altı kişi öldü ve 1.000 kişi yaralandı. Kuleler bir aydan daha kısa sürede onarıldı, temizlendi ve tekrar açıldı.
Yeniden İnşa Planları
Eylül 2001’deki terörist saldırısında yıkıldıktan sonra, 2002 yılında Dünya Ticaret Merkezi sahasının yeniden inşası ve saldırıların kurbanları için bir anıt oluşturulması için bir tasarım yarışması düzenlendi. Temmuz 2002’de birinci olarak açıklanan proje, çok sıkıcı olduğu ve ofis alanına çok fazla önem verdiği için eleştirildi ve yarışma iptal edildi.
Şubat 2003’te, Vali Pataki tarafından yeniden yapılanma çalışmalarına katılan çeşitli ajansları ve danışma komitelerini koordine etmek için kurulan Aşağı Manhattan Kalkınma Şirketi, mimar Daniel Libeskind’in eski Dünya Ticaret Merkezi’nin 16 dönümlük sahasını yeniden inşa etmesi için onun tasarımını seçti. Tasarım, bir bahçe, bir anıt, bir kültür merkezi ve yerden 1,766 metre yüksekliğindeki sembolik bir alan olan Özgürlük Kulesi’ni içeriyordu.
Temmuz 2003’te, Libeskind genel olarak bölgeyi tasarlamaktan sorumlu olsa da, David Childs, Özgürlük Kulesi’nin yeni baş mimarı olarak getirildi. İkisinin kule için farklı vizyonları vardı; her iki mimarın yaklaşımlarını birleştiren bir tasarım Aralık 2003′ te açıldı. Spire, binanın gücünün % 20′ sini üretmek için tasarlanmış rüzgar türbinlerini içerecekti.
4 Temmuz 2004’te New York valisi Pataki, New Jersey valisi McGreevey ve New York belediye başkanı Bloomberg, Özgürlük Kulesi’nin temelini attılar. 1.5 milyar dolara mal olduğu tahmin edilen gökdelenin, 2008’in sonuna kadar ilk sakinleri için hazır olması beklenirken, genel olarak bölgedeki inşaatın 2015 yılına kadar sürmesi bekleniyordu.
İnşaat başlarken, güvenlik endişeleri gündeme geldi ve bu durum kulenin tamamen yeniden tasarlanmasına yol açtı. Yeni planlar 29 Haziran 2005′ te açıklandı. Kule caddeden daha uzağa taşınacak ve her İkiz Kule ile aynı büyüklükte bir kübik tabana sahip olacaktı. Rüzgâr türbinleri ortadan kaldırıldı. Tasarım, eski binalarınkini hatırlıyor, kare tabandan başlayarak, kulenin tasarımı üçgen bir forma taşınıyor, ortada bir sekizgen yaratıyor ve üstteki bir karede zirveye ulaşıyor. Kulenin ucuna takılacak sivri bir direk ile birlikte 400 metreden biraz daha fazla yükselecekti.
İnşaatın Nisan 2006’da başlamasından sonra Özgürlük Kulesi’nin inşaatında istikrarlı bir ilerleme kaydedildi. 2,6 milyon metrekarelik binada ofis alanları, bir gözlem güvertesi, restoranlar ve yayın tesisleri bulunuyor. Özgürlük Kulesi 2013 yılında açıldı.
Dünya Ticaret Merkezi Anıtı Tasarımı Seçildi
Lower Manhattan Development Corporation Ocak 2004’te mimar Michael Arad ve Peter Walker’ın Dünya Ticaret Merkezi’nde ölen insanlar için düzenlenen anıt tasarlama yarışmasını kazandığını duyurdu. Yarışmada 5.000’den fazla proje katıldı.
Reflecting Absense Anıtı, 11 Eylül 2001 ve 26 Şubat 1993 tarihlerinde Dünya Ticaret Merkezi’nde terörist saldırılarda ölenler için yapıldı. Bir zamanlar İkiz Kulelerin bulunduğu yere inşa edilen anıt, yapraklı ağaçlarla çevrili iki sığ havuz içermektedir. Kurbanların isimleri havuzların etrafındaki duvarlara kazınmıştır.
“İkiz Kulelerin temellerinin izleri şeklinde olan anıt, kulelerin yıkımının bıraktığı boşluğun birincil sembolü haline geldi.”
One World Trade Center kompleksi için yapılan anıt güvenlik endişeleri ve kurbanların ailelerinden gelen geri dönüşler de değerlendirilerek Haziran 2006’da yeniden tasarlandı. Şelaleler tarafından beslenen iki havuz da dahil olmak üzere merkezi özellikler korunacaktı. Saldırılarda ölenlerin isimleri ise yakında bulunan bir plazaya taşınacaktı.
2006 yılında temel üzerinde çalışmalara başlanmış ve 2007 sonbaharında tamamlanmıştır. İlk yapısal çerçevenin inşaatı 2007 yılında başlamıştır. Hudson nehri kıyısından, insanların anıtı görebilmeleri için buraya bir duvar inşa edilecekti. Yaklaşık olarak 650 milyon dolarlık bir bütçe ile anıt tamamlandı. Dünya Ticaret Merkezi Anıtı 11 Eylül 2011’de, müze ise 2014 yılında açıldı.
Bu konu internette en çok ilgi çeken komplo teorilerinden birisi. Gerçi Dünya Ticaret Merkezi’nin başına gelenler bir filmde bile görmeye alışık olmadığımız derecede korkunçtu ki bu da bu kadar komploya kurban gitmesini açıklıyor olmalı.
bu kuleler kapitalizmin ve amerikanizmin simgesi durumunda o yüzden terör saldırılarının hedefi durumundalar. bu sldırının bilinçli bir şekilde yapıldığı palavrasına inanmıyorum. belki bazılarının bilgisi vardı ancak genel eğilim devlet aklı bu durumdan habersizdi dolayısıyla kimse bu akdar ölümü göze alamazdır bu nedenle büyük afganistan savaşı ırak savaşı çıktı