Bahsedeceğimiz Ekonomi (Oikonomika) isimli eser, Aristoteles’e ait olduğu – olmadığı konusunda kuşkulara sahip olduğu için yazarı Pseudo Aristoteles (Sahte Aristoteles) olarak da ifade edilmektedir. Ancak genel kabul gören düşünce, eserin Aristoteles’e ait olduğu yönündedir. Bu nedenle bazı çalışmalarda Pseudo Aristoteles ve bazılarında ise Aristoteles olarak çevrilmiştir.
Yunanca oikia (ev) ve nomos (kural) sözcüklerinden türetilen Oikonomika kelimesi, ev yönetimi anlamına gelmektedir Ancak günümüzde ev ekonomisi manasının ötesine geçerek çok daha geniş bir anlama karşılık gelmektedir. TDK tarafından kökeni Fransızca olarak belirlenen ekonomi sözcüğü; “insanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisat. Bu ilişkileri inceleyen bilim dalı” olarak tanımlanmıştır.
Eser, üç kitap halinde yazılmış ve ekonomi hakkında sorgulamalara yol açacak şekilde öneri sunmuş, durum aktarımı gerçekleştirmiş ve ev yönetimi anlamından dolayı ailesel birliği oluşturan fertlerin görevlerini etik çerçeveler içerisinde belirlemek üzerine oluşturulmuştur.
Birinci kitap, ev ve devlet yönetimi karşılaştırması ile büyük ve küçük hanelerin, bu haneleri oluşturan ev sahipleri ve kölelerin kazanç sağlamak, kar elde etmek ve iş yöntemlerinin ahlakiliği hakkındadır. Zayıf ve kısa olmasının yanında belki de ilk kalkınma, emek – değer teorisi hakkındaki fikirlere yer verilmiş.
“Toplum dediğimizde kastettiğimiz şey insanların uygar bir yaşam sürebilmek için gerekli ev, toprak ve mülkiyete sahip olmalarıdır. Söylediğimiz şey şöyle de ispatlanabilir: Böylesine bir hayatın yaşanması artık daha mümkün olmadığında aralarındaki birlik de ortadan kalkar. Üstelik devlet de böylesi bir yaşam sonucunda ortaya çıkar. Toplum bu şekilde doğar ve bir nesne önce var olup sonra da bu özel şeyin ruhuna dönüşür.”
İkinci kitap, yöneticilerin vergi, yağma, savaş yoluyla halktan sağladıkları gelirleri ve bunları kullanış biçimlerine ayrılmış. Bu konularda bir çok durum örneği verilmiş ve bunlardan yola çıkarak konuyla ilgili felsefi tartışma başlatma amacıyla kaleme alınmış türden bir anlatıya sahip. Antik Çağ’da geliştirilmiş olan tahvil, sigorta, türev ürün yöntemlerini bu bölümde öğrenebilirsiniz.
Ekonomik yönetimler dört başlığa ayırmış; kralların, valilerin, özgür bir kentin ve bir şahsın yönetimi. Önceki paragrafta bahsedilen durum örneklerinde yönetim sahiplerinin görevleri, gelir ve gider kalemleri farklı kentlerdeki uygulamalarla aktarılmış.
Bu bölümde çok farklı coğrafyalardaki yönetim sahiplerinin öncelikleri hakkında çıkarımlar yapabilirsiniz. Atina’da bir zenginin savaş gemisi donatmak, süvarilerin masrafını karşılamak ve tragedya korosu hazırlamak için ödediği ücret aynı kamu hizmeti değerinde görülüyor, aynı derecede ödüllendiriliyormuş. Dikkatimi çeken bir başka konu ise ırkçılık nedeniyle günümüzden daha katı kurallar oluşturulmuş olması.
Üçüncü kitap içerisinde haneyi oluşturan kadın ve erkeğin; birbirlerine, çocuklarına ve ebeveynlerine olan yükümlülüklerinden bahsedilmiş. Aile kültürü, yazar tarafından
etik değerler üzerinden belirlenmiş, aldatma ayıplanarak kadın ve erkeğin aile içerisinde ortak çıkarları bulunduğu ve ikisinin de birbirlerine karşı eşit sorumluluklara sahip olduğundan bahsediliyor.
İşte bundan dolayı bir insan yaşadığı sürece tüm tanrılara ve insanlara, özellikle de karısına, çocuklarına, ebeveynlerine karşı adil davranmalıdır.
Ekonominin tarihi, insanlık tarihi kadar eski kabul edilmesine rağmen sistemleşerek gelişmesi ancak 15. yüzyılda mümkün olmuştur. Ekonomi tarihi anlatılarında adına ender rastlanan Aristoteles’in 64 sayfa halinde Say Yayınları’ndan çıkan Ekonomi isimli eseri, beklentisiz bir şekilde okunmalı ve üzerine düşünülmelidir. Ayrıca başka bir eser olarak Kabalcı Yayınları tarafından yayımlanmış olan Burak Takmer’in, Oikonomika. Aristoteles Özelinde Antik Dönem’de Ekonomi Kavramı Üzerine isimli çalışması da meraklıların ilgisine sunulmuş.