İnsanların umut vadeden yarınlara olan inancını gösteren söz: “Gün ola, devran döne”. Her gecenin bir sabahı, her kışın bir ilkbaharı vardır değil mi? Buna inanıyoruz, bunu bekliyoruz…
“Bazen kara bulutlar dolaşır üzerimizde, umutların bittiğini sandığımız anlarda anlamsız karamsarlıklar kaplar yüreğinizi, neden olduğunu bilmezsiniz, ya da nedeni aşikardır…”(Alıntı)
Hayatımız beklemekle geçiyor. Neyi mi? Devranın döneceği günü. Dünya hep dönüyor, kaderimiz hep değişiyor. Sadece biz bunu farketmiyoruz. Yalnızca bekliyoruz. Acaba mevzu gemi değil de biz beklemeyi mi seviyoruz? Bilemiyorum.
Sürekli değişen şu hayatın daha fazla değişmesini istemek bizim yaptığımız. Değişmeyi istediğimiz için mi dönüyor kaderimiz? Yoksa değişmeye çok mu alıştık? Çarkıfelek gibi çevirip duruyoruz kaderi, istediğimiz yere gelinceye kadar. Değişiyoruz, uzun sürede ya da kısa sürede; tek soruyla ya da tek günle değişiyoruz. İstesek de istemesek de değiştiğimiz şu dünyadan neden daha fazla dönmesini istiyoruz, anlayamıyorum. Hayatımızdaki büyük değişimlere bakalım. Kimisi çok uzun zamanla olur, kimisiyse çok kısa zamanda. Ne olduğunu bile farketmeden olur. Devran öyle ya da böyle dönecek, bu kaçınılmaz bir son. Karınca da balığı yiyecek, balık da karıncayı.
Aziz Sancar bir konuşmasında: “Ödül almak güzel, ödül almaya giden yol daha güzel.” demişti. Çünkü umut güzel, çünkü inanç güzel, çünkü yol güzel.
Ancak şunu da düşünmeden edemiyorum. Her gecenin bir sabahı var, her kışın da bir ilkbaharı… Evet var da her sabahın da akşamı var ve her yazın da sonbaharı. Bu tarafından bakınca da o devran dönmesin istiyor bazen insan. Belki de dönme umuduyla yaşamak, bozulacağı korkusundan daha güzel geliyordur.
Devran bu ya, dönüyor ve dönmeye de devam edecek. Herkesin devranı da farklı sonuçlarla, farklı zamanlarda dönecek. “Uzak olmuş ne çıkar? Var ya bir âtî ona bak!”.
Gelecekte karşımıza ne çıkar bilinmez ama yine de umut bu ya, güzel günler gelecek, sonra daha güzel, sonra daha güzel… Hep böyle düşünüyoruz, böyle düşünmek istiyoruz. Çünkü nefes alıyorsak umut var demektir…
‘Acaba mevzu gemi değil de biz beklemeyi mi seviyoruz?’
Altını çizmek istediğim yerlerden yalnızca biri. Kalemine sağlık. Şu dönemde en çok ihtiyacımız olan umudu aşıladığın için teşekkürler. Devamını bekliyoruz.
O gemi bir gün gelecek 🙂 ben teşekkür ederim.