Anadolu toprakları tarihin her döneminde farklı millet ve kültürlere ev sahipliği yapmış; yeri gelmiş savaşlarına, ihanetlerine yeri gelmiş aile, akraba olmalarına, dostluklarına birinci gözden şahit olmuştur. Anadolu topraklarında yaşayan bu farklı kültürlerden birinin bir bireyi olarak bu toprakları 8-9. yüzyıldan beri yurt edinmiş biz Hemşinlilerden klavyemin ve bilgimin izin verdiği kadarıyla bahsetmek isterim.
Tarihi kaynaklarda Hemşinlilerin Doğu Karadeniz’e yerleşim tarihi kesin olarak belli olmamakla birlikte çoğunluğa göre 8-9. yüzyılda Arap istilasından kaçan Prens Hamam ve Amatunilerin Gürcistan sınırlarında Arapları bozguna uğrattıktan sonra Bizans devleti himayesinde Çoruh Nehri kıyılarındaki bereketli topraklarda Hamameşen adlı kenti kurarak Doğu Karadeniz’i yurt edindikleri belirtilmektedir. Amatunilerin öz toprakları ise günümüzde Ermenistan sınırları içerisinde yer alan Ararat ve Kotayk bölgesini kapsayan topraklardır.
Kaçkar dağlarında geçen yıllar sonucunda Hamameşen kenti Hemşin Prensliği haline gelmiş ve Lord Arakel (Hemşin derebeyi Arhakel) yönetimine geçmiştir. Rize Çamlıhemşin’de bulunan Zilkale (Zil Kale) (Şekil-1) Hemşin Prensliğinin Lord Arakel dönemlerine şahitlik eden eserlerden biridir.
Hemşinliler Yavuz Sultan Selim zamanında Trabzon’un fethi ile bölgede gerçekleşmeye başlayan Türkleşme faaliyetleri ile birlikte Müslümanlaşmaya başlamıştır. Hristiyan kalmaya devam eden ve devam etmek isteyen Hemşinliler günümüz de Gürcistan, Ermenistan sınırları içerisinde yer alan topraklara veya Artvin ilinin Kemalpaşa, Hopa, Borçka ile Rize ilinin Fındıklı ilçelerine göç etmişlerdir. İlerleyen zamanla birlikte bölgede daha da artan Türkleşme faaliyetleriyle ilişkili olarak Hemşinlilerin daha da geniş coğrafyalara göç etmesiyle birlikte Hemşinliler günümüzde batı da Adapazarı, Düzce doğuda Gürcistan, Ahıska’ya kadar hatta II. Dünya Savaşı nedeniyle Kafkasya’da Rus hükümeti tarafından uygulanan sürgün nedeniyle Orta Asya’ya kadar geniş bir alana yayılmışlardır. Sonuçta Türk toprakları içinde kalan Hemşinlilerin çoğu zamanla Müslümanlaşmış ve Türk Kültürü’nü benimsemiş özellikle Rize Çamlıhemşin bölgesinde kalan Hemşinliler tamamen asimile olup Türkleşmişlerdir.
Tarihsel bilinmezliklere ve toplumsal tartışmalara girmeden Anadolu topraklarında yaşayan onlarca farklı halktan biri olan Hemşinlilerin tarihini kısaca anlatmaya çalıştım. Hemşin tarihinden daha önemli ve güzel olan şey Hemşin kültürü ve Hemşin dilidir. Hemşinliler farklı kültürleri farklı dilleri ile Kaçkar’ın göçebe sahipleridir.
Hemşinliler Karadeniz’in en gizemli halklarından biridir. Çünkü tarihimizi aydınlatan kesin kaynaklara ulaşmak çok zordur. Ama çoğu tarihçi tarafından Müslüman Ermeni Halkı olarak tanımlamakta ve konuştuğumuz Hemşince Lehçesi Batı Ermenice Lehçesi olarak kabul görmektedir. Ayrıca Hemşince Lehçesi UNESCO’nun kaybolmaya yüz tutmuş diller arasında gösterilmektedir.
Batı Ermenice lehçelerinden biri olan Hemşince günümüzde Rize, Artvin illerinde ve Gürcistan topraklarında halen konuşulmaktadır. Şekil-2’de 8 ile numaralandırılmış alanlar günümüzde Hemşince’nin konuşulduğu toprakları göstermektedir. Hemşince Karadeniz ağzı ya da şivesi olarak değerlendirilmemelidir. Kendine ait dil bilgisi kuralları olan bir lehçe olmasına rağmen günümüzde unutulmaya yüz tuttuğundan modern kullanıma uygunluğunu kaybetmiştir. Ama yöre halkının günlük işlerinde ve köy işlerinde sıklıkla kullanılmaktadır.
Hemşince beraber yaşadığımız kültürlerden doğal olarak etkilenmiş ve hala etkilenmeye devam etmektedir. Örneğin peşkir, kartop, kenef, lazut gibi farklı kültürlere ait kelimeler günümüzde biz Hemşin halkının dilinde de yer edinmiştir. Ayrıca bazı Türkçe kelimeler Hemşin halkının dilinin yapısı gereği farklılıklara uğramıştır. Örneğin “şişe” “şuşe”, “nişanlı” “neşanlu”, “dert” “dart”, “çekiç” “çakuç” gibi değişimler görülmektedir. Ayrıca unutulmuş Hemşince kelimelerin yerine Türkçe kelimeler kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra bazı Hemşince kelimelere de örnekler vermek isterim.
Fındık Gaxin Erik Tomun Kestane Maşmuk Armut Dantz Yağmur Çax Güneş Aakak
Rüzgar Galaş Kız Axçik Erkek Monç Nine Momi Dede Halivor Gel Aye (Gelmek Eguş)
Git Kena (Gitmek Ertuş) Dur Gunga (Durmak Gunguş) Otur Nist (Oturmak Nestuş)
İç Xema (İçmek Xemuş) Sandalye Ator Kapı Tur Yayla Ler Ev Dun Sofra Depur Kaşık Kedal
Köpek Şun Kedi Gadu İnek Gov Öküz Açar Koyun Oçxar Ayı Arç
Domuz Xoz Tavuk Hav Horoz Aklar Su Çur
Hemşinlilerin kültürel özelliklerinden biri de Kaçkar dağlarının zirvelerini yurt edinmektir. Bundan dolayıdır ki şehrin yüksek dağlık ve iç kesimlerini genellikle Hemşin köyleri oluşturmaktadır. Hemşinliler genellikle tarım ürünleri (fındık ve çay) ile geçim kaynağı oluşturmaktadır ama buna rağmen halkın okuma ve yazma oranı hayli yüksektir. Bundan dolayı Hemşin coğrafyası günümüzde özellikle genç ağırlıklı beyin göçü vermektedir.
Geçmişten gelen, Hemşin kültürünün özelliklerinden biri olan göçebelik günümüz Hemşinlilerde de hala yaşamaktadır. Şehirleşmenin ve hizmet sektörünün gelişmediği tarımsal faaliyetlerin ve hayvancılığın ön planda olduğu zamanlarda hayvansal amaçlarla yaylalara göç eden Hemşin halkı günümüzde genellikle bahar ve yaz aylarında turistik amaçla yaylalara göç etmektedir. Özellikle Artvin ilinin Şavşat ve Ardanuç ilçelerine bağlı Bülbülan Yaylası (Bilbilani Ler), Büyük Ova Yaylası, Geçitli Yaylası (Hevayi Ler), Fatma Çayır Yaylası (Fatmeçayiri Ler), Sarı Çayır Yaylası günümüzde Hemşinlilerin yer aldığı yaylalardan sadece bir kaçıdır.
Artvin ilinin Hopa ilçesi Hemşinlerin çoğunluk olarak ikamet ettiği şehirlerden biridir. Bunun yanında Hopa ilçesinde sadece Hemşinliler değil Lazlar, Gürcüler gibi farklı halklarda yer almaktadır. Hemşinliler tarihten gelen asi ruhunu günümüze de yansıtmaktadır. Bu yüzden olması gerek ki diğer halklarla pek anlaşamamak hatta diğer halklar tarafından ön yargı ile yaklaşılmaktadır. Hatta bu durum yeri geldiğinde gençlerin imkansız aşklar yaşamasına, aileler arasında gereksiz inatlaşmalar ve tartışmalar sergilenmesine neden olmaktadır. Bu durum yöre halkı için bir dezavantaj olsa da farklı halkların bir arada yer alması yöre için kültürel zenginlikler sağlamaktadır.
Hemşinliler tarih boyunca baskı ve zulümle mücadele etmek zorunda kaldıklarından ve tarih boyunca yurt edindikleri Kaçkar zirvelerinin hırçınlığını ruhlarına işlediklerinden özgürlükçü, hırçın bir ruha sahiptir. Bu nedenle olsa gerek ki gençler genellikle sol görüşü benimsemekle beraber Marksist ve ateist düşünce ile yakın seyretmektedir. Ayrıca Atatürkçülük ve Laiklik Hemşin halkının çoğunluğunun 7’den barındırdığı temel özelliklerden biridir. Öyle ki yöre halkında Atatürk lakaplı insanlar görmek bile mümkündür.
Gençlerin sadece düşünceleri değil aşkları da Kaçkar zirveleri gibi görkemli, dereleri gibi hırçın ve havası gibi destansıdır. Bu yüzden Hemşince ezgilerde aşklar eksik olmamakta ve bu türküler tarlalarda, yaylalarda, içki sofralarında dillerden düşmemektedir. Kısacası Hemşin ezgileri Hemşin kültürünün diğer önemli zenginliklerinden biridir. Özellikle yaşlılar dertlerini, acılarını, özlemlerini dile getirmek Kaçkar’a haykırmak için tarlalarda çalışırken ağıt yakmadan, ezgiler söylemeden duramazlar. Hemşin ezgilerini Kazım KOYUNCU, Gökhan BİRBEN, Salih YILMAZ, Ali BARAN, Ayşenur KOLİVAR gibi sanatçılar yanında ilk Hemşince albümü hazırlayan Vova grubu ile ilk Hemşince Rock yapan Meluses grubundan dinleyerek Hemşince dilinin ve ezgilerinin güzelliğini hissedebilirsiniz. Ayrıca Hemşin halkının çoğunluğunun düşünce yapısını, kültürel zenginliğini, Hemşin ezgilerini ve Hemşin halkının yaşamından kesitler izlemek isterseniz yönetmen Özcan ALPER’in Momi adlı kısa filmini ve Sonbahar adlı ilk uzun metrajlı filmini izleyebilirsiniz. Ayrıca Özcan ALPER’in Momi adlı kısa filmi Hemşince çekilen ilk film olduğunu da belirtmek gerekir.
Hemşin kültüründe ki bir diğer zenginlik ise Hemşin Horonu ve Tulum’dur. Düğünlerde, eğlencelerde ya da yeri gelir hiçbir neden olmaksızın çalınan Tulum eşliğinde verilen komutlar ile başlayan Hemşin Horonu aniden büyük bir halkaya dönüşebilir. Hemşin halkı değil sadece yörede yaşan diğer halklar bile Hemşin horonunu ve tulumu öyle benimsemişlerdir ki Tulum çaldığında yerinde duramayıp Hemşin Horonuna girenler arasında diğer yöre halkı da yer alır. Kısacası Hemşin Horonu ve Tulum yörede yaşayan farklı halkaların ortak bir kültürü haline gelmiştir. Tulum yanında Hemşin Kavalı da Hemşin kültürüne ait bir çalgı olup yaşlılar tarafından daha yaygın çalınmaktadır.
Günümüzde Hemşin kültürü artık geçen yıllara boyun eğmek ve kaybolmak üzere. Bunun engellenmesi için dernekler kurulmuş ve dernek faaliyetleri altında festivaller, eğlenceler gibi Hemşin kültürünün yok olmasını engellemek için farkındalık oluşturacak etkinlikler düzenlenmekte hatta yöre belediyelerinde ücretsiz Hemşince kursları dahi verilmektedir. Biz Hemşinlilerin tek isteği bu zenginliklerin kaybolmasını engellemek için farkındalık oluşturmak ve Laz olmadığımızın yörede yaşayan, Kaçkar’ın derdini bilen, derelerin sesini dinleyen ve farklı bir dili olan Hemşin halkı olduğumuzun bilinmesini isteriz.
Bu site özgur bir site değil fikir beyanatımı kabul etmedi. Bizim orda hemşinden adam çıkmaz diye bir laf vardırı kabul etmedi hakikaten çıkmıyormuş
Yorumunuzu ben kabul etmedim. Fikir beyanatı değil bu. Siz, iç dünyanıza ait her türlü fantaziyi buraya yazarak kabul edilmeyi mi bekliyorsunuz? Yorumu ben kabul etmiyorum siz hala hemşinden adam çıkmaz diyorsunuz. İdeolojik zırvalıkları kabul etmiyoruz.
İşte bu bende twitterda maruz kaldığım troll muamelesini hatırlattığı için davranışımı geri alıyorum. Fakat bir hemşinli bundaki ironiyi anlayabilirdi:)Peki sizce bu ifade özgürlüğüne girmez mi her şeye rağmen? Avrupa ve abdde yönetime uygulanan mizaha vay be ifade özgürlüğüne bak diye tepki veriliyor. Veya yahudiler iyi ticaret yapar denildiğinde kimse buna ideolojik zırva demiyor. Ama hemşinden adam çıkmaz denildiğinde benim gibi bir lazı bile irrite ediyor. Ama aslında bu da bi nevi ifade özgürlüğü gibi geliyor.
İfade özgürlüğünüze kastedilmedi. İfade özgürlüğü, ideal şartlarda fikirlerinizden ötürü kanuni yaptırımlara tabi tutulmamak ve kanuni güvence altında olmaktır. Yoksa ifade özgürlüğü olan memleketlerde fikirlere karşı toplumsal tepkiler oluşabilir, yanlış olduğu düşünülen fikirlere ağır eleştiriler yapılabilir. Mesela şuanda siz kendinizi açıklıyorsunuz ve bunu yayımlıyoruz. Fakat bir önce yazdığınız şey bir fikir beyan etmiyordu. O bir ideolojik ezberden ibaretti. ‘Yahudiler iyi ticaret yapar’ önermesi de bunu açıklayabiliyorsanız veya verilerle konuşuyorsanız bir fikirdir, yoksa bir ideolojik ezberden öteye geçmez.
Ayrıca sizin kurduğunuz cümle ile verdiğiniz örnekler eş değer değil. Emin olun ABD’ye gitseniz ve “Arizonadan adam çıkmaz” deseniz kimse sizi ‘fikir özgürlüğü işte bu’ diye alkışlamayacaktır veya ‘bu fikir özgürlüğüdür bunu kabul edelim’ demeyecektir. İsterseniz fırsat bulduğunuzda deneyiniz.
Bu yazının güzel havasını bu tip yorumlarla daha fazla bozmak istemiyorum. Bu sebeple yorumlarınıza daha fazla cevap yazmayacağım.
hemşini anlatan güzel bir yazı olmuş elinize sağlık
Kalemine sağlık Mutlu hocam. Ben bu kültürel zenginliğe cahildim. Sayende birazcık öğrenmiş oldum. Kültürel zenginlikler ile güzeliz…