20 Ekim 2021’de Konya Devlet Tiyatrosu tarafından prömiyeri yapılan Kadınlar İstasyonu oyununu; 29 Ekim günü, Konya Devlet Tiyatrosu Sahnesi’nde izledim.
Oyunumuz tek perde. Broşürde oyun süresi olarak 55 dakika yazsa da izlediğim gün 48 dakika sürdü.
Başlarken:
*Kadınlar İstasyonu’nun oyun bütünlüğünü beğendim. Sizin de tahmin edebileceğiniz üzere bir oyunun tek parça oluşu seyircinin oyundan alacakları ve seyir zevki açısından hayli önemlidir.
*Beni düşündüren, heyecanlandıran, güldüren bir oyundu. Hepsinin yanı sıra oyun hayli dengeliydi.
*Oyundaki tatlı ve sempatik kargaşa seyirciyi oyuna çekiyor. Karakterlerin tutarsız oluşu ise oyunu canlı tutmuş. Bu konuda yönetmenimizi canı gönülden kutlarım.
Sıradan hayatlarını kontrolsüzce önümüze seren iki kadın ve onlara kitaplardan aldığı alıntılarla ayak uydurmaya çalışan bir başka kadın… Üçünün ortak noktası yolculuğa çıkmış olmaları… Üçü de birbirinden farklı hikayelere sahip bu kadınlar ara ara gülünç ara ara tutarsız oluyorlar. Bu tutarsızlıkları onları düşünmeye ve aksiyona sürüklüyor. Sizce, gerçeklerden kaçan üç kadın, hayatı sorgularsa ortaya neler dökülür? Evet; korkuları, heyecanları, ilk kez âşık oluşları… İşte bu sürekli susmuş -susturulmuş- kadınlar ilk kez gerçek düşüncelerini birbirlerine haykırıyor.
Peki bastırdıkları duygu derken sizce neyi kast ediyorum? Aslında bu sorunun bir cevabı yok. Cevapları var.
Kadınlar istasyonu bence toplumuza hitap eden bir eser. Özellikle de bu yüzden izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Yazan: Demet Bozkurt
Yöneten: Can Ali Çalışandemir
Kadınlar İstasyonu:
Oyunumuz siren sesleri ile başlıyor. Üç kadın ve bir istasyon şefi, -mahkeme salonunda- hâkim karşısında kendilerini savunuyorlar.
Rol yapmayı bırakan iki kadın. İçinde bir umutla hala biraz rol yapan bir üçüncü kadın ve patavatsız görevli -boş boğaz, geveze bir istasyon şefi- bir araya gelince sizce ortaya neler dökülür. Herkes kendince isteklerini sıralıyor. Bu hikâyenin böyle sonuçlanacağını bizde tahmin edemezdik diyorlar.
Koreografi: Koreografi konusunda oyunumuzu başarılı buldum. Aralara serpiştirilen sözsüz dans sahneleri hem seyircinin oyunu idrak etmesini kolaylaştırmış hem de oyunu güzelleştirmiş.
Dekor: Oyunun dekorunu da beğendim. Rengi göz yormuyor. Dekor tasarımında derinlik pratik şekilde elde edilmiş. Sade ve basit oluşu turnelerde ve sahne değişiminde kolaylık sağlayacaktır.
Kostüm: Kostüm tasarımını beğendim. Kostümler oyunun konusuna ve dönemine uygundu. Oyunun büyüsüne katkı sağlıyordu.
Müzik ve Ses: Oyunun müziklerini hayli başarılı buldum. Ancak ses yüksekliği konusunda bazı eleştirilerim var. Özellikle oyun başlarken ve bazı sahnelerde -belli bir ses desibeli aşıldığı zaman- parazitler yani cızırtılar beni rahatsız etti. Tiyatroda bu durum oyunun büyüsünü bozuyor. Bunun için küçük dokunuşlar yapılabilir diye düşünüyorum.
Oyunculuklar: Oyuncu seçimini ve oyuncuları başarılı buldum. İstasyon şefinin şivesi tam dozundaydı. Diğer kadın oyuncuların enerjisine de oyunculuklarına da diyecek yok hepsini yürekten kutlamak gerek. Oyunumuza şöyle küçük bir eleştiride bulunmak gerekirse: Anlatıcı rolündeki (ek olarak) kadınımız mahkeme sahnesinde anlatmaya başlıyor ve ara ara girerek anlatmaya devam ediyor. Bu geçişleri hayli beğendim. Hiçbiri sırıtmıyordu ve seyirciyi zannımca yormadı. Ancak oyunun başında anlatırken -hikâyenin sonunu bilen anlatıcı kadınımız- içinde bulunduğu durumdan ötürü neden o duyguya göre anlatmadı bilmiyorum. Üzerinden zaman geçtiği için karakter öyle kurgulanmış olabilir ya da bana o duygu geçmemiş olabilir. Tabii bu eleştiri biraz oyunu izleyenlere yönelik. Yazımızı oyunu izledikten sonra okuduysanız özellikle bu hususta yorumlarınızı merak ediyor ve bekliyorum.
OYUNCULAR:
1.Kadın: Deniz Yuca
2. Kadın: Gülsüm Çiçekçi
3. Kadın: Buse Özdemir
İstasyon Şefi: Çağatay Eker/Ramazan Yıldız
Delikanlı: Tolga Karasu
Dekor Tasarımı: Melih Karakurt
Kostüm Tasarımı: Fulden Korkmaz
Işık Tasarımı: Memduh Yazar
Müzik: Gürkan Çakıcı
Koreograf: Mert Aksu
Yönetmen Yardımcısı: Çağatay Eker
Asistan: Tolga Karasu
Sahne Amiri: Mustafa Burak Çilingir/Ö. İsmet Kızılbağlı
Suflöz: Şerife Pala
Kondüvit: Emre Taşgın/Esra Gümüşada
Işık Kumanda: Muharrem Dirik-Mehmet Arslan
Dekor Sorumluları: Abdullah Çevik/Şahin Gevrek
Aksesuar Sorumlusu: Mustafa Erdurucan
Kadın Terzi: Güzin Coşkun
Erkek Terzi: Alişan Uğur
Perukacı: Selçuk Parlak
İzledikten sonra aklımda kalan cümleler:
“Yolculuk, özgürlüğün ta kendisi midir?”
“Sevmek uzun bir yolculuktur.”
“Bu dünyada, birbirinin kalbine köprü bile kuramayan insanlar var.”
“Ben hayatımda karımdan başkasına yalan söylemem.”
“Mutluluk insanı güzelleştiren bir şeydi.”
“Bu hayatta hepimiz kendi çaresizliğimizi başkalarının çaresizliklerinden daha büyük görürdük.”
“Umut hep vardı.”
Kaynak:
http://www.devtiyatro.gov.tr/DevletTiyatro/tr/oyundetay/2610?a=kadinlar-istasyonu
Not: Oyunlarda yaptığım eleştiriler akademik anlamda çözümlemeler içermemekle birlikte, herhangi bir tiyatro tutkunu gibi pratik eleştiri niteliğindedir. Bu nedenle ele alınan konular yüzeysel cümlelerle ve çözümlemelerle değerlendirilmektedir. Kısacası basit tiyatro anlayışıyla herkesin anlayabileceği basit analizler yapıyorum. Bu anlamda akademik açıdan eksiklerim olursa mazur görülmesini canı gönülden isterim. Amacım insanı anlatan tiyatro sevgisini aşılamak. Elimden geldiğince…
Umarım faydalı olmuştur. Ayrıca eksik gördüğünüz kısımları ya da oyun hakkında başka fikirlerinizi ve bakış açılarınızı yoruma yazarsanız çok memnun olurum.
Tiyatro kardeşliktir. 🙂