Dünyanın en zengin ve şu günlerde en popüler devletlerinden biri olan Katar’ın başkenti Doha’dır. Katar Devleti, 3 Eylül 1971’de İngilizlerden bağımsızlığını ilan ederek,bağımsız bir devlet haline gelmiştir. Bu tarihten evvel anlaşılacağı gibi, 20.yy’nin başlarından itibaren bölgede ciddi bir Britanya etkisi mevcuttur.
Katar’ın bugün, iki buçuk milyona yakın nüfusu bulunmaktadır. Ülkede yalnız 300.000 yerli vatandaş bulunmakta iken, nüfusun geri kalanını Hindistan, Pakistan, Filipinler, Nepal ve Sri Lanka gibi güney ve güneydoğu Asya ülkeleri ile Mısır, Filistin, Lübnan, Fas, Cezayir gibi Arap ülkeleri vatandaşı yabancılar oluşturmaktadır.
Sah,ip olduğu petrol ve doğalgaz rezervleri nedeniyle,hızlıca bir gelişim gösteren bu genç devlet, zamanla Ortadoğu’da politik olarak ağırlığı artan bir hale gelmiştir.
Resmi dili Arapça olmasıyla beraber ülkede İngilizce de konuşulmaktadır. Katar, ABD’nin Ortadoğu’da bulunan en büyük komuta merkezlerinden birisini barındırmaktadır.
Başkent Doha’nın dışındaki önemli şehirleri ise el Vakara, Umm Sait, el Zubara gibi şehirlerdir. 1972-1995 yılları arasında ülkeyi yöneten ilk emirin ardından,yönetime darbe yapan Katar’ın yeni lideri Hamad bin Halife Al Tani iktidara geçmiştir. Al Tani emirliği döneminde, Katar’da ehemmiyetli reformlar gerçekleşmiştir. Bu reformların çoğunluğunu ekonomik ve siyasi reformlar oluşturmaktadır. Ayrıca bu reformlarla birlikte ülkedeki seçimlerin özgürleşmesi için adımlar atılmış, kadınlar seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur. Aynı zamanda gaz ve petrol sektörlerinde liberalleşme başlamıştır ve bu elbette çok önemlidir.
Katar daha önce Birleşik Arap Emirliklerine bağlanmayı reddettiği için ve çeşitli başka sebeplerden dolayı Suudi Arabistan ve Bahreyn gibi ülkelerle olan problemlerini 2001 yılında çözmüştür.
Katar’da ikinci büyük değişim hareketi, 2003 yılının Nisan ayında yapılan Anayasa referandumu ile meydana gelmiştir. Yeni Anayasa’ya göre, üçte ikinin sekizi seçimle,üçte biri ise Emir’in ataması ile işbaşına gelen 45 üyeli ve yasama yetkisi olan bir parlamentonun kurulmuştur.
Ülkede yasama erki, bakanlar kurulu ve Şura Meclisi’nden oluşmaktadır.
2013 yılının Haziran ayında ülkenin emiri,görevini 33 yaşındaki oğlu Temim bin Hamad Al Tani’ye devretmiştir. Bunu kendi rızası ile gerçekleştirmesi ise, ülke tarihinde bir ilktir.
Katar’ın Arap Baharından etkilenmediğini de hatırlatmakta fayda vardır. Bunun sebebi ülkedeki refah durumu mudur yoksa başka sebepler mi mevcuttur bunu konunun uzmanlarına bırakmak gerekir.
Katar, petrolün yanında, doğalgaz bakımından dünyanın en zengin rezerv kaynaklarından birisine de sahiptir.
Son dönemde Suudi Arabistan, Mısır, BAE gibi ülkelerle yeniden ciddi sürtüşmeler yaşamaya başlayan Katar’a, Müslüman Kardeşler, ISID, El Kaide gibi örgütlere destek verdiği gerekçesiyle bu ülkeler tarafından ciddi suçlamalar yöneltilmiştir.
Günümüzde devam eden bu krizde Türkiye’nin ve İran’ın Katar’a desteği mevcuttur.Yaşanan bu krizin nedeni, Ortadoğu’da Suudi-İran eksenli büyük gerilimin etkilerinden yalnızca biri olarak yorumlanabilir.
Not: İçeriğin fotoğrafı Al Jazeera’dan alınmıştır.
Konuk Yazar: Bartu Eken