İnsanlık tarihinin bazı anları vardır ki en değersiz ihtimalleri göklere çıkartıp, en değerli ihtimalleri yerlerde süründürmüştür. İhtimaller zincirindeki açık bırakılan Kerkoportalar her daim insan soyunun hayatında kırılmalar oluşturmuştur.
Zaman nehrinde yıkanan unutulmaz anlar kolektif bilincimizde yaşayarak sosyolojik değişimlere yol açmıştır. Şu satırların işlenmesi adına vurulmuş her bir dokunuş esnasında başka bir yaşam, kolektif bilinçte azapla hatırlanacak bir tehlikeyle mücadele ediyor. Dünyanın ummaz bir noktasında, geçmişte defaatle umulmuş, uyarılmış bir pandemik salgınla baş başayız. En büyük üretim ekonomisine sahip Çin’in ucuz üretim/işçi kabiliyetinin mütevelliti olan bir yönetim şekliyle, az ihtiyaçlarla yaşama mecburiyeti kılmış vatandaşlarının hemfikir olabileceğimiz pis koşullarda gıda (yarasa, yılan) ve türevi yaşam tüketimlerini yaşaması bugünki kırılma noktamızın en temel sebeplerindendir. Ucuz işçilikten faydalanan ülkelerin ve vatandaşların bugün farkında olmadan, değersiz zannedilen ihtimallerle oluşturduğu çarkın getirdiği yıkım, göklerde düşünülen tüm güçleri ölüm kavramıyla sersemleterek yerlere serdi.
Tarihteki her bir yaşam tehlikesi ve dolayısıyla ölüm, müteakiben bir değişimle arınmıştır. İhtiyaçları ve tüketimi bitmek bilmeyen insan soyunun, evlere kapanma zorunluluğu ile yaşaması evvela ünlü filozof Schopenhauer’un İstenç konusunda yazdıklarını akıllara getiriyor.
Dış dünyaya kapalı hale gelişimizin getirdiği buhran apaçık olarak bizlere hayatımız, prensiplerimiz, düşüncelerimiz konusunda refleksiyon fırsatı doğuruyor. Bu fırsat topyekûn olarak toplumlardan aydınlar çıkaracak. Pandemi sorunumuz bittiğinde, gelinen noktaya müşterek sorunları hatırlatacak. Hava kirliliğinin, küresel ısınmanın ve türevi problemlere çözüm amaçlı kitlesel ayaklanmalar yaşanacak.
İnsanlık tarihinde yüzyılımıza geldiğimizde karşılaştığımız inançsal ve toplumsal tüm sınıflandırmalar, küresel sorunla birlikte daha az düşünülmeye değer olmaya yüz tuttu. Sınırların kapandığı, ticaretin durduğu, etkileşimin azaldığı sınıflandırmalar arasındaki bu kapalılık kolektif bir dayanışmanın mütevelliti haline geldi.
Ülkeler, değerli madenler ve iktisadi yönetim biçimleri dönüşümlerle karşı karşıya kalıyor. İnsanların gözünde ülkesinin gücünü belirleyecek 2 faktör söz konusu olacak: Basitçe diğer ülkelere kıyasla bulunduğunuz sağlık oranları ve maddi imkanlar. Sağlık alanında yeterli test kiti ve solunum cihazı mevzuyken maddi imkan tarafında gıda temini ülkelerin vatandaşına karşı yeterliliğini ortaya koyacak. Tüm vatandaşları topyekûn etkileyen bu durum şüphesiz olarak her ülkenin her vatandaşının hükûmetinin ekonomik politikalarına karşı bir sorgulama süreci başlatmasıyla birlikte süreç sonunda başarısızlığı apaçık netleşen pek çok hükûmetin değişeceğini tahmin edebiliriz.
Alışkanlıklarımız değişim sürecinde doğru yönde ilerliyor. Dijital tarafta tüm şirketler uzaktan (remote) çalışma pratiğine alışmaya başladılar. Gıda ve benzeri perakende zincirleri teslimat için dijital alışveriş tarafına çalışmalarını yoğunlaştırdı. İlkel ödeme yöntemi olarak kalacağını düşündüğüm kağıt paralar yerini temassız ödemeye sahip kredi kartlarına bırakmaya başladı. Tüm insanlar tokat yediği doğaya karşı bir bağışlanma elde edebilmek için temizliği ve hijyeni elden bırakmıyor. Akıllı telefonlardan odaklanmaya ve düşünmeye fırsat kalamayan insan soyu depresif bir bunalımla kendi kendisiyle baş başa kaldı. Toplumdaki kitlesel alışkanlıklarımız yalnızlığın sadeliği ve sessizliğini tadıyor.
Hiç farkında olmadan attığımız küçük adımlar, aldığımız küçük kararlar bir ülkenin ekonomik planını, o ülkenin vatandaşının yaşamını ve dolayısıyla tüketmek zorunda kaldığı bayağı biçimdeki besinlerin sonucuyla tüm dünyayı etkiledi.
Tarihin ve zamanın bizleri getirdiği bu noktadan geriye baktığımızda hala dalgın insan soyunun yılmaz biçimde, sonsuz ihtimaller zinciri içerisinde Kerkoporta kapısını yine açık bırakarak soyunun geleceğini topyekûn bir dönüşüme soktuğunu görüyoruz.
Bu yazı, Evde Kal Türkiye Parlak Jurnal Yazı Yarışmasında 13. olmuştur.
Hüseyin Gülşin
harika paylaşım, tebrikler.