Kıyamet Sandığımızdan Daha mı Yakın?

Çoğu filme konu olan bu durum acaba nasıl gerçekleşecek ? Doğa kendi kendini mi yok edecek yoksa insanoğlunun doğaya verdiği zararlar sonrası doğa kendini de yok ederek intikamını mı alacak ? Son okuduğum yazılara göre ikinci seçenek şu anda ağır basıyor. Yani insanoğlunun doğaya verdiği zararlar sonrası doğanın intikamını alması durumu.

Son zamanlarda bilim adamlarına göre dünya geri dönülmez bir iklim değişikliğine girmiş durumda. Bunun nedeni dünyanın karbon kırılma noktasının geçilmiş olması. Yani atmosferdeki karbon seviyesi bu hafta itibariyle 400 ppm seviyesini geçti. Yıllardır yapılan ölçümlerden çıkarılan analizlere göre bu durumun pek de geri dönüşü yok gibi. Bu kritik seviyesi ise ilk olarak 2013’de Artrika’da aşıldı sonrasında ise düzenli bir şekilde tüm dünyaya yayıldı. Geçtiğimiz Mayıs ayı itibariyle dünyada bu sınırın aşılmadığı tek yer Antarktika’ydı. O da geçtiğimiz hafta itibariyle bu sınırı aştı.

Peki bu durumun bize yansıması nasıl olacak? İlk ve en büyük tehlike türlerin yok olma hızının artması. Türlerin yok olma hızı insanlık ortaya çıkmadan önceki duruma göre bin kat artmış durumda. Bu durum böyle devam ederse 2050 yılına kadar dünya üzerindeki türlerin %25’i yok olacak. Peki tek sorun bu mu? Tabiki hayır. Dünyadaki denizlerin su seviyesi artmaya başladı. Böyle giderse deniz kıyısındaki çoğu insan daha karasal yerlere taşınmak zorunda kalacak. Şimdiden beş ada sular altında kalmış durumda.

Bu durum ne zamana kadar sürecek peki? Görünen o ki hiç durmayacak. Her geçtiğimiz yılda bu oran 2 ppm artmakta ve geri dönüş olmayan bir yola girdik. Bu durumdan da kolay kolay çıkamayacağız. İnsanoğlu olarak doğaya hep zarar verdik. Hiçbir zaman tam ablamıyla ona saygı göstermedik. Bizim yüzümüzden diğer hayvanlarda hep zarar gördü ve zarar görmeye devam ediyor. Bence bu dünyayı haketmeyen bir canlı varsa o da biziz. Artık yapılabilecek çok bir şey kalmadı gibi. Bari dünyanın son güzel günlerinin tadına varın. İleride belki de bakınabilleceğimiz bir dünya olmayacak

Konuk Yazar: Kılıçkalkan

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Genel Kategorisinde Son Yazılar