köpek ve sabah ezanı

Neden Köpekler Sabahları Konuşur?

Bugün normalden daha farklı olarak benim de çok merak ettiğim bir konuda sizleri de bilgilendirmek istedim sayın okurlar.

Son birkaç yıldır özellikle dikkat ettiğim ve beni ürpertiye düşüren bir konu vardı. Hatta bazen öyle şiddetli bir hal alırdı ki korkudan hemen uyumak isterdim. Ancak tabi o saatlere kadar uyumamış olmanın verdiği garip hisse bir de korku eklenince işler iyice çığırından çıkardı.

Evet, bahsini ettiğim şey: Sabah ezanı.

Ne zaman sabah ezanı okunuyor olsa ulur köpekler ardı arkasınca. Tabi getirisi olarak bu konuda bilgi sahibi olmayan insanları adı koyulamayan duygular içerisine sokmuş ve de buna paralel düşündürmüştür. Ki ben bugün düşündüm aslında tersine hiç de korkulası nedenlerin olmadığını gördüm.

‘Bu Konuyu İncelemeye Nereden Başlanmalı?’ diye bir soru sormakla işe başladım önce. Çünkü konuya biraz girdiğimde dahi aslında sorduğum sorunun zorluk derecesinin cevapları kadar fazla olmadığını gördüm.

Onun için yazı konumu iki başlık altında değerlendirmek istiyorum: İlki evrime dayalı teoriler ile, ikincisi ise dini boyutlara binaen.

 Evrimsel Açısı

Eveimsel açıya girmeden ‘ulumak’ nedir ondan bahsedelim.Ulumak, köpeklerin bir nevi iletişim aracıdır. Köpeklerin uluması çok farklı anlamlar içerebilir: teslim olmak, acı çekmek, yardım istemek, kendini savunmak vs.

Köpeklerin ulumalarının bugün üzerimizde duracağımız nedeni ise sonuncusu olan kendini savunmak olacak.

Köpeklerin kulakları insan kulağına nazaran daha gelişmiştir. İnsan kulağının frekans spektrumu 20 Hz-20.000 Hz arasında iken köpeklerin için bu 12 Hz-60.000 Hz arasında değişmektedir. Bu durum köpeklere insanların duyamadığı yüksek frekanslı sesleri de duyabilme imkanı sağlar.

Köpekler insanların duyamadığı ancak kendilerinin duyabildiği bir aralığa sahip olduğu için özellikle tiz seslerden olan siren sesinde(ambulans,polis aracı) ve daha farklı seslerde de uluyabilirler.

Evet, doğrudur yanından bir ambulans geçtiği vakit ulumaya başlayan köpekler hayli fazladır. Ancak benim sorum ‘Neden sabah ezanında konuşuyorlar?’ idi ki evrim buna şu şekilde cevap veriyor:

Sabah ezanları günün en sessiz vaktinde, herkes uyurken okunan tek ezandır. Ve bu da tabi ortamın sessizliğini bozduğu için hayli şiddetli bir ses doğrurur. Ayrıca ezan sesinin duyulabilmesi amacıyla da ses forme edilir, en son aşamasında ise sesi yükseltmek amacıyla amplifiye edilir ki bu volumü arttırılması demek.

Buna dayanarak ses doğal halini kaybeder ve daha farklı hallere bürünür. İşte burada bir insani kaynak olarak yola çıkan ses robotlaştırılır ve artık köpeklerin ulumasına neden olacak bir ses haline gelir.

Uzun süren sessizlikte günün ezan sesi ile yankılanması köpekleri korkutur ve onları kendilerini savunmasının bir durumu olan ulumaya teşvik eder.

Evet, işin evrimsel veyahut bilimsel boyutu bu. Aslında gayet mantıklı, ancak sorgulanması ve açığa kavuşturulması gereken yanları da var tabii.

Mesela benim sorum aklıma takılan şuydu ki: Eski zamanlarda da ezan okunuyordu, bu zamanlar teknolojik aygıtların olmadığı zamanlar. O zamanda da uluyan köpekler aşikardı, vardı. Öyleyse bu işte bir terslik yok mu?

 

 Dini Açısı

Dini taraflardır aslında insanları korkutan. Ancak aslında konunun biraz derinine indiğimizde korkuyla değil hatta tam tersine emin adımlarla bu vakitlerde huzur bulmamız gerekir.

Evet, konunun dini yanını sorgulamak için yola koyulduğumuzda bunun kitaplardan değil de bizatihi köpeklerden öğrenilebileceğini gördük ve onlarla gülümsemekli bir muhabbete tutulduk:

-Merhaba Köpek bey, bugün burada ‘Neden Köpekler Sabahları Konuşur?’ adlı yazımız için röportaj yapmakta bulunuyoruz. Bu konuda öncelikle neler söylemek istersiniz?

-Onur kardeşim sana da merhaba. Adım, King Agusto Charles Miachiti. Ama sen bana King de diyebilirsin 😀

Yani öncelikle bunları söylerim kanka. Sen sor, ben direkt öyle konuya dalamıyorum.

-Peki, King kardeş. Benim sadece bir sorum olacak sana: Neden sabah ezanında uluyorsunuz?

-Ooo güzel soru. Şöyle: Hadis-i şerifte der ki: ‘Şeytan ezanı işittiği vakit Revha denilen yere kadar gider. koşar adımlarla kaçıp oradan uzaklaşmaya çalışır’(bk. Müslim, Salat, 15, 16, 17, 18).

Tabi insanlar değil de biz köpekler şeytanların kaçışını görür oluruz. Ee tabi göz görür de ağız konuşmaz mı? Kaçan şeytanları gördükçe biz de hayrette kalırız, napalım diye düşünürken uluruz tabii doğal olarak.

Bu yazımızı da tavsiye ederiz:  Yalnızlık: Veda #5

-Eyvallah King kardeş.

-Ne demek kardeşim, sana eyvallah.

Yani arkadaşlar biraz da şakayla karışık olan bu tek soruluk röportajımızdan çıkarılacak en temel sonuç şu olmalı ki: Dini dayanaklara göre ezan vaktilerinde köpekler şeytanın özellikle kıyamet vaktinde de okunacak olduğu ezandan kaçmasıdır. Ki şeytan Kur’an okunmasından, dualardan kaçmaz ancak ezandan kesinkes koşar adım uzaklaşır.

İşte bu nedenle ki bu köpeklerin dikkatini çeker ve ulumalarına neden olur.

Ve bu da aslında korkulmaı değil tersine güvende hissedilmesini gerektiren bir olay haline gelir.

 Açıların Karşılaştırılması

Aslında dini olarak hadis-i şerifte de ezan konusu üzerinde durulmuş. Ancak köpeklerin bilimsel olarak da siren gibi seslerde uluduğu biliniyor tabi.

Her iki açının da kendine göre haklı yanları olduğunu düşünüyorum. Lakin bilimsel olarak hala bazı sorulara tam yanıt verilebilmiş değil. Bu da zaten görülebiliyor.

Sevgilerle ve korkusuzca kalın 🙂

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Deneme Kategorisinde Son Yazılar

Uzun bir aradan sonra

Parlak Jurnal serüveni birkaç dost bir araya gelerek kurduğumuz bir internet sitesiyle başlamıştı. Üniversite öğrenicisi olmanın

Bir Palamut Meselesi

Bak! Şişman bir tekiri andıran yaramaz beyaz bulut, küçük bir sincap bulutunun peşinden gidiyor. Hava, ne