Kitap “Yeryüzünün derinliklerinde görmeyi beklemediğiniz şeyler vardır” cümlesiyle başlar. Ve size fantastik bir dünyaya girmek üzere olduğunuzu haber verir. Hikaye; günümüz dünyasında geçmesine rağmen yer altına kurulmuş küp sistemiyle, hami adı verilen işçi yaratıklarla ve kitabın sonuna kadar gizemini koruyan Patron karakteriyle gerçekliğe farklı bir açıklama getirmeye çalışmış.
Kitap yer altından tüm Dünya’yı şekillendirmek için kurulan ve içerisinde insanların sınanıp itaatkar işçi yaratıklara dönüştürüldüğü bir küp sistemini konu alır. Kitabın henüz başlarındayken söylendiği gibi bugüne kadar küp sisteminden çıkabilen olmamıştır. Esas hikaye ise Yula ve Mukan adındaki iki orta okul öğrencisinin küp sistemine düşmesiyle başlar fakat yazar sadece Mukan’ın duygu ve düşüncelerini okuyucuya aktardığı için ana karakterin Mukan adında 12 yaşında bir erkek çocuğu olduğunu söyleyebiliriz. Ana karakter Mukan küp sistemine düşürüldükten sonra gerçeklikten tam bir kopuş gerçekleşir. Küp sisteminden nasıl çıkacaklarını bulmaya çalışırken küpten küpe geçtikleri bir macera başlar. Her küpte karşılaştıkları hamiler ve bir adım daha yaklaştıkları gerçeklik onları sonuna kadar sürükler. İşin sonunda nereye varacağı ise okuyucu için oldukça belirsizdir. Öte yandan tüm insanlık için yer altındaki küp sistemine düşürülüp işçi yaratıklara dönüştürülme tehdidi oldukça ciddi ve ürkütücü olmasına karşın karakterlerin ciddiyetsizliği hikayeye kara mizah atmosferi kazandırmış. Ancak ana karakterle beraber yazarın mizahi dili de kitabın sonlarına doğru ciddileşip, ağırlaşıyor. Küp sisteminin kendi kurallarının ve işleyişinin hakim olduğu bir macerada ilerledikçe okuyucu iyi ve kötünün mücadelesi temasından gittikçe uzaklaştırılmış. Hatta Patron ile olan yüzleşmeden sonra duygularınız ters-yüz olarak madalyonun öbür yüzünü daha parlak bulmanıza bile sebep olabilir. Sonuç kısmında hikaye tek bir ana karakterin baskın olmadığı kolektif bilincin hakim olduğu bir sona doğru ilerler. Her ne kadar hikayenin sonu klasik mutlu sonlara benzemese de iç karartıcı bir şekilde bitmiyor.
Genel olarak hikaye güzel kurgulanmış. Başta okuyucuya absürt çağrışımlar yaptırsa da ilerleyen zamanlarda her şeyin bir açıklamasını bulmak mümkün. Özellikle Zindan bölümünde küp sistemindeki olağanüstü durumlara şaşırtıcı ve orijinal bir gerçeklik kazandırılmış.
Okuyucunun küp sisteminin gizemlerini ana karakterle aynı zamanda yavaş yavaş anlayabiliyor olması hikayeyi ilgi çekici hale getirmiş. Ortaya çıkan gizemler sürpriz etkisi yapıyor ve birbirlerini tamamlıyor. En büyük gizem olan Patron’un gerçek kimliği öğrenildikten sonra bile okuyucuyu vurucu bir sürpriz daha bekliyor.
Küplerin Kayıp İşçileri erken gençlik döneminde okuyucunun insan karakteri üzerine düşünmesini sağlayarak kişisel gelişimini hedef alan kurgusal bir roman aslında. Başka bir pencereden ise eleştirel açıdan bakan doğa dostu-çevresel bir hikaye olduğu da söylenebilir. Bencillik, aç gözlülük, tembellik, kibir gibi kötü huy ve davranışları tüm Dünya’yı etkileyen ciddi bir sonuca bağlamış. Burada kitabın sonuna kadar gizli kalan Patron’un ne olduğu sorusu önem kazanıyor. Her bölümün başındaki Patron’a ait kısa sözler O’nun derin kişiliği hakkında ipucu vermesine rağmen Patron’un gerçek kimliğini öğrendikten sonra geriye dönüp bakmak daha anlamlı hale geliyor. Kitaba mentalite değişiminin yanında fiziksel değişimi küçümseyen bir bakış açısı hakim. Tüm olaylar fikirsel bir değişimin sonucu olarak gerçekleşiyor ve aslında her olayla beraber okuyucunun da fikrini değiştirmeyi hedef almış. Bunu yaparken pek çok simgeden yararlanılmış. Özellikle Mukan’ın Patron’la olan konuşmasının ardından kitabın başından beri hikayede bir takım simgeler kullanıldığını fark ediyorsunuz.
Fantastik bir dünya kurmanın avantajlarından yararlanan kitap literatürde hafif fantastik roman (light/low fantasy) olarak geçen türün neredeyse tüm özelliklerini taşıyor. Mizahi dili, içerdiği anlamlar ve sürükleyici kurgusuyla 10-14 yaş arası çocukların ve çocuk edebiyatına ilgi duyanların zevkle okuyacağı bir kitap.
Güzel bir kitapmış, okumayı isterim, elinize sağlık.