Kore bölgesi, Sarıdeniz ile Japon Denizi(Doğu Deniz) arasında yer almaktadır. Son bir asır içerisinde pek çok olayın gerçekleştiği bu bölge, hala gündemde kalmakla birlikte sıkça araştırma ve ders konusu olmaktadır. Kuzey Kore’nin nükleer çalışmaları bütün bir dünyada endişe yaratmasının yanında bazı kesimler tarafından desteklendiği açıktır. Özellikle son dönemde Kuzey Kore – Çin – Amerika Birleşik Devletleri arasında ciddi bir zıtlaşma bulunuyor. Çin, hem Kuzey Kore hem de ABD arasında denge siyaseti kurmaya çalışsa da Trump yönetimi ile birlikte Kuzey Kore’ye olan eski desteğini azaltmış görünüyor. 2017 yılı itibari ile Kuzey Kore’nin fiilen ABD’yi tehdit etmesinin yanı sıra Kıtalararası Balistik Füze (ICBM) türü füzesini başarıyla test etmesi üzerine ABD’nin bütün iç gündemi bu konuya yöneldi ve dünya medyasında bu konuyla ilgili şiddetli tartışmalar dönmekte. Günümüzde iki zıt-uç ülkeyi içeren bu bölgede, adından sıkça söz ettiren Kuzey Kore tarihinden ve ülke profilinden kısaca bahsedeceğiz.
İçindekiler
Kuzey Kore Tarihi
Japonya’nın 1910 yılında Kore coğrafyasını işgaliyle birlikte 35 yıl boyunca Japon etkisi altında kalan bu bölge, II. Dünya Savaşında Japonya’nın yenilmesiyle birlikte (1945) ikiye bölündü. Güneye ABD kuvvetleri yerleşirken, Kuzeye Sovyetler Birliği kuvvetleri yerleşti.
1948 yılında Kuzey Kore ve Güney Kore devletleri kurulmuş oldu. Güney Kore Başkanı Syngman Rhee seçilirken; Kuzey Kore, komünist felsefeye sahip olan Kore Halk Ordusu (KPA) lideri Kim Il-sung tarafından resmen kuruldu. Normalde tek olan Kore, böylece Kuzey ve Güney Kore olmak üzere resmen ikiye bölünmüş oldu. Komşu ve hatta aynı milliyetten olan bu iki ülke arasında bugüne kadar hiçbir şekilde barış gerçekleşemedi.
Kore Savaşı ve Kuzey Kore
1949 yılında ABD ordusu Güney Kore’den çoğunlukla ayrılmıştı. Bu fırsatla birlikte, SSCB ve Çin desteğine sahip Kuzey Kore, 1950 yılında Güney Kore’ye savaş açtı ve üç yıllık Kore Savaşı başlamış oldu. Kuzey Kore, yaklaşık 230.000 kişilik birliği ile Güney Kore’yi işgal etti ve başkenti olan Seul’u aldı.
Savaş tamamen Kuzey Kore başarısıyla sürmekteydi. Fakat bunun üzerine Henry Truman, ABD kuvvetlerinin bölgede Güney Kore’ye yardım etmesine karar verdi. Böylelikle ilerleyen süreçte Birleşmiş Milletler çatısı altında -Türkiye dahil olmak üzere- 20 adet ülke bu koalisyona katılacaktı.
Savaşta yaklaşık 4 milyon insan hayatını kaybetti. 1953 yılında Panmunjon Ateşkes Antlaşması (Korean Armistice Agreement) ile birlikte savaş bitmiştir. Görüleceği gibi bu bir ateşkes antlaşmasıdır. Hiçbir şekilde barış antlaşması imzalanmamıştır ve savaşın sonucunda kuzey-güney bölünmüşlüğü aynen devam edecek, hatta iki tarafın birbirine olan düşmanlığı biteviye artacaktır.
Barış şartlarının sağlanamamasının da etkisiyle iki ülke arasına silahsızlandırılmış tampon sınır bölge (Demilitarized zone-DMZ) oluşturulmuştur.
Batılı kaynaklar Kore Savaşı’nı hep kendi perspektiflerinden yazmaktadır. Bu da tarafsız bir yorum yapmayı zorlaştırmaktadır. Kuzey Kore, Kore bölgesinin güneyinde ABD işgali olduğunu düşünüyordu ve o yüzden savaşa girmişti. ABD ise komünist yönetimleri dünyaya tehlike olarak görüyordu.
ABD Yönetiminde, Türkiye ve Yunanistan’a askeri ve mali yardım yapan (Truman Doktrini) ve global bir siyaset izleyen Harry S. Truman bulunmaktadır. Truman’ın temel politikası zaten SSCB ve komünizmin karşısında durmaktı. Bundan dolayıdır ki H.S.Truman’a göre tehdit büyüktür. Ak ya da karayı seçmekten ziyade, olaya doğru bir pencereden bakmak için bu şekilde çift taraflı düşünmek önemlidir. Ayrıca unutulmamalıdır ki Batı Medeniyeti yaşadığı kıyameti henüz zihninden silmiş gibi yapamamıştır yani II. Dünya Savaşı’nın anıları hala tazedir.
Kim Il-sung Yönetimi
1948 yılında Kim Il-sung yönetimiyle ülkenin kurulmasıyla birlikte 1998 yılına kadar Kim Il-sung lider sıfatıyla aynen kalacak ve ülkenin “Büyük Lideri” ünvanına sahip olacaktır. Ayrıca yeni bir takvim icat eden Kuzey Kore, Kim Il-sung’un doğum yılı olan 1912 tarihini başlangıç kabul etmiştir.
Bu dönem içerisinde madencilik had safhaya ulaştırılmıştı ve hızlı bir endüstriyal büyüme yakalandı. Ekonomisi tamamen madencilik ve askeriye üzerine kurulmuş olan Kuzey Kore, 1970 yıllarında dünyada artan petrol fiyatları karşısında büyük bir sıkıntı içerisinde girdi. Bu şartlar altında dış borçlanmaya girildi.
Bu dönemlerde de bütün dünya ile ve özellikle Güney Kore ile zorlu ilişkileri bulunan Kuzey Kore, ilk kez Kim Il-sung yönetimiyle birlikte nükleer programını duyurdu. Bu program içerisinde uranyum zenginleştirme deneyleri de bulunuyordu.
Kuzey Kore 1985 yılında Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (Nuclear Non-Proliferation Treaty) altına imza attı. Bu antlaşmanın üzerinden bir sene geçmesiyle birlikte ülkedesindeki nükleer reaktör çalışmaya başlayacaktı.
1991 yılında Birleşmiş Milletler’e katılan Kuzey Kore (Güney Kore ile aynı sene içerisinde); bunun üzerinden iki yıl geçtikten sonra, orta-menzilli balistik füzelerini ilk kez deneyecekti. Nihayetinde 1994 yılında ani bir kalp krizi ile Kim Il-sung ölecek ve yerine oğlu Kim Jong-il geçecektir. Kim Il-sung ülkesinde hala “Güneş” kabul edilmekte ve ülkenin ebedi lideri gözüyle bakılmaktadır.
Kim Jong-il Yönetimi
Kim Jong-il, yönetime geçtiği sene ABD ile yapılan antlaşma dahilinde bütün nükleer programını donduracağını taahhüt etmişti. Lakin 2002 yılında tekrardan nükleer programını başlattığını söyleyecek ve Birleşmiş Milletler müfettişlerini ülkeden sınır dışı edecekti. Ayrıca Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması’ndan çekildiğini ve Kore bölgesinin nükleer silahlardan arındırılmasına dair Güney Kore ile imzaladığı antlaşmayı da tek taraflı feshettiğini açıkladı. Ayrıca Kim Jong-il yönetiminde büyük bir kıtlık yaşandı ve milyonlarca Kuzey Koreli açlıktan öldü.
Bu dönemde ABD’yi vurabilecek uzun-menzile sahip füzeler denenmeye başlandı. Ayrıca yeraltı nükleer çalışmalarıyla da adından söz ettiren Kuzey Kore, bir dönem tekrardan nükleer çalışmalarına ara vereceğini söylese de gizlice bu çalışmalarına devam ettiği ortaya çıkacaktı.
Batılı ve özellikle Birleşik Devletler kaynakları, Kim Il-sung yönetimi için “geleneksel komünist” yönetim tabiri kullanırken, Kim Jong-il yönetiminin bunu “askeri diktatörlük” yönetimine çevirdiğini söylerler.
Kim Jong-il 2011 yılında kalp krizinden ölünce (ilginçtir ki babası da bu yüzden ölmüştü), yerine bugün hala görevinde bulunan oğlu Kim Jong-un geçti.
Kim Jong-un Yönetimi
Kim Jong-un’un yönetime geçmesiyle birlikte bütün bu askeri ve nükleer çalışmalar hız kesmeden devam etti. Yine bu dönemde uzun menzilli füzeler denendi ve özellikle Güney Kore ile birlikte Amerika Birleşik Devletleri tehdit edildi. Yine bu dönem ilk kez hidrojen bombası testi duyuruldu.
Yakın dönem içerisinde ICBM (Intercontinental Ballistic Missile – Kıtalararası Balistik Füze) türü füze denendi ve bunun 2.802 km menzile sahip olduğu, Alaska’yı vurabilecek güçte olduğu, askeri otoriteler tarafından dillendirildi.
Bugün hala başkan olan Kim Jong-un, nükleer çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor ve bütün dünyada adından sıkça söz ettiriyor. Özellikle 2017 yılında yaptığı son nükleer testler ile yeniden büyük bir tartışma konusu oldu fakat bu sefer olayların daha ciddi olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Daha global ikinci bir Kore Savaşı olmaması için ortaya koyabileceğimiz fazla bir neden bulamıyor oluşumuz herhalde bu olayın ciddiliğini ve tarafların çatışmasını özetlemeye yetecektir.
Kuzey Kore Ülke Profili
Kuzey Kore kendisini dünyadan ve uluslararası birliklerden izole etmiş bir şekilde varlığını sürdürüyor. Hem ekonomik hem de askeri anlamda resmi olarak Çin dışında fazla bir ülkeyle ilişki kurduğu gözlemlenmese de bu kadar çok devinim olan ülkede gizli olarak ticaretin ve antlaşmaların yürüdüğünü söylemek yanlış olmayacaktır. Ülkeye giriş çıkışlar titizlikle kontrol ediliyor ve basın büyük bir sansür altında tutuluyor.
Ayrıca 2017 yılında Kuzey Kore ile Rusya ilişkileri eskiden olduğu gibi çok yakın. Bunda ABD ile Rusya’nın zıtlaşmasının büyük bir etkisi olduğu aşikardır. Ayrıca Rusya’nın Kuzey Kore ile kara sınırı olduğunu belirtmemiz gerekir.
Kuzey Kore ya da resmi adıyla Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti (DPRK), dünyada komünist sitemle yönetilen birkaç ülkeden birisidir. Dünyadan kendini soyutlamış bu ülkenin tarihinden kısaca bahsettikten sonra ülke profiline göz atalım.
Coğrafyası
Doğu Asya’da bulunan Kuzey Kore’nin Kuzeyinde 1,352 km sınır boyunca Çin ve 18 km boyunca Rusya ile, Güneyinde 237 km boyunca Güney Kore ile kara sınırı vardır. Güney Kore komşuluğunda “demilitarize” bir bölge bulunmaktadır. Doğuda Japon Denizi ile çevriliyken Batıda Sarı Deniz ile çevrilidir.
Başlıca doğal kaynakları: demir, bakır, altın, kömür, kurşun, tungsten, grafit, sülfür, fluorit, tuz, hidroenerji
Popülasyonu
Korece konuşulan Kuzey Kore’de 2016 yılı Dünya Bankası verilerine göre 25 milyon kişi yaşamaktadır. Başkent olan Pyongyang’da yaklaşık 2,8 milyon kişi bulunuyor.
Ülkenin resmi bir dini yok lakin çoğunlukla Budizm, Konfüçyanizm, Şamanizm ve Hristiyanlık mevcut
Hükümet ve Mevcut Lider
Kuzey Kore’de yönetimde olan parti Kore İşçi Partisi (KWP) olsa da iki tane daha küçük parti vardır ve bunlar da İşçi Partisinin yönetimi altındadır. Mevcut hükümete 2011 yılından bugüne Kim Jong-un liderlik etmektedir. Kendi meclisindeki 687 koltuğun hepsi Kore İşçi Partisi’ne aittir.
Ekonomi ve Askeriye
Çoğunlukla askeri harcamalara ayrılan ekonomisinde geçmişte sıkıntılar yaşadı. Kıtlık sorunlarıyla yüzleşen Kuzey Kore’ye dışarıdan sıklıkla yiyecek yardımı gelmesine rağmen nükleer ve askeri harcamaları gayrisafi yurtiçi hasılasına(GDP) oranla en yüksek olan ülkedir. Bu yüzden yardımlar hep tartışma konusu olmuştur.
İşçi gücü 14 milyon iken işsizlik oranı 2013 yılında %25.6 idi. İhracat kapasitesinin büyük çoğunluğunu(%76.5) Çin oluşturuyor. İthalat için de aynı durum geçerli.
Resmi olarak askeri malzemeler, madenler, giysi, sebze ve metal ihracatı yaparken aynı zamanda şüpheli ihracat malzemeleri arasında füzeler, uyuşturucu ve insan ticareti vardır.
Çoğunlukla sanayi ekonomisine sahip olsa da tarım da ülkenin milli gelirine katkı sağlamaktadır.
Kuzey Kore ile ilgili askeri ayrıntılara dair yazımıza buradan ulaşabilirsiniz:
Kuzey Kore’nin Askeri Kapasitesi
Askeri sanayisi gelişmiş olan Kuzey Kore, tarihi boyunca nükleer güce önem vermiştir. En son 2017 yılında Kıtalararası Balistik Füze denemesinin başarılı olmasıyla tekrardan gündeme oturdu ve büyük tartışmalara konu olmaya aynı hızla devam ediyor.
Bu özet yazıyla birlikte son olarak füze menzillerine ait bir infografik ekleyerek tamamlayalım:
Kaynakça
- https://www.cia.gov/library/publications/the-world-factbook/geos/kn.html
- http://www.history.com/news/what-you-need-to-know-about-north-korea
- http://www.dummies.com/education/history/world-history/a-brief-history-of-north-korea/
- https://www.thoughtco.com/north-korea-facts-and-history-195638
- http://www.bbc.com/news/world-asia-pacific-15278612
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Panmunjom_Ate%C5%9Fkes_Antla%C5%9Fmas%C4%B1
- https://en.wikipedia.org/wiki/Treaty_on_the_Non-Proliferation_of_Nuclear_Weapons
- https://www.state.gov/t/avc/rls/rpt/wmeat/2016/index.htm
Ne güzel bir kısa tarih derlemesi olmuş.
Beğenmenize sevindim, teşekkürler.
Yani bu kuzey kore de bir garip kardeşim ya. Sırf nükleer gücü var diye kimse bir şey yapamıyor gerçekten ilginç.
Kısa ve net bir özet olmuş.
Teşekkürler.
Kuzey Kore’yi salt İngiliz ve ABD kaynaklarından öğrenmeye çalışmak, Kıbrıs tarihini salt Yunan kaynaklarından öğrenmeye çalışmak gibi olmuyor mu? Bilemedim.
Esasında Kuzey Kore’nin yalnızca özet bir ülke profilini okudunuz. Burada “öğrenmekten” ziyade yalnızca ülkenin sahip olduğu istatistiki verilerin kısıtlı bir kısmının yazıya dökülmesi gerçekleştirildi. Kuzey Kore’nin birçok verisi gizleniyor ve paylaşılmıyor. Kuzey Koreli birçok insanın ne düşündüğünü dahi dünya bilmiyor. Evet, tek kaynaktan öğrenmek yanlış bir sonuca götürecektir. Fakat kesinlikle bu yazı Kuzey Kore’nin dinaminklerini anlatmayı amaçlamıyordu.