Gözler maviyi arar oldu günümüzde. Şu meşgaleden kafayı kaldırıp da gökyüzüne uzun uzun bakmaz oldular. Bereketin yağdığı maviye vefasız kaldılar artık. Gözleri maviyi iyice göremez oldu sonra. Siz de mavi görmeyen gözlerden mi oldunuz?
Ben, mavi ki; gökyüzüne, denize, göle ve ırmağa rengini veren mavi, gözlerden ırak oldum. Bazen sevgilinin saçına kurdele diye bağlanır, bazen de gönle hitap eden o gözlerde saklanırdım. Bebeğin doğduğundaki gözlerinde yerimi alır, bazen sonsuza dek oraya bağlanır, bazen de yerimi başkasına bırakırdım. Sonra taklidimi yaptılar gözlerde.
Ben, mavi ki; gökyüzüne kendimi verdim, gökyüzü oldum. Hangi köşeye kaçarsan kaç, dünyanın neresine gidersen git, kafanı kaldırdığında sonsuzluk ben oldum. Dalıp gittiğinde baktığın yer, oturup bulutları şekilden şekle soktuğun yer ben oldum. Sonra diktiniz gökdelenleri, 100 katlı binaları, rüyalara da engel oldunuz, o güzelim bulutlara da. Görünmez oldum, bakılmaz oldum.
Ben, mavi ki; deniz oldum, okyanus oldum. İnci kefalinin yurdu, Karadeniz aşkı hamsinin yurdu oldum. Gemilerde uzun yolculukların durakları, bazen de azıcık ekmek parası benim kıyımdaydı. Sonra yine geldiler pislikleri bana döktüler, çöplerini.
Ben, mavi ki; Dünya oldum. Evrende kendimce tek mavi gezegen oldum. Sevdalının, hainin, sevgilinin ve vefasızın yaşadığı yer oldum. Tek başıma durmama rağmen hiçlikte, habersizce yaşayanlara bir durak oldum.
Ben, mavi ki; sakinliğin ve dinginliğin rengi oldum. İnsanlar bilmeseler de en çok beni sevdiler ve giydiler. Farkında olmadan, dikkatsizce en çok bakılan renk oldum.
Ben, mavi ki; maviyi unutan, mavi görmeyen gözlere sebep oldum.
“Bazen sevgilinin saçına kurdele diye bağlanır, bazen de gönle hitap eden o gözlerde saklanırdım.” Ne kadar güzel bir cümle. Ellerinize sağlık sayın yazar.