“16. Kolordu! Anafartalar!” diyerek yüksek bir sesle bağırmıştı Alman İmparatoru Kayzer Wilhelm. Kendisini ziyarete gelen Osmanlı heyetini adeta yararcasına Mustafa Kemal Paşa’ya yönelmiş ve elini sıkmıştı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1917 yılında, yani I. Dünya Harbi’nin içinde Osmanlı Devleti’nin müttefiki olan Almanya’ya yaptığı seyahati anlatan bir eser, kitapçıların raflarını süslemeye başlamış bulunuyor.
I’nci Dünya Harbi cepheleri içerisinde en parlak zafer olan Anafartalar zaferini kazanan ve İngilizlere en ağır mağlubiyeti yaşatan Mustafa Kemal, Veliaht Vahdettin Efendi’nin askeri danışmanı olarak Alman Ordusu Genel Karargahı’nı ve cephe hattını gezerek, bu savaştan Almanların mağlup çıkacağını değerlendirmiştir. İttihat Terakki Hükümeti’nin en güçlü adamı olan Harbiye Nazırı (Savaş Bakanı) Enver Paşa başta olmak üzere bütün Osmanlı devlet adamlarının, Almanya’nın harbi kazanacağına inanmalarına rağmen Mustafa Kemal Paşa, öngörüsü ile harbin sonucunu doğru değerlendirmiştir.
“Mustafa Kemal, savaşın kaybedildiğini, müttefiklerin gücünün abartıldığını ve yeni bir siyasi düzene, bir Türk-Ulus devletine doğru gidildiğini daha o zamanlar [Almanya ziyareti sırasında] anlamıştır.”
Alman tarihçi Dr. Michael Vesper
Kitabın Önsöz bölümünde yazar eserin amacını belirterek başlıyor: “Gezi hakkında birkaç kitap ve birçok makale yazılmış olsa da günümüzde Atatürk’ün hayatının her safhasının araştırmacılar ve gençlik tarafından merak edilerek gündeme gelmesi, konunun daha geniş şekilde ve yeni bilgi ve belgeler ışığında ele alınmasını gerekli kılmıştır.” (s.9). Gezi hakkında kamuoyunda bilgi eksikliği olduğunu belirten Kalelioğlu, Almanya’da yüksek lisans ve doktora eğitimi sırasında Mustafa Kemal Atatürk’ün Almanya ziyaretinin gerek Almanya’da yaşayan Türk nüfus gerekse Almanlar arasında çok az bilindiğine üzülerek şahit olmuş. Bu da kendisini bu konu üzerinde derinlemesine çalışmaya ve bilgi-belge toplamaya sevk ediyor.
Eseri, semi-akademik olarak tanımlamak mümkün, zira ciddi bir arşiv çalışmasına dayanıyor. Belediye başkanlıkları, arşiv müdürlükleri, müzeler ve konsolosluklarla yoğun bir temas sonucu ulaştığı bütün belgeleri yayınlıyor Kalelioğlu eserinde.
Türk-Alman ilişkilerindeki can alıcı noktaları vererek başlayan yazar, Birinci Dünya Savaşı’na giden süreci özetliyor. Savaşın olmazsa olmaz gereksinimi olan diplomatik ziyaretleri ve bu çerçevede Türkiye’ye üç kere ziyarette bulunan Alman İmparatoru II. Kayzer Wilhelm’i tanıtıyor okuyucuya. İade-i ziyaret için teşkil edilen heyete ise son dakikada bir isim daha katılıyor. Bu isim daha sonra 35 ülkeye heykeli dikilecek olan Mirliva Mustafa Kemal Paşa…
Vahdettin’in henüz veliaht olduğu bir dönemde gerçekleşiyor ziyaret. Mustafa Kemal Paşa “askeri müşavir” sıfatı ile katılıyor geziye. Veliaht Vahdettin Efendi, Alman topraklarında Osmanlı’yı en iyi şekilde temsil etmeye gayret gösterirken Mustafa Kemal’in aklında çok farklı düşünceler yatıyor. Akılcı Mustafa Kemal, Almanların gerçek gücünü yerinde görmek istiyor. İstiyor ki savaşın başından itibaren mağlup olunacağına dair öngörüsünü kanıtlayabilsin ve en önemlisi Osmanlı sarayına kabul ettirebilsin.
Pembe tablolarla afyonlanan heyet ritüelleri takip ediyor, fakat “yaramaz” Mustafa Kemal Alman topraklarında bile rahat durmuyor. Alman Generalleri soruları ile sıkıştırıyor, cephe hatlarında heyetten ayrılarak müstakil gözlemler yapıyor, alt rütbeden Alman subaylardan bilgiler alıyor. Bu sebeple Almanya’da kendisine yeni bir sıfat ediniyor:
İçindekiler
Kafa Karıştıran Adam
Veliaht Vahdeddin, Mustafa Kemal Paşa’nın seyahatin başından beri kendisine telkin ettiği zafiyetlerin etkisi ile cesaretlenerek, imparatora; Alman-Osmanlı müttefikliğinin sağlamlığından asla şüphe duyulamayacağını, fakat bazı konularda aklında soru işaretleri olduğunu, imparatordan bu noktaları aydınlatmasını istiyor. Veliaht Vahdeddin, özellikle Mustafa Kemal Paşa’nın, Almanların Osmanlı müttefikliğinin temel gerekçesinin kendi Avrupa cephelerini rahatlatmak olduğu telkinin de etkisiyle, imparatora Türkiye’ye karşı devam eden taarruzların halen son bulamamasının gerekçesini soruyor:
“Türkiye’nin Almanya’ya karşı sadâkat ve vefasından, yakın gelecekte Alman müttefiklerinin saâdete kavuşacaklarından bahseden beyanâtı şahaneleri, Osmanlı Devleti’nin yarınını düşünmek vaziyetinde bulunan âcizlerinde büyük bir ferahlık ve teselli uyandırdı. Ancak genel durumu incelemekten kaçınarak, bir noktayı daha açıkça anlamak ihtiyacındayım. Türkiye’nin kalbgâhına yönelen darbeler durmaksızın ilerlemektedir. Eğer bu darbeler başarılı olursa Türkiye mahvolacaktır. Bu darbeleri durdurmak için kâfi teminat ifade eden beyanatlarınızı dinleyemedim. Lütfen bu hususta beni biraz aydınlatır ve tatmin buyurur musunuz?” (s.107).
Bu soru üzerine ortamdaki hava değişiyor, İmparator Mustafa Kemal’e bir bakış atıyor ve oturduğu sandalyeden hızlıca ayağa kalkarak:
“Türkiye’nin muhterem Veliahdı! Anlıyorum ki, sizin zihninizi karıştıranlar vardır. Ben Almanya imparatoru size gelecekten, gelecekteki başarılardan bahsettikten sonra şüpheniz kalır mı, kalmaz mı?” (s.107).
diyerek adeta Mustafa Kemal Paşa’ya göz dağı veriyor. Vahdeddin ortamı yatıştırmaya çalışsa da II. Wilhelm izin isteyerek odayı terk ediyor.
Bad Kreuznach, Strazbourg, Essen ziyaretlerinden sonra gezi Berlin’de noktalanıyor. Dönüş yolunda Mustafa Kemal Paşa, yakın dostu Ali Fethi Bey’e (Okyar) gezinin özetini tek cümle ile veriyor:
“Şuna kesin olarak inandım ve yerinde gördüm ki Almanya savaşı kaybetmiştir” (s.172).
Araştırmacı-yazar Uğur Berk Kalelioğlu’nun “Mustafa Kemal Atatürk’ün Almanya Seyahati” adlı eseri anlatımdaki sadeliği ve renkli görselleri ile okuyucuya yalnızca yeni bilgi ve belgeler aktarmakla kalmıyor, değerli ve özgün yorumu ile Atatürk’ün 20 günlük yurtdışı gezisini farklı bir açıdan okuma imkânı sağlıyor. 7’den 70’e herkese hitap eden eser, yaklaşık bir asırdır bitmeyen tartışma Vahdettin-Mustafa Kemal zıtlaşmasına da son kotayı koyuyor…
- Eserin Adı : Mustafa Kemal Atatürk’ün Almanya Seyahati
- Türü : Tarih/Araştırma-İnceleme
- Yazar : Uğur Berk Kalelioğlu
- Yayınevi : Gece Yayınevi
- Basım Tarihi : 2022
- Sayfa Sayısı : 239 sayfa
Yazar Hakkında
Uğur Berk Kalelioğlu, 1994 Ankara doğumludur. İzmir Ekonomi Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü “Yüksek Şeref Öğrencisi” sıfatı ile birincilikle tamamlamış, Federal Almanya Cumhuriyeti’nden tam burs kazanmıştır. Almanya’da Siyaset Bilimi-Sosyoloji yüksek lisansını derece ile tamamlayan Kalelioğlu, doktora çalışmalarına devam etmektedir. Çeşitli akademik dergilerde editörlük görevinde bulunmuş, bilimsel katkıları dolayısıyla kendisine Atatürkçü Düşünce Derneği Onursal Üyeliği verilmiştir. Eserleri: Series of Sociological Analysis (2016); Sosyoloji’de Hâkim Eğilim Pozitivizm (2018); The Critique of Contemporary Positivism: The Issues of Replicability and Universality (2020); Federal Almanya’da Bir Türk Derneği: Atatürkçü Düşünce Derneği Üzerinde Etnografik ve Sosyolojik Tetkikler (2021).
Konuk Yazar: Sudenaz Yeşilem