Onur Ünlü..
Türk senarist, yönetmen, şair, müzisyen ve oyuncu. 1998 yılına kadar Ah Muhsin Ünlü mahlasıyla birçok şiir yazmıştır. 1999 yılında Deli Yürek dizisinde hem senarist hem de oyuncu olarak kendisini göstermiştir. Yıllar içerisinde birçok başyapıtın senaristliğini yapmıştır. 2011 yılında oldukça sevilen ve ülkemizde yayınlanan en iyi absürt komedilerden birisi olan Leyla ile Mecnun dizisinin yönetmenliğini yapmıştır. Son olarak Görünen Adam dizisinin senarist ve yönetmenliğini yapmaktadır.
Ünlü son günlerde değişik bir yapım ve değişik bir platformla karşımıza tekrar gelmiştir. Görmeye alışık olduğumuz absürt komedi tarzındaki eserlerine son dizisinde bilim kurgu da ekleyerek insanları, güldürüp düşündürmesinin yanında bir de hayal gücünün sınırlarını zorlamaya ve olaylara değişik bir perspektiften bakmaya itmektedir. Ayrıca bunu reklam gelirleri oldukça düşük, büyük özveri ve sabır gerektiren bir platformda yani Youtube’da yapmaktadır.
Dizinin en büyük özelliği karakterlerinin bizim tarafımızdan görünmüyor oluşu. Sadece toka, saat yüzük, küpe gibi objelerini bir de aynalardan yansımalarını görebiliyoruz. Karakterler birbirini görebiliyor. Kahramanımız bir teknoloji firmasının pazarlama bölümünde çalışıyor. Şirketin özelliğiyse kilo verdiren krem, solaklar için kalem gibi birçoğumuza saçma gelen ürünleri son teknoloji olarak satmak. Karakterimiz bir gün dizinin kötü karakterinin oluşturduğu bir cihazla görünür hale gelir. Bizim için görünür hale geliyor fakat diğer karakterler için görünmez olur.
Benim gibi birçoğumuz dizinin içeriğine bakarak şu soruyu kendi kendimize sormuşuzdur “Eğer karakter kötü karakter tarafından görünür hale getirildiğinde dizideki diğer karakterler için görünmez hale gelmişse neden buna görünen adam denmiş yani adam mantıksal olarak görünmez adam olmuş olmuyor mu ?” birçoğumuz için bunun cevabı “klasikleşmiş görünmez adam kavramından ve isimden kaynaklı oluşacak önyargıları engellemek amaçlı böyle bir yol seçmiştir” olabilir ama benim için durum farklı. Ben bu ismin veriliş sebebinin gerçek hayatta da sadece yansımalarda görebildiğimiz insanlara vurgu yapmak amaçlı verildiğini düşünüyorum. Yani şu an hayatımızda kaç kişiyi görebiliyoruz bir bakalım. Gözümüze çarpan ışıksal yansımalar olarak evet, birçok kişiyi görebiliyoruz. Peki bunun dizide sadece yansımalarını gördüğümüz insanlardan farkı ne? Biz onların aksesuarlarını görebiliyoruz. Sadece saatlerini, tokalarını, küpelerini vs. Tıpkı gerçek hayatta fiziksel olarak gördüğümüz onlarca insan gibi. Dizinin vermek istediği bir diğer mesaj da görünen adamın görünür olduktan sonra diğer karakterlerin sadece aynadaki yansımalarını görebilmesi ve sadece öptüğünde 7 saniyeliğine gerçeklerini görebilmesi. Öpmek; yani sevgisel bir telapati kullanmak sadece yansımaları görünen kişileri 7 saniyeliğine de olsa görünür hale getiriyor.
Dizinin olumsuz yanları da yok değil. Mesela bölümler çok kısa, yaklaşık 15 dakika, ayrıca internet dizisi olması sebebiyle reklamları dizinin içine yerleştirme olarak yapmışlar ki bana göre bunu da eğlenceli bir hale getirmişler. Fakat her bölümde karşımıza gelmesi sebebiyle biraz sıkıcı bir hal alabiliyor. Henüz 7 bölüm yayınlandı ve bu bir Türk dizisi için ortalama bir bölümlük süreye denk geliyor. Ayrıca bir bilim kurgu dizisi olması sebebiyle adaptasyonu biraz zor ve bölümü izlemeye başladığınız zaman henüz adapte olmadan bölümün bittiğini farkediyosunuz.
Bana göre doğrularıyla, yanlışlarıyla, verdiği mesajlarıyla, oyuncu kadrosu ve yapım ekibiyle ortalama bir Türk dizisinin çok üzerinde bir yapım, internet üzerinden erişimi kolay ve bölümler de oldukça kısa-sıkıcı yaz günlerini eğlenceli ve biraz da felsefi düşünmeye meyilli bir hale getirebilir.