Bu kitabı bana önerilmesiyle okumaya başladım. Sonra yorumlarına baktığımdaysa insanların ya çok sevdiğini ya da çok saçma bulduğunu gördüm. Açıkçası oranlama yaparsak ben de saçma bulan taraftayım. Tabi bütün kitaplarını okumadan da bu konuda kesin karar veremiyorum. Sonlarına doğru daha eğlenceli olsa da başlarında gerçekten sıkıldığımı söylemeliyim ve yazarın amacını da tam olarak anlayamadığımı düşünüyorum. Oluşturduğu yeni evrenle dünyamızı mı eleştiriyor, yeni bir evrenle insanların ufkunu mu genişletmeye çalışıyor yoksa sadece farklı dünyalara mı götürmeyi amaçlıyor anlayabilmiş değilim doğrusu.
Kitap yalnız yaşayan bir adamın belediyenin elinden evini kurtarmaya çalışmasıyla başlıyor, sonundaysa aynı kişi beynini farelerden kurtarmaya çalışıyor… Bu arada asıl kahramanımızın adı Arthur. Neyse ben olaylara devam ediyorum. Belediyenin ona haber vermeden, oradan yol geçeceği için, evini yıkmaya çalışmasına karşı çıkıyor ve evini yıkacak iş makinesinin önüne yatıyor. Belediye çalışanı ve Arthur’un uzun süre çatışması kitaba konu oluyor sanıyorsunuz ki, Arthur’un en yakın arkadaşı Ford, onu dünyanın( yani kitaba göre “Yerküre”nin) yıkılışından kurtarıyor. Dünya üzeri güçlerin yani evrenin başındaki kişiler yine yol geçeceği için Dünya’yı yok ediyor. Aynı günde Arthur’un iki evinin yıkılma planı kitaba konu olacak sanıyorsunuz ki, kitap sizi yine bambaşka yerlere götürüyor.
Uzun zamandır yakın arkadaşı olan Ford’un başka bir gezegenden olduğunu ve uzun süredir yerkürede mahsur kaldığını öğreniyor. Ford ve Arthur bir uzay gemisine otostop çekerek kısmen kurtuluyor. Kısmen kurtuluyor dedim çünkü kısa sürede geminin asıl mürettebatı tarafından bulunuyor ve gemiden atılıyorlar. Tam ölmek üzereyken ve bilmem kaç milyonda bir ihtimal olmasına rağmen o zamanın en büyük, en gelişmiş uzay gemisine otostop çekmiş yani kurtulmuş oluyorlar. Bu gemiye onları kimsenin almamasına rağmen birden kendilerini orda buluyorlar. Nasıl olduğundan kitapta bir daha hiç bahsedilmiyor, belki diğer ciltlerinde vardır bilemiyorum.
Bu gemiyi kullanan daha doğrusu çalan Ford’un kuzeni çıkıyor. Ve çok zengin olabileceklerini düşündükleri bir gezegene gidiyorlar. Aslında Ford’un kuzeni, neden gitmek istediğini kendisi bile bilmiyor. Bu gezegene inerken ve gezegenin içinde başlarına birçok şey geliyor. Aslında yerküre dahil her şeyin, varlıkların hayat amacını aramasının sonucu olduğunu ve asıl deney yapanların insanlar olmadığını öğreniyorlar.
“Gerçekte, gezegende yunuslardan daha zeki tek bir tür daha vardı ve onlar da zamanlarının büyük bölümünü davranış araştırmaları laboratuarlarında tekerleklerin içinde koşarak ve insanoğlu üzerinde korkutucu derecede ayrıntılı ve kurnaz deneyler yürüterek geçiriyorlardı.”
Arthur kendisini yepyeni bir evrende buluyor, daha doğrusu varlığından haberdar oluyor. Ve bütün bunları öğrenirken “otostopçunun galaksi rehberi” adlı bir rehber yardımcısı oluyor. Bütün bunlara ayak uydurmaya çalışırken sürekli şans eseri ölümden dönüyor. Milyonlarca yıllık planların yapıldığı evrende her şey bu kadar tesadüf olamaz herhalde.
Anlatmaya çalıştığım gibi içinde birçok soru işareti olan bir kitap. Tabi bunların cevabı devamında var mıdır bilemiyorum. Peki insanoğlunun ve yerkürenin varlığının sebebi ne? Arthur’un beynini kim neden parçalamak istesin? Ve bütün bunların sonunda canlıların asıl hayat amacı nasıl kırk iki çıkabilir? Bunları da diğer sorularla birlikte okumak isteyenlere bırakalım. İyi okumalar (havlunuzu unutmayın) 🙂
Kitap aslında ilk paragrafın sonunda belirttiğiniz gibi “yoksa sadece farklı dünyalara mı götürmeyi amaçlıyor” bir yol izliyor diyebiliriz. Serinin devamında da göreceksiniz sürekli bir serüven halindeler.
Kendinizi evrende yolculuğa bırakın ve keyfinize bakın. Üstünde fazla düşünülüp yorumlar çıkartılabilecek bir kitap değil bana göre de.
Kurgu yönünden belki fazla tatmin edemeyebilir. Çünkü okuyucuyu heyecanlandıran soruların çoğusu beni tatmin edecek ölçüde cevaplanmadı. İşte o zaman anladım ki bu kitap, kurgu yönünden başı-sonu, soruları-cevapları olan bir kitap değil. Henüz son kitabı okumadım fakat yine de diyebilirim ki bir evrende bir yolculuk kitabı olarak değerlendirilebilir.
Katkınız için çok teşekkür ederim. Okurken aralarda oluşan boşlukların ve hızlı atlamaların beni rahatsız ettiğini belirtmek istemiştim sadece. Tabi ki herkesin kitaptan aradığı ve bulduğu farklı olacaktır. Eminim ki evrene farklı bakmaktan keyif alacak okurlar da vardır. Tekrar teşekkür ederim 🙂