Oğuz Atay’ın bütün eserlerinden 3.sü olup tek tiyatro oyunudur ve ölümünden sonra Devlet Tiyatroları’nda sahnelendirilmiştir. Bir çok Oğuz Atay eserinde olduğu gibi toplumsal değerlerdeki değişmelerden dolayı kronik bunalıma girmiş bir Türk aydının hikayesini anlatmaktadır. Edebi yönünün yanında eleştirel olarak da oldukça başarılı bir eserdir. Gittikçe artan bir karamsarlık ve umutsuzluk havası hakimdir. Oyunun kahramanı Çoşkun’un her cümlesi sizinle alakası olsun olmasın üzerinizde büyük bir baskı kurma potansiyeline sahiptir. Kitap okunabilirlik acısından oldukça akıcı ve betimlemeleri oldukça başarılıdır. Kısa bir eser olmasından dolayı sıkılmadan bir solukta bitmektedir.
Kitabın kahramanı (Çoşkun), eşi (Cemile), oğlu (Ümit) ve kayınvalidesi ( Saadet Nine) ile birlikte yaşamakta olan emekli tarih öğretmenidir. Emekliliğinden sonra dünyayı değiştirecek bir şeyler yapması gerektiğini söyleyen sesler duyduğunu iddia etmektedir .Bunun için başlarda keman çalmak istediğinden keman dersleri almaya başlamıştır fakat bu değişimi keman çalarak değil de oyunlar yazarak yapmasını gerektiğine karar kılmıştır. Çok naif ve insanları geri çevirmekte zorlanan bir yapısı vardır
Yazmaya çalıştığı eserleri tiyatroda oyunculuk yapan arkadaşı (Saffet) ile birlikte değerlendirirler. Saffet tiyatrodan arkadaşına (Emel) o da tiyatro sahibine ( Servet) olaydan bahseder. Servet yerli yazar kısırlığının yaşandığını hatta sanatı ve sanatçıyı seven insan kısırlığı olduğunu düşünmektedir ve Çoşkun’un oyunlarından birini tiyatrosunda sahnelendirmek istemektedir. Çoşkun’un bu durum karşısında kendisiyle ve ailesiyle yaşadığı çatışmalar hikayenin bütününü oluşturmaktadır. Çoşkun bütün bunların yanında bunamış kayınvalidesiyle uğraşmakta bunun yanında karısın çalışıp kazandığı parayı içkiye ve eski borçlarına vermektedir.
Kitapta ki tüm karakterler başından sonuna kadar oyunlarla iç içedir. Öyle ki bazı yerlerde söylenilen sözlerin gerçek mi yoksa oyunun bir sahnesi mi olduğunu anlamakta güçlük çekebilmekteyiz. Ayrıca Oğuz Atay’ın karamsarlığı iyice işimize işlemekte ve sonlarına doğru artık patlama yapmaktadır. Bir tiyatro oyununa göre abartılmamış insanın aklında yer eden betimlemelere sahiptir. Kitapla ilgili söyleyeceğim olumsuz şeylerden birisi; kitabın bir bölümünde, karakterlerin üç sayfa boyunca birbirlerine bir yayın evinden çıkmış kitapları saymalarıdır. Oğuz Atay eserlerinde sıkça karşılaştığımız, örnek vermede gereksiz bir abartı söz konusudur. Son olarak kitabın eleştirel boyutuna ayrı bir paragraf açmak istedim. Günümüz eleştirel değerlere sahip eserlerin aksine belirli bir siyasi görüş ya da ideolojiye değil de genel olarak politik ve toplumsal değerlerde yapılmış yanlışlara eleştiri yapılmaktadır. Özellikle Çoşkun’un sarhoş olduğu bölümlerde kurduğu cümleler toplumsal sınıflamada kendini halkın üstünde ve aydın olarak gören kesime ağır göndermeler içermektedir.