24 Ocak 2020 tarihinde mini internet dizisi olarak yayınlanan Rise of Empires: Ottoman 1453 yılını ve Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethini konu alıyor. Yapımcıları arasında, merkezi Los Angeles’ta bulunan bir Türk firması da bulunuyor. Dizi her biri 40-45 dakikadan oluşan, toplam 6 bölümden oluşuyor. Tuba Büyüküstün, Selim Bayraktar, Birkan Sokullu, Damla Sönmez gibi ünlü isimlerin oyuncu kadrosunda bulunduğu dizinin orijinal dili İngilizce olup özel isimler harici Türkçe ifade geçmiyor.
Dizi, bakış açısına alışık olduğumuz; bize tarih kitaplarında öğretilen ve fethi destansı bir zafer olarak anlatan bakış açısından ziyade, daha çok Roma İmparatorluğu’nun gözünden ve Avrupalıların kabul ettiği gerçeklerle bize anlatıyor. Mesela bizim Fetih hakkında bildiğimiz önemli 2 figür olan Akşemseddin ve Ulubatlı Hasan dizide hiç geçmiyor. Ayrıca dizide yaşanan bazı olaylar ve ilahi mesajlar Hristiyanlık inancındaki bakış açısına göre anlatılıyor. Ek olarak, dizideki baş kahramanın Fatih Sultan Mehmet olması beklenirken, bir anda asıl kahraman Giustiniani oluveriyor. Dizi yer yer gerçek tarih profesörlerine yer vermesiyle bir belgesel ortamı oluştursa da dönem dönem gerçeklikten uzak sahnelerle de karşımıza çıkıyor.
Diziyi eleştirmeden önce genel izlenimimi ve nadiren olumlu bulduğum şeylere değinmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi olarak, tabi ki dünyanın en çok izlenen platformunda tarihimizi anlatan bir yapımın bulunması güzel. Ayrıca bu yapımın içindeki oyuncuların birçoğunun Türk olması ve bu oyuncuların uluslararası dilde fena iş çıkarmamaları da olumlu sayılabilecek önemli noktalardan bir tanesi. İzlenim olarak bu dizinin özellikle ülkemizde fazla izlenileceğini ve beğenileceğini düşünmüyorum.
Eleştiri kısmına geçecek olursak öncelikle şunu söylemek istiyorum ki dizinin Türk yapımcısı global kitleye daha çok hitap edebilmek için olayları olağanın dışına çıkarıp farklı yerlere getirmiş. Özellikle ilk 3 bölümde öyle bir 2. Mehmet profili çiziliyor ki sanki dizide geçen kişi kıtalara hükmetmiş Fatih değil de yoldan çevrilmiş bir vatandaş gibi hareket eden bir padişah. Kuşatma başlamasından itibaren zamanda geriye dönüşler çok kötü kurgulanmış ve süre olarak da iyi ayarlanamamış. Bir yandan savaş devam ederken bir geçiş sahnesiyle geçmişe gidip sıkıcı ve genelde alakasız birçok olaya tanıklık ediyoruz. Dizi bir noktadan sonra öyle bir hal alıyor ki tarih bilgilerinizi sorgulayıp acaba Osmanlı İstanbul’u fethedemedi mi diye kendi kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz. Dizinin sonunda ise sanki bütün şans ögeleri Fatih’e yardım etmiş de Fetih öyle gerçekleşmiş gibi görünüyor. 2 ay süren kuşatmanın 59 gününde hep yenilip sadece 1 günde başarılı olunmuş gibi bir izlenim yaratılmış. Dizideki karakterlerin çok fazla baskın özellikleri ön plana çıkıyor; mesela Fatih her konuda inatçılığıyla ön plana çıkarken Çandarlı Halil Paşa Osmanlı tarafındaki bütün umutsuzluğun tek sebebi gibi yansıtılmış. Cenevizli korsan Giustiniani ise tamamen savaşmak için doğmuş, tek gecede bir tek çizik bile almadan 100 yeniçeriyi öldürebilecek güçte gösterilmiş. Ayrıca dizi boyunca Osmanlı her konuda en az 10 kat sayı üstünlüğüne sahip olsa da (asker, donanma, silah vb) bir türlü başarılı olamıyor.
Sonuç olarak her ne kadar dizinin danışmanları Celal Şengör ve Emrah Safa Gürkan’a tarih konusunda saygılarımı sunsam da sanki olayları özellikle Osmanlı nezdinde anlatırken başka toplumlara daha şirin görünmek adına bizi aciz göstermeye ittiklerini düşünüyorum.
Sade, güzel bir yazı olmuş. Eline sağlık. Birçok platformda reklamını gördüğüm için benim de merak ettiğim bir diziydi. Şimdi hazırsanız sorumu soruyorum sayın yazar: Dizinin orjinal dili İngilizce ve birçok Türk oyuncu da dizide yer alıyor demiştiniz peki dizinin Türkçe dublajını da Türk oyuncuların kendileri mi yapmış???
güzel soru. ben de merak ettim.
Evet öyle
Öncelikle değerli yorumlarınız için teşekkür ederim efendim. Sorunuzun yanıtına geçecek olursak eğer dizinin yayınlandığı platformdan dil seçeneklerini Türkçe yaptığımızda sesler dublaj olarak duyuluyor ve o sesler dizide oynayan kişilere ait değil.
Netflixin kendi dublaj kadrosu olduğu için bir kaç oyuncu dışında başka ekip seslendirmiş.
Yazınız için teşekkür ederim. Dizi izlemediğimi ve uzunca bir süre izlemeyeceğimi belirttikten sonra yorumumu yapmak istiyorum. Dizilerde tarihi bütün bir gerçeklikle yansıtmak pek mümkün değil ve hatta bu istenilen bir şey de değil. O yüzden tarihsel gerçekliğe uyumlu olup olmadığıyla ilgilenmek ne kadar doğru bilemiyorum. Sonuçta bu bir dizi. Ulubatlı Hasan’ın bir gerçek mi yoksa bir efsane mi olduğu konusunda tartışmalar var. Fakat bu isim doğru değilse bile birisi o sancağı oraya dikti. Bu açıdan hem efsane hem de gerçek olduğunu kabul edebiliriz. Dizide olsaydı bizim için daha anlamlı olabilirdi. Fakat dizide her karaktere can vermeleri mümkün olamayabiliyor.
Emrah Safa Gürkan’ın tarih bilgisini ve araştırma tekniklerini başarılı buluyorum. Fakat diziyi izlemeden dizi hakkında fazla bir yorum yapabilmem mümkün olmayacak. Belki bir fırsat olursa izleyebilirim. İncelemen için tekrardan teşekkürler.
Maalesef dizi çok vasat bir tarih içeriyor bizi kötüleyen yapımlara bir yenisi daha eklendi bir adam nerdeyse Osmanlı’yı yıkacaktı Atalarımızın kemiklerini sızlatan bir yapım
Belirttiğim gibi izleme fırsatını henüz bulamadım. Lakin birçok kişi benzer eleştirilerde bulunuyor. Gerçekten bu şekildeyse oldukça talihsiz olmuş…
Evet izleyincealina bakip gerceklesiyor. Turkler gene barbar gosteriliyor, fatih kaziga oturtan, komutanlarinin kellesini alan vahsi biri Konstantin kaninin son damlasina kadar halki için savasan bir kahraman. Osmanli askerlerinin halice vuran cesetleri de mizraklamasi cabasi ama konstantin askeri yarali birine merhamet ediyor vs..
Fetih ay falina bakip gerceklesiyor. Iman gucuyle degil. Turkler gene barbar gosteriliyor, fatih kaziga oturtan, komutanlarinin kellesini alan vahsi biri Konstantin kaninin son damlasina kadar halki için savasan bir kahraman. Osmanli askerlerinin halice vuran cesetleri de mizraklamasi cabasi ama konstantin askeri yarali birine merhamet ediyor vs..
Bahsettiğin Fatih kundaktaki kardeşini de boğdurtmuştu, ama gerçek tarih bunu anlatmaz, sayısız araştırmacı ve tarihçinin ortak fikirleri ve araştırmalaro neticesinde yapılan bir belgesel mini dizi.
ilginç bir diziye benziyor. hani böyle çok boş vaktim olursa izlerim artık 😀
Öncelikle tarih anlatıları neredeyse hiçbir zaman tarafsız olmamıştır, olamamıştır. Çünkü ülkeler kendi vatandaşlarına hesap vermek yerine, bazı ‘milli ve manevi’ değerleri de harmanlayarak yaptıkları eylemleri haklı gösterme çabası içerisine girmişler. Bu yüzden eğer tarihi bir vakıa incelenecekse ‘objektif’ ya da ‘tarafsız’ kaynak bulmak oldukça güçtür. Sonuç olarak dizinin yapımcılarının hangi coğrafyaya hitap ettiğini de göz önünde bulundurursak sanırım ortaya çıkan tabloya fazla şaşırmamak gerekir.
Eğer tarihi gerçeklerin burada anlatılanlar olmadığı düşünülseydi, zaten bu diziyi ‘biz’ çekerdik. Biz yalnızca izleyen taraf olduğumuza göre, bize düşen dizinin oyuncularının performansı, çekim kalitesi ve senaryodaki tutarlılık gibi konularda yorum yapmak olacaktır. Aksi halde kendimiz çalar, kendimiz oynarız.
Bence boş konuşmuşsunuz bizim için oyunculuktan önce manevi değer gelir biz bile kendimizi barbar gösterirsek başkaları ne yapmaz nasıl bir reklam yapıyorsun dünyaya sen barbar olduğunu kabul edebilirsin ama biz ve diğer Türk halkı kabul etmiyoruz yayında ve yapımda emeği geçenlere yazıklar olsun
Merhaba, sanırım yorumu yanlış anlamışsınız. Ben de sizden farklı düşünüyor değilim. Ancak maalesef biz ne kadar atıp tutsak da bu gibi dizilerin yayınlandığı uluslararası platformun Türkiyede binlerce abonesi var. Yani bizim dertlerimiz hep sözde kalıyor ama iş uygulamaya gelince kimse elini taşın altına koymuyor. Kaldı ki açıkçası ne bekliyorduk ki? Bizim tarihimizi övecek halleri yoktu ya. Biz bilimden, sanattan, felsefeden kaçıp gençlerimizi araştırmaya, okumaya yönlendirmek yerine gereksiz kahvehane muhabbetleri içine girip Passat arabanın içinde Almanya’ya; İPhone telefonumuzla da Amerika’ya sövüyoruz. Onun için ne konuşsak boş vesselam…
Dızıyı ızledım ve tıpkı sızın gıbı hıssettım yabancı proflar bzımkılerden daha guzel anltıyor olayları sanırım bu kadar sanlı tarıhe sahıp olmak hazımsızlık yapmıs beylerde sızı bıtınce kendımı buyuk bır boslukta hıssettım sankı yapılan ufak bısey dökülen kanlar Bos mus gıbı kıme sevımlı gorunduklerı pek de umurunda degil ama gercwk degısmez onlardan akıllıydı ve o sekıkde kazandı
tarih tamamen saptırılmış avrupalıların hayalindeki bi durumdan ibaret avrupalılar harbiden çok gülünç :)))))
Diziyi izledim ve tarihi açıdan vasatın altında gerçeklerin böyle olmadığını onlar da biliyor
tıpkı soykırım meselesi gibi
bizi karalamak için yapılmış bir yapım tarih bilmeyen insanlar tarihimizi böyle öğrenmemeli malesef güçlü Türk yapımları ile dogru tarih anlatılmadıkça bu cahillik sürecek
Adamlar bizi resmen aşagılamış .. oyunculuk kalitesi hiç önemli değil bizi kötü insanlar olarak gösteren iğrenç bir yapım
Dizi rezalet. Keşke tarihimizi doğru yansıtsalardı…
Bizans için iyi bir dizi olmuş. Yapımcıya da oyunculara da yazıklar olsun.
Osmanlı’nın küçük düşürülmesini izleyemedim. Kötü bir dizi olmuş.
tarihi diziden değil kitaplardan öğrenin
Yazınızı okuyunca çok mutlu oldum eleştiriniz tam tamına doğru, hislerime tercüman oldu. Diziyi izledim bitti: Oyunculuk, görsel, kalite açısında oldukça iyi ancak bahsettiğiniz gibi gerçekten uzak ve Bizanzlı gözünden yazılmış gibi. İnsan sonunda Giustiani ve imparator hayranlık duyacak duruma geliyor
Fatih Sultan Mehmet de sadece inatçı acımasız bir padişah, ordu kalabalık ama eeh işte olarak değerleri pek olmayan Bi toplum olarak yansıtılıyor dediğiniz gibi Akşemsettin Ukubatlı Hasan hiç yok! Bu açıdan hiç beğenmedim. Bir fetih değil bir savunmanın kahramanlığı anlatılıyor yazık üzüldüm.Yazı için emeğinize sağlık teşekkürler 🙂