En beklenmedik anda, nameler getirdi güvercinler.
Bilmiyorum nasıl vardım yanına, başım kollarımın arasında.
Bakışınca gözlerinle, düşüncelerim yuvarlandı yollarına.
Gecenin karanlığında, rica ettim bir fincan…
Gel zaman git zaman sürüse de ayaklarını bazen,
Bir sevgi hikayesiydi baştan sona; belki korktum, yanıldım.
Fark edemedim sebebini, sessizlik içindeki yıpranışının.
Yalanmış, aşık değilim dedim, bak! ben gerçekten sevdim.
Ellerin estiği günlerde, sözler mi geçti aramızdan?
Fora sandın ama mayna, yelkenlerim yabancı rüzgarlara.
Oysa anlatamamışım; önce dünyaya haykırmak,
Sonra senin güzelliğini her göze mühürlemekti, maksadım…
Bugün denizimiz fırtınalı da olsa, çapam, bayrağım mezestre,
Gösterdim, bende insanım, ağzımdan çıkanı kulağım duysa…
Dün geçmiş, yarın meçhul, belki bunlar sana hep klişe ama,
Duydun bunu daha önce, ya başıma gelen en güzel şeyse?
Deliyim anlasana, hatta tek başıma bir tımarhane!
Önce huyuna, sonra yanına, en son kapına gittim, yine anlamadım.
Bir özgüvensiz oldum, bir camcı, bir bilim adamı… Arada sevgili…
Kalpler hâlâ soğuksa, elden gelmez; bana düşen mendil sallamak…
Gün gelir, garip olurum, ben hâlâ aynı şapşik…
Önce gözden hasta
Şimdi gönülden hasta oldum ya