Son Mısır Kralı – Mohammed Salah Hamid Ghaly

1
  1. Hayatta bazı şeyleri başarabilmek için iki şey gerekir; çok çalışmak ve şans. Futbolda ise durum biraz farklıdır ve bunlara ek olarak bir de yetenekli olmak gerekir. Günümüz üst düzey futbolcularının birçoğunun aynı ülkeden çıkmasının nedeni ise tam olarak şans faktörüdür. Eğer Arjantin, İspanya, Almanya, İtalya, Fransa ve Brezilya gibi futbol ülkelerinde doğduysanız; çalışma azminiz ve yeteneğiniz de varsa şans bir şekilde sizi bulmaktadır. Fakat eğer futboldan uzak, iç çatışmalar ve yaşam mücadelesi içindeki bir toplumda dünyaya gelmişseniz, kendi şansınızı kendiniz yaratmak zorundasınız. Bugün sizlere bunun günümüzdeki en büyük örneğinden bahsedeceğim..  Mohammed Salah Hamid Ghaly…

Mohammed Salah Mısır’da orta gelirli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi ondan okumasını ve ülkesine faydalı bir birey olmasını istiyordu fakat onun çok küçük yaşlardan itibaren futbola olan merakı onu hep meşin yuvarlağın peşinden koşmaya itiyordu. Yaşıtlarına göre inanılmaz bir hıza sahipti, topla ilişkileri çok iyiydi ve topla çok hızlı hareket etmesine rağmen kolay kolay kaybetmiyordu. 12 yaşında babası tarafından şehrin yerel takımlarından birisine gönderildi. 14 yaşında Mısır Premier Lig ekiplerinden El Mokawloon takımının alt yapısına katıldı fakat tesislerle evi arası çok uzaktı ve hayatında futbol harici şeylere pek vakit kalmıyordu, okula bile. Bu durum onu daha çok çalışmaya itti çünkü Mohammed Salah ya çok büyük bir futbolcu olacaktı ya da hiçbir şey…

2009 yılında yirmi yaş altı milli takıma çağrıldı. 2010 yılında takımı El Mokawloon’da A takımda oynamaya başladı ve daha sonra Mısır Milli Takımına çağrılmaya başladı. Mohammed Salah basamakları birer birer çıkıyordu fakat bunlar en iyi olması için yeterli değildi. Onun hayatına yön verecek olayın bir futbol faciası olacağını kim bilebilirdi ki…

1 Şubat 2012 yılında Al Masry ve Al Ahly takımları arasına oynanan maçtan sonra seyirciler sahaya inmiş ve 74 kişi yaşamını yitirmişti(Port Said Stadyumu Faciası). Bunun sonunda Mısır Premier Ligi iptal edildi. Daha sonra Mısır Futbolunu ayağa kaldırmak adına İsviçre ekibi Basel, Mısır u23 takımı ile bir dostluk maçı yaptı. 2. yarıda oyuna giren Mohammed Salah bu maçta iki gol attı ve dikkatleri üzerine çekti. Dostluk için Mısır’a giden Basel piramitlerin dibinde adeta bir elmas bulmuştu.

Ülkesinden çıkan her genç gibi o da zorluklar yaşadı. Henüz İngilizce bile bilmiyordu ve takıma  yavaş yavaş uyum sağlıyordu fakat Salah o sezon Shaqiri ve Xhaka’yı kaybeden Basel taraftarını heyecanlandırmaya yetiyordu. Hızı ve tekniği ile dikkat çeken Mohammed Salah kısa zamanda devlerin dikkatini çekmeye de başlamıştı. Chelsea 16.5 milyon euro gibi bir ücrete Salah’ı alsa da kadro derinliği ve bir türlü isteneni verememesinden dolayı ertesi senelerde kiralık olarak başka takımlara gönderilecekti. Bu süreçte adı sık sık Liverpool ile anılsa da daha sonraki durağı İtalya olacaktı. Roma bir yıl kiralık sürecinin ardından Salah’ı kadrosuna kattı. Burada iyi bir sezon geçiren Salah, Klopp’un isteğiyle kariyer zirvesi yapacağı Liverpool’a transfer olmuştu. 2017-2018 sezonuna fırtına gibi giren Mohammed Salah, Klopp’un makine gibi işleyen sisteminin ileri üçlüsünden biriydi. Şampiyonlar Liginde 14 takımdan daha fazla gol atan 3’lüden birisi..

Salah’ı Salah yapan şey, çok hızlı ve teknik oluşu değildi, onlarca yıl sonra ülkesini Dünya Kupasına götürmesi ya da Premier Lig’de en çok gol atan futbolculardan birisi oluşu, en prestijli ödüllere (Baloon D’or, Golden Boot…) aday oluşu da değildi. Muhammed Salah’ı Muhammed Salah yapan, Anfield Road’da adına şarkılar yazılmasını sağlayan, aday olmadığı halde ülkesindeki cumhurbaşkanlığı seçiminde 1 milyondan fazla oy almasını sağlayan, on binlerce Liverpool taraftarını Müslüman yapan şey aslında Muhammed Salah’ın karakteri ve hikayesidir. Mütevazılığı ve gollerden sonra abartı sevinçlerden kaçınmasıdır.

Mohammed Salah’a duyulan sevginin en güzel özeti

1 Comment

  1. gerçekten olağanüstü bir futbolcu! mütevazı ve nereden geldiğini çok iyi biliyor ülkesi mısırı çok seviyor. oynayış şekli azmi disiplini ile cryuffu hatırlatıyor bana. bambaşka oyuncular olsa da ikisini de benzer yanları çok ne diyelim keşke biizm olsaydı başarılarının devamını dilerim

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Spor Kategorisinde Son Yazılar

Come to Beşiktaş

Come to Beşiktaş yani Beşiktaşa gel… Olay aslında çok basit ve sıradan. Bu olayı bu kadar