Asıl adı Mehmet Tevfik olan şair 24 Aralık 1867’de İstanbul’da doğdu. Babası Hüseyin Efendi ve annesi Sakız Rumlarından Hatice Refia Hanımdır. Tevfik Fikret’in doğduğu yıl babası Hüseyin Efendi şehremaneti meclis üyeliği ile defterhane vekilliğine getirilmişti ancak daha sonraki yıllarda bilinmeyen nedenlerle sürgüne gönderilmiştir. O dönemlerde Osmanlı Devleti büyük bir bunalım içindeydi. Özellikle II. Abdülhamid’in iktidara gelmesiyle ‘istibdat’ olarak adlandırılan baskıcı rejim; aydın, bürokrat ve memurlar üzerinde yoğun bir etkiye sahipti. Tevfik Fikret’in annesi Refia Hanım ise hac niyeti ile çıktığı yolculukta devrin yaygın hastalıklarından olan koleraya tutularak hayatını kaybetmiştir. Bu durum henüz 12 yaşında öksüz kalan şairde derin duygusal izler bırakacaktır. Tevfik Fikret ve kız kardeşi, anneanneleri Saliha Hanım tarafından büyütülmüşlerdir.
Eğitimine Mahmudiye Valide Rüştiyesinde başlayan Tevfik Fikret, daha sonra dönemin en önemli eğitim kurumlarından olan ve kendisinin de hayat çizgisini derinden etkileyen Galatasaray Lisesine geçti. Burada Muallim Naci, Recaizade Ekrem gibi dönemin ünlü şahsiyetlerinden dersler aldı. Bu kişiler Tevfik Fikret’in ilk dönem sanat anlayışını ve şiirlerini yakından etkilemişlerdir. Galatasaray Lisesi Tevfik Fikret’in Fransız kültürünü ve Fransızcayı yakından tanımasında önemli bir fırsat sağlamıştır. 1888 yılında Galatasaray Lisesini birincilikle bitirmesi onun eğitim hayatındaki başarısının açık bir göstergesidir. Okulu bitirdiği yıl Babıâli istişare odasına memur olup aynı zamanda Fransızca ve hüsn-ü hat dersleri verimiştir.1889 yılında yani 22 yaşına geldiğinde kuzeni Nazime hanımla evlenmiştir. Maaşların düşük olması nedeniyle memurluktan istifa eden Tevfik Fikret 1891’de Mirsad dergisinde açılan bir şiir yarışmasında birinci olarak dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Bunun üzerine 1892’de Galatasaray Lisesinde Türkçe öğretmenliğine getirilmiştir. Hükümetin yaptığı maaşlardaki kesinti nedeniyle 1895’de bu görevinden de istifa etmiştir. 1896 yılında ise Robert Kolejine öğretmen olarak gelmiştir. Daha sonraki yıllarda ıstırabını besleyecek kaynaklardan biri haline gelen Robert Koleji ve çevresindeki ecnebi aileler, Tevfik Fikret’in hayatındaki önemli konulardan biridir.
Recaizade Ekrem’in tavsiyesi üzerine Tevfik Fikret 1896 yılında Servet-i Fünun dergisinin yazı işlerine getirilmiştir. Tevfik Fikret’in daha sonraları şiddetle aleyhinde hareket edeceği II. Abdülhamid, Servet-i Fünun dergisine bizzat yardımda bulunmuştur. Topluluk beş yıl gibi kısa bir sürede içlerinde baş gösteren dargınlıklar, anlaşmazlıklar ve istibdatçı yönetimin kendilerine uyguladığı baskı nedeniyle kısa bir süre içinde dağılma noktasına gelmiştir. Bu yıllarda aydınların üstünde yoğun bir baskı mevcut olmuş ve yayın organları sıkı bir şekilde denetlenmiştir. Padişah hakkında en ufak eleştiride bulunanlar gözaltına alınmıştır. Tevfik Fikret de birçok kez gözaltına alınmıştır. Aynı dönemde, yönetime karşı fikirdeki İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin muhalefeti ilerlemiş ve güç kazanmıştır. Abdülhamid muhalifi olan yazarlar uzun süren muhalefetlerinde başarı sağlayamamış, kaçış ve inziva düşüncelerine sürüklenmişlerdir. Tevfik Fikret de 1900’de Servet-i Fünun’dan ayrılmış, ilk kitabı olan Rübab-ı Şikesteyi yayınlamıştır.1902’de kız kardeşini ve 1905’de babasını kaybeden Tevfik Fikret’in inziva düşüncesi iyice kuvvetlenmiş ve daha da içe kapanmıştır. 1905’te karısı ve oğluyla birlikte, Robert Koleji’ne bakan kendi çizdiği ve ‘Aşiyan’ adını verdiği evinde yaşamaya başlamıştır. O dönem çok az insanla görüşmüştür. Tam da bu dönemde, Abdülhamid yönetimini ve saray çevresini sertçe eleştiren ‘Sis’ şiirini yazmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni desteklemiş ve II. Meşrutiyet hareketine katılmıştır. II. Meşrutiyet sonrası 1908’de Tanin gazetesini çıkarmaya başlamış fakat gazetenin İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin yayın organı haline gelmesi üzerine istifa etmiştir. İttihat ve Terakki Cemiyetinin maarif nezaretliği teklifini de reddetmiştir. Tevfik Fikret İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde aradığını bulamamış ve İttihat ve Terakki Cemiyetine muhalif olmuştur. Meclisin 1912’de kapatılmasıyla ‘95’e Doğru’ şiirini (1878’de II. Abdülhamid’in meclisi kapatmasına benzetmiştir) yazmıştır.
Türk şiirine Batılı anlamda kimlik kazandıran Tevfik Fikret, şiirlerinde önceleri his ve hayal içerikli konulara ağırlık vermiş, şekilsel güzelliği önemseyen parnasyen tarzı benimsemiştir. Özellikle Fransız şair Baudelaire ve François Coppe’den büyük ölçüde etkilenmiştir. Servet-i Fünun ve öncesi dönemlerde bireysel konularda yazan ve sanat için sanat anlayışına sahip olan Tevfik Fikret’in Servet-i Fünun sonrası sanat anlayışı tamamen değişmiştir. Özellikle Sis şiirinden sonra şahısları ve zümreleri hedef almış, toplum için sanat anlayışına yönelerek hürriyet, vatan, medeniyet gibi konuları içeren yapıtlar vermeye başlamıştır. Tevfik Fikret, Sis şiiriyle yaşadığı çağı, toplumu ve yönetimi doğrudan doğruya tenkit etmiş ve heyecan tonu yüksek sözler sarf etmeye başlamıştır. Toplum için sanat anlayışını sürdürdüğü bu dönemde Türk gençliğini geleceğin umudu ve ışığı olarak gören Tevfik Fikret, ‘Haluk’un Defteri’ adlı eserinde oğlu Haluk’u sembolize ederek Türk gençliğine seslenmiştir. Hakkın batıla üstün gelmesi, hakkın akıl ve fen sayesinde gerçekleşeceğine inanma, insanların kardeşliği ve dünyanın birliği fikri, ilim ve fenne büyük değer verme öğütlerini veren gençliği akla bilime eğitime teşvik eden didaktik bir eser oluşturmuştur. Oğlu Haluk’u da eğitim alması ve döndüğü zaman yurduna yararlı bir birey olması için Avrupa’ya göndermiştir. Oğlu Haluk yurda dönmemiş ve babasının beklentilerini karşılayamamış olsa da Tevfik Fikret Türk gençliğinin ülkede devrim yapacağına inanmıştır. Yine bu dönemde modern bir okul açmak ve yeni bir edebiyat dergisi çıkartmak gibi projeleri olan Tevfik Fikret bunları da çeşitli sebeplerden hayata geçirememiştir. Ayrıca Tevfik Fikret’in çocuklar için 8’li hece ölçüsüyle kaleme aldığı eseri ‘Şermin’ çocuk edebiyatının ilk ve en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Tevfik Fikret çocukları eğitmek, onların sanat zevklerini geliştirmek ve onlarda okuma arzusu uyandırmayı amaçlamıştır.
Tevfik Fikret zannedildiği gibi en baştan idealist, hürriyet aşığı, vatansever tarzda eserler veren bir şair değildi. Şiirini daha çok şekle bağlı, sanat için sanat anlayışıyla yazmaktaydı fakat daha sonraki zamanlarda şartlarla doğan yeni fikirler gelişip kendisini hürriyet aşığı bir şair haline getirir. Yaşadığı hem bireysel hem de tarihsel çalkantılar Tevfik Fikret’in hayatını ve eserlerini yakından etkilemiştir. Gençlik döneminde iyimser ve ahlaki görüşe sahip olan Fikret, olgunluk döneminde, özellikle 1896-97’den sonra hayata, aşka ve Allah’a olan inancından vazgeçip kötümser-isyankâr bir hale geçmiştir. Allah’a olan inancı azalır, sofuluğu gider, alaycı bir insan haline gelir. Ailesi ve yakın arkadaşları ile bile anlaşamayan bir insan olur. Bu hırçınlaşma eserlerine de yansır, devrin büyük şairlerinden Mehmet Akif’le olan dini konuda sert atışmaları da bu döneme denk gelir ve ‘Tarih-i kadim’e Zeyl’ adlı şiiriyle kendisini eleştiren Mehmet Akif Ersoy’a yanıt verir. 1912 sonrası ise toplumsal çizgideki yeri iyice belirginleşir. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma sürecinde yetişen ve ne kendi devrinde ne de kendinden sonraki dönemde yitip kaybolmayan çağının ve zamanın sınavından geçmiş büyük Türk şair, öğretmen ve yayıncı olan Tevfik Fikret, Türk şiirine modern tarzı kazandırmıştır. Kendinden sonra gelen kuşaklara şiir sanatı bakımından, Cumhuriyet kuşağına ise fikri yönden büyük ölçüde öncülük etmiştir. Dünya görüşü çağının koşullarını aşan Tevfik Fikret özgürlük ve eşitliğe inanmıştır. Şeker hastalığı ilerlerken tedaviyi reddeden Fikret 15 Ağustos 1915’te İstanbul’da ölmüştür. Naaşı Eyüp’teki aile mezarlığına defnedilmiştir.
Nitel anlatım tekniklerinin kullanıldığı kitapta* yazar Hasan Akay zaman zaman kişisel görüşlerine yer vermiştir. Birincil kaynak olarak dönemin dergileri ve gazetelerinden bazı örneklerle şairin kendi şiirleri kullanılmıştır. Kitabın dili açık ve nettir, söz oyunlarına veya ağır söylemlere yer verilmemiştir. Söyleyişi anlaşır kılmak için kitabın içindeki Tevfik Fikret şiirleri günümüz Türkçesiyle birlikte verilmiş ve okuyucunun daha kolay anlaması sağlanmıştır. Hasan Akay Tevfik Fikret’in yaşadığı döneme ve kişisel hayatına dair bilgilerden ziyade şairin edebi yönüne ağırlık vermiş ve şiirleri ile eserlerini yakından incelemiştir. Okuyucu ipuçlarıyla ve yer yer verilen bilgilerle dönem hakkında bir fikir oluşturabilir. Tevfik Fikret’i ve onun Türk şiirindeki yerini anlamak için değerli bir yapıt sayılabilecek eser, edebiyatla ilgisinin yanı sıra dönemin siyasi ve toplumsal yapısını çözümlemekte izlek olarak kullanılabilir.
Konuk Yazar: Sabiha YÖN
E-posta: sbhyon@gmail.com
*Akay, Hasan, Tevfik Fikret, Şule Yayınları, 2015, İstanbul.