Ankilozan Spondilit

Bir Ankilozan Spondilit Vakası – Tanı ve Tedavisi

3

Bugün çok yoruldunuz mu? Mesela ben o kadar yoruldum ki belimdeki müthiş sızıdan size saatlerce bahsedebilirim. Peki, benim belim neden ağrıyor? Çünkü oradan buraya, buradan şuraya koşturdum durdum, eğildim kalktım derken hal böyle. Ama bir hastalık var ki yoruldukça değil de oturdukça bel ağrısı yapan: Ankilozan spondilit.

Ankilozan Spondilit Nedir?

Ankilozan spondilit yoğun bel ağrısıyla eşleşmiş inflamatuar-romatizmal bir hastalıktır. Dünya üzerinde görülme sıklığı %1 olmakla beraber, bu hastalığa sahip olup da ömrünü bel fıtığı olduğunu düşünerek geçiren insanların sayısı da hayli bir fazladır.

Hastalığın erken dönemlerinde basit bel ağrısı şikayetleri olurken, gecikmiş evrelerde vertebralar arasındaki eklemlerin iltihabına bağlı kemikleşme sonucu ciddi hareket kısıtlığı yaşarlar. Hatta hastalar son dönemlerinde yalnızca başını hareket ettirebildiği, vücudunun kalanını kıpırdatamaz hale gelirler.

Hastalığın Klinik Özellikleri

A-Eklem Bulguları

Özellikle sinsi bir başlangıç sergileyen Ankilozan spondilit (AS) 3 aydan daha uzun süren bir sabah tutukluğu, hareket edememe, yataktan kalkamama şikayetleri ile kendini gösterir.

İstirahatte ağrılar artarken egzersiz ile hafifleyen bir bel ağrısı tanımlıyor olması ankilozan spondilit adına ciddi ipucu verir.

Spesifik olarak periferik artrit hastalığa bağlı olarak da alt ekstremitelerde, asimetrik yerleşimli ve oligoartiküler tutulum olarak aklımıza ankilozan spondilit getirir.

Hastalık genellikle 40 yaşından genç insanlarda tespit edilir. Bu hastalardan elde edilen radyolojik verilerde özellikle sakroilit tespit edildiği de görülmüş.

Hastalarda inflamatuar bir bel ağrısı bulunması Ankilozan spondilit için oldukça tipik bir bulgudur.

Calin kriterlerine göre;

-40 yaşın altında,

-Sinsi bir başlangıç varsa

-3 aydan daha uzun bel ağrısı tanımlaması oluyorsa

-Sabah tutukluğu ile beraberse

-Egzersiz ile rahatlıyorsa ve bu bulgulardan en az 4 tanesi hastanın kendisinde varsa %80 Ankilozan spondiliti vardır sonucuna elde ederiz.

spondilitin aşamaları

B-Eklem Dışı Bulgular

Birçok ankilozan spondilit hastasında eklem dışı bulgular da hastalığa eşlik eder.

Akut anterior üveit (göz içi iltihabı) en sık rastlanan eklem dışı tutulumdur. Hastaların %25-30’u kadarında görülür. Genellikle üveit tek taraflıdır.Hastada ağrı, göz yaşında artma, fotofobi, bulanık görme ile tanımlanır.

Bununla beraber gözde iritis, yine konjunktivit, ciltte psöriatik lezyonlar, psöriatik artrit ve Reiter sendromu ile görmek de mümkündür.

Hastalığın geç dönemlerinde ise akciğer kapasitesinde azalmaya bağlı dispne, böbrek tutulumuna bağlı amiloidoz ve alt ekstremitede ödem, kalp problemleri, barsaklarda Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı da görülebilir.

Hastalığın Nedeni ve Risk Faktörleri

Ankilozan spondilitin sebebi hala bilinmemekle birlikte HLA-B27 geni taşıyan bireylerin hastalığa yakalanma riskinin daha fazla olduğu saptanmış.

Türkiye’de bu hastalığa yakalanan kişilerin %80-85’inde HLA-B27 genine sahip olduğu gözlenmiş.

Erkeklerde kadınlara oranla 2 kat daha fazla Ankilozan spondilit tanısı konulmuş.

Bu bilgileri derlediğimde aile öyküsünün hastalığın tanısında ne kadar önemli olduğunu da görebiliyoruz.

Ayrıca hasta bir kenara dursun AS’in bel fıtığı ve fibromiyalji (kas romatizması) ile karıştırıldığı da oldukça sık karşılaşılan bir durumdur.

Hastalığın Tanısını Koyma

Bu hastalarda anamnez oldukça önem arz ederken, yine HLA-B27 gen testleri de yapılmaktadır ancak bu testin spesifikliği yüksek değildir.

Kan testlerinde eritrosit, sedimentasyon hızı, CRP gibi belirteçlere bakılır ancak bu test için de ‘’Kan değerleri yüksek evet, bu kişi Ankilozan spondilit’’ diyemeyiz.

Hastalığın erken seviyelerinde Radyoloji bizim için yeterli olmayabilir, MRI görüntüleri de istenir. Özellikle bu seviyede görülen sakroiliti tespit edebilmek adına MRI çok önemlidir.

Hastalığın tanısında Schober testi bir numaralı testtir. Bununla beraber Parmak ucu yer testi, Tragus-duvar testi, Göğüs ekspansiyonu testi, Oksiput-duvar testi de kullanılır.

schobers testi

Tedavi ve Yaşam Tarzı

Ankilozan spondilitte uygulanan tedavinin amacı ağrıları gidermek, beldeki tutukluğu ve deformiteyi önlemek, hastalığın ilerleyişini mümkün olduğunca geciktirmektir.

Erken dönemde hastaneye başvurulan vakalarda kalıcı hasar oluşmadığı takdirde tedavi oldukça başarılıdır.

İlaç tedavisinde ise hastaya ilk olarak Non-steroid anti-inflamatuar ilaç (NSAİİ) verilir. Ancak sonuç alınamaz ise tümör-nekroze edici faktör blokerleri (anti-TNF) ilaç tedavisine doktor onayıyla başlanır.

İlaç kısmını kısa tutacağım, benim son olarak vurgulamak istediğim başka bir şey: AS hastaları lütfen hayattan kopmayın. Milyonlarca kişinin bel ağrılarıyla mücadele ettiği bir dünyada kendinizi aykırı görmeyin. Eğer düzenli spor, yoga, plates… Bu tarz hafif olacak şekilde aktivitelere yönelirseniz özellikle egzersizi aksatmaz iseniz emin olun çok daha mutlu ve sağlıklı bir yaşamınız olur, olacaktır.

Bu yazımızı da tavsiye ederiz:  Günlük Aspirin Tedavisi: Avantajları ve Riskleri

Her halimize şükür, yarınımız güzel olsun.

Sağlıcakla kalın…

3 Comments

  1. bel ağrısıyla gittik kan tahlili temiz çıktı. as te iltihap olması gerekir değil mi

  2. Elbette bir infeksiyon söz konusu olduğu in kanda da buna dair bulgular bekleriz ancak bazı durumlarda da olur ki asemptomatik seyirleri mevcuttur.
    Ayrıca AS tanısı için kan tahlillerinden ziyade mevcut bel ağrısının tipi (40 yaşın altında, sinsi bir başlangıçlı, 3 aydan daha uzun süredir bel ağrısı ile beraber abah tutukluğu, egzersiz ile rahatlama olması) esas alınmaktadır.
    Tarafımızca şikayetleriniz için birden fazla merkeze başvurmanız ise tavsiye edilir. Ne de olsa iki akıl bir akıldan üstündür 🙂
    Stj Dr. Onur Çelik

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Bilim & Sağlık Kategorisinde Son Yazılar

Baştan çıkarıcı kokular

Mmm… Nasıl da kokuyor! Kokuların ve güzel rayihaların biz insanlar üzerinde etkisi vardır. Kokular, anılarımızı canlandırdığı

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, genellikle gündelik hayatta karşılaşılan stres faktörleriyle başa çıkamama durumunda ortaya çıkan yoğun kaygı ve korku