boks

Kaçabilirsin Ama Saklanamazsın: Boksun Tarihi

Boks, dünyanın en popüler spor dallarından bir tanesi. Temel olarak iki kişinin bir hakem gözetiminde ve karşılıklı yumruklarla birbirlerini yenmeye çalıştıkları spor dalı olarak boksun, son derece dikkat çeken bir felsefesi var. Eğer karşılıklı dövüşürken rakibinize odaklanmazsanız, rakibinizi alt etmeniz mümkün değil. Ayrıca dengeli bir duruş, rakibinize etkili yumruklar atmanızı sağlayacaktır. Yani boksla ilgilenirken konsantrasyonu, sabrı ve rakibinizi dikkate almayı öğrenirsiniz. Bu ise hayatınızdaki meselelere çok farklı pencerelerden bakmanızı sağlar. Peki Antik Yunan’dan modern dünyaya boksun gelişimi nasıldır? Boksa dair bilmeniz gerekenler neler?

Antik Yunan ve Roma’da Boks

Boksun tarihi oldukça kadim. Boks müsabakasına dair ilk resim kabartması MÖ 3000 yılında Sümerler ile MÖ 2000 yılında Antik Mısır tarafından yapılmıştır. İki kabartmada da yumruk-dövüşçülerin tasvir edildiği görülüyor. Öte yandan 1927 yılında Dr. E. A. Speiser, Bağdat’ta Mezopotamya taş tabletleri keşfetmiş olup bu tabletlerde iki erkeğin ödüllü bir yarışma için hazırlık yaptığı gözlemleniyor. Eldeki verilere bakıldığında Antik Yunan ve Eski Roma’da, boksun erkeklerin tekelinde olduğunu belirtmek mümkün.

Boksa dair önemli ipuçları, Antik Yunan’da kendisini gösteriyor. Homeros’un İlyada adlı eserinde, boks müsabakasına dair detaylı bilgiler bulunuyor. Eski Yunan kahramanı Theseus’un ilk kurallı müsabakaları icat ettiği biliniyor. Bu hem dönemi hem de boksun ilerleyen süreçleri açısından oldukça önemli. Fakat Antik Yunan’da boksun son derece şiddetli bir spor dalı olduğu da aşikar. Çünkü yapılan müsabakalarda boksörlerden biri diğerini öldürene kadar müsabaka devam ediyordu.

Eski Roma’ya gelindiğinde, boksun şiddet unsurunu içeren bir spor dalı olarak devam ettirildiğini söylemek olanaklı. Bu dönemde boksörler suçlular ve köleler arasından seçiliyordu. Boksörler, özgürlüklerine kavuşmak istiyorlar, bu nedenle kendilerini müsabaka içerisinde buluyordu. Genellikle köleler ve suçlular müsabakalarda olsa da zaman zaman özgür kadın ve erkekler de müsabakada yer alıyordu. Ayrıca Eski Roma’da boks, imparatorların da ilgi duyacağı bir spor dalı haline gelmişti.

Modern Dünyada Boks

Boksun modern dünyadaki yansıması, kuralları bulunan ve bu kurallara göre gerçekleştirilen müsabakalar şeklinde oldu. 1867, modern boks için önemli bir yıldı. Çünkü 1867’de Marquess of Quennsberry kuralları oluşturuldu. John Chambers tarafından oluşturulan kurallar, ilk olarak Lillie Bridge bölgesinde gerçekleştirilen hafif, orta ve ağır siklet amatör şampiyonlar için taslak haline getirildi.

Kuralların tamamı 12 maddeden oluşuyordu. Raundların her biri 3 dakika idi ve raund aralarında 1 dakikalık dinlenme süresi bulunuyordu. Bir boksör yere düşerse, 10 saniye sayılıyor ve bu süre içinde maça dahil olabiliyordu. Kuralların oluşturulduğu süreç içerisinde kurallara uygun eldivenler de tanıtıldı. Böylelikle boks, yapı değiştirdi. Savunma, saldırı daha stratejik bir şekilde yapılıyordu.

Boksun Efsaneleri

Jack Johnson, Muhammet Ali, Mike Tyson ve Anthony Joshua başta olmak üzere birçok isim; boksun efsaneleri arasında yer alır. Çünkü bu isimlerin her biri, eşsiz bir tarza sahip. Muhteşem bir karaktere sahip olan Muhammet Ali, sert duruşuyla bilinen Mike Tyson ve niceleri; boksun gelişimine de katkıda bulundu.

Jack Johnson

Ağır sıklette dünya şampiyonu olan ilk siyahi Jack Johnson, boks tarihine adını altın harflerle yazdırmış isimler arasında yer alıyor. Li’l Artha (Glaveston Devi) olarak da bilinen Johnson, 1878-1946 yılları arasında yaşadı. Toplamda 104 maça çıkan ünlü boksör, bu maçların 73 tanesini galibiyetle bitirdi. Bunun yanı sıra 40 maçta nakavtla galibiyet aldı. 13 yenilgi, 10 beraberlik; maçlardaki başarısını gösteren istatistikler arasında bulunuyor. Başarısı ve azmi, birçok siyahinin Johnson gibi boksa merak salmasını sağladı.

Muhammed Ali

Amerikalı profesyonel boksör Muhammet Ali, tüm zamanların en iyi boksörü olarak görüldü. The Greatest lakabıyla anılan Ali, BBC tarafından “Yüzyılın Spor Kişiliği” seçildi. Boks kariyeri çok özel duraklardan oluşan Ali, 1960 yılında Roma’da ağır hafif sıklette altın madalya alarak profesyonel lige geçiş yaptı. 22 yaşındayken Sonny Liston’u yendi ve dünya şampiyonu oldu. Bu zafer, isminin ve dininin değişmesinin temel nedeniydi. Doğum adı Cassius Marcellus Clay Jr. olsa da ismini Muhammet Ali olarak değiştirdi.

Bu yazımızı da tavsiye ederiz:  Otuz Yıl Savaşları ve Vestfalya (Westphalia) Barışı

Bir süre boksa ara verdi. Fakat 1970 yılında tekrar boksa döndü. 1971 yılında Joe Frazier ile maça çıktı. Profesyonel kariyerinde ilk defa yenildi. 1978 yılında Leon Spinks’e yenildi fakat aynı sene içinde rakibin yendi. Böylelikle dünya şampiyonu oldu. Dünya şampiyonluğunu üçüncü kez elde etti. Bu, boks tarihinde bir ilkti. 1978 yılında kariyerini, şampiyonluk aldıktan sonra bırakmış oldu. Toplamda 61 maça çıkan Ali; 56 galibiyet, 37 nakavtla biten galibiyet, 5 yenilgi aldı. Beraberlikle biten maçı ise hiç yok.

Michael Gerard Tyson

1966 yılında dünyaya gelen ve şu anda 56 yaşında olan Mike Tyson, boksun efsanevi isimleri arasında yer alıyor. Ağır sıklet düzeyinde yarışmalara katılan Tyson, şu ana kadar toplamda 58 maça çıktı. 50 galibiyet alan Tyson’un nakavtla biten galibiyet sayısı 44. Öte yandan sadece 6 mağlubiyet aldı. 2 maç da sonuçsuz kaldı. 1985-2005 yılları arasında kariyer yapan Tyson, eski Amerikalı boksördür. 1987’den 1990’a kadar dünyanın tek ağır sıklet şampiyonu olarak boks dünyasında dikkatleri üzerine çekti.

Anthony Joshua

2016-2021 yılları arasında IBF, IBO WBO WBA ağır sıklet şampiyonu olan Anthony Joshua; ağır sıklette yarışan İngilizce boksördür. Şu ana kadar toplamda 27 maça çıkan Joshua, 24 maçta galibiyet aldı. 22 maçta ise nakavtla galibiyet elde etti. 3 yenilgisi bulunan Joshua’nın hiç beraberliği bulunmuyor.

Beyza Aksoy’un kitabında yer alan şu söz, boksu en iyi şekilde anlatıyor:

“Boks öfke sporudur,” dedi genç adam, arkasını dönmeden konuşuyordu. “Ben buna inanmıyorum. Her ne kadar kas gücü önemli olsa da o arenaya çıktığında rakibini aklınla yenersin. Aksini yapıyorsan kazandığın tek şey mağlubiyet olur ve bir noktadan sonra devam edemezsin. Çünkü öfkenin oturduğu masadan ilk aklın kalkar.”

Yorum bırakın

Your email address will not be published.

Tarih Kategorisinde Son Yazılar